Davalının murisinin öldüğünün tespit edilmesi üzerine, 23.01.1996 ile 21.11.2002 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıkların işlemiş faizi ve % 50 cezai şartı ile birlikte tahsili için ... 30. İcra Müdürlüğü'nün 2004/511 sayılı dosyası ile, davalı aleyhine icra takibi yapılmış olup, davalının asıl borç dışında faize ve borca itiraz ettiği ve bu nedenle takibin durduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, davalının sadece cezai şarta itiraz ettiği, taahhütnamede gerçeğe aykırı bildirimde bulunmadığı kabul edilerek cezai şarta ilişkin itirazının haklı olduğu sonucuna varılmış olup, ölü annesinin yaşadığını bildirmesi nedeniyle taahhütnamede gerçeğe aykırı bildirimde bulunulmadığına ilişkin mahkemenin tespiti isabetsiz ise de, bu bildirime dayalı olarak bir aylık ödemesi sözkonusu olmadığından, cezai şart yönünden yapılan itirazın yerinde olduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme Hüküm : Beraat Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın aracıyla geri manevra yaptığı, ölene 1 metre kadar yaklaştığı sırada ölenin orta rüfüj aralığında kendiliğinden yere düşerek öldüğü kabul edilen olayda, ölen ile ilgili tüm belgeler Adli Tıp Kurumu'na gönderilerek ölümün kendiliğinden düşme sonucu mu, yoksa arabanın çarpması sonucu yere düşmesiyle mi meydana geldiği tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile sanık hakkında beraat kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi...
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davacı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, davacının dava konusu hayat sigortası kapsamında davalıdan alacaklı olup olmadığının tespiti için deliller toplanmış, 23/07/2020 tarihinde davacı bankadan ihtiyaç kredisi çeken müteveffa ...’nün 18/03/2021 tarihinde vefatının kredi çekmesinden önce mevcut olan hastalıkları nedeni ile meydana gelip gelmediğinin tespiti için önce uzman hekim tek bilirkişiden 11/10/2022 tarihli rapor alınmış ve raporda ...’nün vefatında ölümünden önce varolan hastalıkları arasında direkt illiyet bağı olduğunun tespit edildiği görülmüş olup, rapora yapılan itirazların değerlendirilmesi ve Yargıtay içtihatları gereğince ölüm ile önceki hastalıklar arasında illiyet bağının tespiti için uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği değerlendirilerek Adli Tıp Kurumundan raporlar alınması yoluna gidilmiş ise de, sonrasında düzenlenen tüm Adli Tıp raporlarında ölümün önceki varolan hastalıklardan...
ın davalı işyerinde çalışırken meslek hastalığına yakalandığını ve bunun sonucunda 2011 yılı itibarı ile % 78 oranında malül kaldığını, tespit tarihinden 6 yıl sonra 16.05.2017 tarihinde meslek hastalığı nedeniyle vefat ettiğini, davalı işverenin murisin meslek hastalığına yakalanmasında kusurlu olduğunu müvekkilinin de murisinin ölümü nedeniyle manen olduğu kadar madden de zarara uğradığını belirterek; şimdilik 1,00 TL maddi tazminatın ölüm tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir II. CEVAP Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Olayda müvekkilinin kusuru olmadığını, davacının murisinin ölümünün başka işyerlerindeki kötü çalışma koşullarından doğmuş olduğunu, müteveffanın başka işyerinde çalışmalarının da bulunduğunu, ölümün meslek hastalığı sonucu meydana gelmediğini belirterek; haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
"İçtihat Metni" K A R A R Dava, 13.08.2008 tarihinde meydana gelen zararlandırıcı olay sonucu ölümün iş kazası olarak tespiti istemi ile sigortalının uğradığı bu olay sonucu hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, söz konusu vefat olayının yürütülen iş ile veya iş yeri ile ilgisi olmayıp fizyolojik nedenlerle meydana gelen tabii bir ölüm olayı olduğu, iş kazası ve meslek hastalığı olarak vasıflandırılmasının mümkün olmadığının tam ve açık bir şekilde anlaşıldığı gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfus kaydı bulunmayan kişinin nüfusa tescili, ölümün tespiti ve tescili davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı ... tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde 7036 sayılı Kanun'un 7 nci maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432 nci maddesi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Mahkeme tarafından verilen kararın ...'ne 16.03.2020 tarihinde tebliği usulsüzdür. Ancak usule aykırı olarak yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi muhatabın öğrendiği tarih olarak kabul edilir....
