"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine gününde verilen dilekçe ile istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dair verilen günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine, çekişme konusu taşınmazların harman yeri iken 442 sayılı Köy Kanunu hükümlerine göre köy yerleşim alanı olarak ayrıldığını ve davalı köy adına tescilinin yapıldığını, ne var ki 442 sayılı Köy Kanununun Ek 12.maddesine göre Maliye Bakanlığından uygun görüş alınmadığını, bu şekildeki tescilin yolsuz tescil olduğunu, tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir....
ve 685 yevmiyeli iştirakin feshi ile 12.02.1991, 25.03.1991 ve 08.05.1991 tarihli satışlara ilişkin akit tabloları ile dayanak veraset ilamlarının getirtilmesi; 4) Belediyeden; çekişmeli 389 ve 399 parsel sayılı taşınmazlarda yapılan imar uygulamasına ilişkin tüm belgelerin (Belediye Encümen Kararı ve tüm dağıtım cetvellerinin, vs.) temin edilmesi; 5) Tapu Müdürlüğünden; 389 ve 399 parsel sayılı taşınmazların imar uygulaması sonucu oluşan imar parsellerinde tescillerin dayanağı olan tüm belgelerin celbi ile dağıtım cetvellerinde isim belirtilmeksizin mirasçılar adına tescilin öngörülmüş olması halinde tescilin nasıl yapıldığının araştırılarak ilgili belgelerin temini; bu noksanlıklar tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 21.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tescilin haklı bir sebebe dayanmaması ve tescil talebinin mevcut ihtiyati tedbir kararı sebebiyle o hak üzerinde tasarruf yetkisine sahip olmayan kişi tarafından yapılması nedeniyle mahkemece hem ihtiyati tedbir şerhinin işlenmesine hem de belgelere aykırı yapılan tescil işleminin düzeltilmesine karar verilmesi yerine davanın bir tapu iptali ve tescil davası olarak nitelendirilmesi suretiyle istemin reddi doğru değildir. Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 11.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahallesi 938 Ada 47 Parsel no.lu taşınmazdaki hisselerini sözleşmeye uygun olarak tapuda davalıya devrettikleri, buna karşın davalı yüklenici tarafından taşınmaz üzerine yapılması taahhüt edilen inşaatın %40 oranında tamamlandığı ve inşaatın getirildiği seviye dikkate alınarak davacıların sözleşmenin geriye etkili olarak feshi, tapu iptali ve tescil ile müdahalenin men'ini ve kal talep haklarının doğduğu, yapı ruhsatı olmadan başlanıp belirtilen seviyeye getirilen, kaçak yapı durumunda bulunan ve yasal hale getirilmesi mümkün olmayan yapının davacıların zenginleşmesine neden olmayacağı, bu nedenle geriye etkili feshe rağmen bedele hükmedilmeyeceği, bununla birlikte, ayni hakların kütüğe tescil ile doğacağı, tescilin sebebe bağlı bir tasarruf işlemi olduğundan sırf tescilin yapılmasının ayni hakkın doğumu için yeterli olmayacağı, tescil yoluyla ayni hakkın doğabilmesi için haklı ve geçerli bir hukuki sebebin de bulunması gerektiği, davalı yüklenicinin sözleşme uyarınca yapılan tapu devri...
Davacı vekili 28.03.2022 tarihli dilekçesi ile; kararın kesinleşmesinden sonra tapuya başvurduklarında davalının borçları nedeniyle tapuya haciz konulduğunu ve tescilin hacizlerle birlikte yapılıp yapılmamasını kabul edip etmediklerini bildirmelerini istediklerini, davalının borçları ile müvekkilinin alakasının bulunmadığını, tescilin davalıdan kaynaklanan türlü takyidattan ari bir şekilde yapılmasını, davalının borçlarından dolayı gelen hacizlerin bu taşınmazdan kaldırılmak suretiyle yapılmasının esas olmasını, hükmün buna göre tavzih yolu ile düzeltilmesini ve tapuya da bildirilmesini istemiştir....
Bir kısım davalılar, dava konusu taşınmazların kesinleşen mahkeme kararının infazı sonucunda adlarına tescil edildiğini, davacının dava açma hakkı bulunmadığını, hükmen yapılan tescilin yolsuz olduğu iddiasının dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlar, bir kısım davalılar ise karşı davalarında tapu müdürlüğünün kesinleşen mahkeme kararının infazı sırasında hata yaptığını, kendilerine az pay verildiğini ileri sürerek hatalı tescilin düzeltilerek adlarına yeniden tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, davacı idarenin yolsuz tescilin düzeltilmesi bakımından dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, iptal edilmiş imar parselleri üzerinden tescil işlemlerinin yapılmasının yolsuz olduğu karşı davanın ise kabule şayan olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davalılar ve müdahil.......
Yukarıda değinilen yasal düzenlemeler uyarınca, aynî haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de illîlik prensibinin bir sonucu olarak geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. O halde, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil nitelik taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceği açıktır. 3. Somut olayda, 6360 sayılı Kanun′un geçici 1 inci maddesine dayanılarak oluşturulan devir tasfiye ve paylaştırma komisyonu kararına dayanılarak dava konusu taşınmaz tapuda davalı adına tescil edilmiş; davacı Hazine tarafından 6360 sayılı Kanun uyarınca çekişmeli taşınmazın mülkiyetinin kendisine ait olması gerektiği, davalı adına oluşturulan tescilin yolsuz olduğu ileri sürülerek mülkiyet iddiasında bulunulmak suretiyle eldeki dava açılmıştır....
DAVA Davacı, kat irtifaklı 298 ada 87 parsel sayılı taşınmazın riskli yapı ilan edilip, kentsel dönüşüm kapsamına alındığını, taşınmaza yeniden bina yapım işini üstlenen dava dışı müteahhit firma ile kat kaşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını ancak kendisi sözleşmeye katılmadığından taşınmazdaki adına kayıtlı 8 no.lu bağımsız bölümün diğer paydaşlara yapılan teklifin çok altında bir teklifle 6306 sayılı Kanun'un 6. maddesi kapsamında satışa çıkartıldığını, davalı ...’in taşınmazı ihaleden satın aldığını, daha sonra diğer davalı ...’e devrettiğini, taşınmaza ilişkin satış kararının ve davalı ...’e yapılan satışın iptali için açtığı davanın İzmir 1. İdare Mahkemesinin 2017/600 Esas sayılı dosyasında kabul edildiğini, davalı ... adına oluşan tescilin yolsuz olduğunu, davalıların müteahhit firmayla ilişkisinin bulunduğunu, eylem ve iş birliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek 8 no.lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. II....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil-tazminat davasında bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur. 3.3. Değerlendirme Kararın (III.) numaralı paragrafında İlk Derece Mahkemesinin, (IV/3.) numaralı paragrafta Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeleri yerinde bulunmakla; Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. VI....