Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece tescil harici bırakılan yer hakkında kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak dava açıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Anılan yasa maddesinde yer alan düzenleme, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağına ilişkindir. Bir başka ifade ile hakkında tutanak düzenlenmeyen yerler hakkında açılacak davalar, bu düzenlemede yer almamaktadır....

    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Dava başlangıçta tespite itiraz davası olarak Vezirköprü Kadastro Mahkemesinde açılmış, uyuşmazlığın davacı ile davalı ...’ya ait parsel arasındaki yol olduğunun belirlenmesi ve maddi hatanın giderilmesi sonucu anılan yer Kadastro Mahkemesinin 12.03.2008 gün ve 2007/216 Esas, 2008/34 sayılı kararıyla, uyuşmazlığın yola ilişkin bulunduğu bu yer hakkında kadastro tutanağının düzenlenmediği, bu nedenle Kadastro Mahkemesinin görevi olmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, sözü edilen görevsizlik kararı 25.04.2008 tarihinde kesinleşmiştir....

      Bu durumda dava, kadastrodan önceki nedene ve tapu kaydına dayanmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesine göre harita ve krokiye dayanan kayıt kapsamlarının harita ve krokisine göre belirlenmesi zorunludur. Ancak mahallinde yapılan keşifte tapu kaydının kapsamı, varsa harita ve krokisi uygulanarak belirlenmemiştir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece tapu kaydının dayanağı haritası varsa getirtilmek suretiyle mahallinde yapılacak keşifte 3402 sayılı Kanunun 20. maddesi uyarınca uygulanarak kapsamının belirlenmesi, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek, davanın tespitten sonraki hakka dayalı olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Hukuk Dairesinin 17.04.2017 tarihli ve 2015/7741 Esas, 2017/2488 Karar sayılı ilamıyla; “Davacı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenlerine dayanarak hem tespitten önceki hem de tespitten sonraki sebeplere dayalı olarak dava açmıştır. Taşınmazın tespit sırasında hakkında kadastro tespit tutanağının düzenlenmemiş olması, öncesinde var olan zilyetliği kesmez. Kanunlarımızda tescil harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi sebeplere dayanarak dava açma hakkını sınırlayan bir süre de öngörülmediğine göre mahkemece işin esası hakkında karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca; öncelikle taşınmazın hangi nedenle tescil harici bırakıldığı sorulup saptanmalı, bundan sonra iddia ve savunmalar doğrultusunda yöntemince araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.” gerekçesiyle bozulmuştur. 3....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların yaklaşık 60 yıldan bu yana babası ve daha sonra babasının vefatı ile kendisinin zilyetliğinde olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında okuryazarlığı olmayan müvekkile bu taşınmazların kendisi adına tescil edildiği kadastro memurları ve aralarında husumet olan o gün ki muhtar tarafından beyan edildiğini, bu beyana güvenen müvekkilin de kadastro tutanaklarına karşı itirazda bulunmadığını ve dava açmadığını, 3402 sayılı Kadastro Kanun'unun 12/3 maddesi'nin; "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." şeklindeki düzenleme olsa da, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı hükmünü amir olup işbu davanın kadastrodan önceki hukuki sebebe dayanmayıp müvekkilin kadastro çalışmaları...

          DELİLLER: Çekişmeli taşınmazların tapu kaydı, kadastro tutanak örnekleri, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi hükmünde kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır. Bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır....

          Mahkemece, “imar mevzuatı uyarınca dava konusu taşınmazın Hazine adına tapuya tescil edildiğini, imar uygulaması ve işlemine karşı açılacak davalar bakımından idari yargının görevli olduğunu, bu nedenle mahkemenin görevsizliğine, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, idari yargı yerinin görevli olduğunun belirlenmesine” karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya gibi, hukuki sebeplere dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL ... Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: ... sonucu ...Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 18, 19, 20, 22, 23, 24, 25, 26, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51 ve 56 parsel sayılı yüzölçümleri tutanaklarında yazılı olan taşınmazlar hükmen davalı ... Kaşıkçı ve paydaşları adına, tescil edilmiştir. Davacı ... ... ve arkadaşları tespitten önceki tapu kayıtlarına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda davanın kesin hüküm nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Temyiz Sebepleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; eldeki davada yolsuz tescile neden olan vaka tespit çalışmalarında ölçü krokisinin yapılan tapulama tespitlerine aykırı olarak parsel numaralarının ters verilmesi ve paftanın yine ölçü krokisine göre oluşturulması nedeniyle ters oluşmasından kaynaklandığı, dolayısıyla tespitten önceki bir hukuki nedene değil tespitten sonra fakat kesinleşmeden önceki olay olan kadastro müdürlüğünün hatası vakasına dayanan yolsuz tescilin iptali talebi oldugundan hak düşürücü süre geçmediği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41/son hükmünde benzer durumlar olan maddi hataların düzeltilmesinde hak düşürücü sürenin uygulanmayacağının belirtildiğini, haklı davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir. 2....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil ... ve müşterekleri ile Hazine ve Sarıyer Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının reddine dair ...Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 01.12.2010 gün ve 252/328 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu yapılan yerin davacılara ait 122 ada 46 parselin tespitinin yapıldığı 1.8.2007 tarihinde paftasında yol olarak bırakıldığının kabul edilmesi gerektiğine, kadastro tespiti ile kadastrodan önceki zilyetliğin kesintiye uğradığına, bu nedenle tespitten sonra başlaması gereken zilyetliğe eklenmesi mümkün olmadığına, paftasında yol olarak bırakıldığı tarihten itibaren...

                  UYAP Entegrasyonu