Sulh Hukuk Mahkemesine dava açtıklarını, Mahkemenin nüfus kayıtlarının incelenmesinde muris İsmail Hakkı Bulum'un kardeşlerinin bekar olarak ölü ve annesi Ümran Güç'ün dul öldüğünün tespit edildiğini, murisin babası Hüseyin Bulum'un kayıtlarda ölümünün görülmediği, nüfus aile tablosunda olaylar ve tarihleri yazılan bölümde ölüm tarihinin yazacağı yerde ölümün tespiti yazdığını, nüfus kayıtlarına göre Hüseyin Bulum'un doğum tarihinin 01.07.1873 olduğunu, kayıtlara göre yaşının 148 olduğunu, yaşamasının mümkün olmadığını,...vs beyanla, Hüseyin Bulum'un ölü olduğunun tespiti ile nüfus kaydının ölüm kaydının düşülmek suretiyle düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davalı T3 Temsilcisi, araştırma yapılarak karar verilmesini talep etmiştir. C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/04/2021 tarih 2021/45 Esas 2021/172 Karar sayılı kararıyla, 5490 Sayılı Yasanın 31. ve 32....
Ancak, yukarıda açıklandığı üzere tapu kaydındaki malikin payı yönünden kayyım tayin edilebilmesi için öncelikle kayıttan malikin kim olduğunun anlaşılamaması ya da ölmüşse mirasçılarının tespit edilememesi gerekir. Çıkartılan nüfus kayıtlarına göre payına kayyım atanması talep edilen T4 ve T3'nun kim oldukları bellidir. Nüfus kaydında ölüm araştırması veya ölümün tespiti şeklinde şerh bulunması bu kişinin öldüğü anlamına gelmeyecektir. Ancak, böyle bir şerh bulunan durumda kişinin kaydında değişiklik yapılabilmesi için öncelikle ölü veya sağ olduğunun tespiti gerekir. Bu durumda elbirliği mülkiyetin paylı mülkiyete çevrilmesi davasını gören mahkemece gerekli araştırma yapılarak bu kişilerin hayatta olup olmadığına yönelik deliller toplanmalı, ölmüş oldukları anlaşıldığı takdirde davacılara yetki ve süre verilerek ölümün tespiti ve nüfusa kaydettirilmesi ve ayrıca mirasçılık belgelerinin çıkartılması sağlanmalı, mirasçılar davaya dahil edilerek davaya devam olunmalıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/454 ESAS 2020/173 KARAR DAVA KONUSU : Tespit (Ölümün Tespiti) KARAR : İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/12/2020 tarih 2018/454 Esas 2020/173 Karar nolu kararına karşı, davacılar vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkillerinin murisleri Emine Güner Laker'ın veraset ilamını çıkarmak amacı ile İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesine yapmış oldukları başvuru sırasında Emine Güner Laker'ın halen İngiliz uyruklu Victor Harold Laker ile evli olarak göründüğünü öğrendiklerini, yapılan tüm araştırmalara rağmen Victor Harold Laker'ın ölüm tarihini gösteren herhangi bir evraka ulaşamadıklarını, İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin talimatı üzerine Bodrum 1....
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ: Dava, 5510 sayılı Yasa'nın 20/3 fırası kapsamında davacıya murisi nedeniyle iş kazası meslek hastalığı sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Bazı hükümleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın 20/1. Fıkrasında: İş kazası veya meslek hastalığına bağlı nedenlerden dolayı ölen sigortalının hak sahiplerine, 17’nci madde gereğince tespit edilecek aylık kazancının % 70'i, 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre güncellenerek 34 üncü madde hükümlerine göre gelir olarak bağlanır. Hükmü mevcuttur. 2. Fıkrada ise, “İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 veya daha fazla oranda kaybetmesi nedeniyle sürekli is göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün is kazası veya meslek hastalığına bağlı olup olmadığına bakılmaksızın birinci fıkraya göre belirlenen tutar, 34 üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır”....