Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan ve aynı yer hakkında davalı kişinin daha önce açtığı tescil davasının ret edilip kesinleşmesiyle davalının herhangi bir hakkı bulunmadığı belirlenen taşınmazın tesciline ve davalının bu yere elatmısının önlenmesine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce, 3116 sayılı Yasaya göre 4785 sayılı Yasanın yürürlük tarihinden önce 1943 yılında yapılan ve 28/12/1949 yılında ilan edilerek kesinleşmesinden sonra ..., ... ve Havuzpınar Devlet Ormanı ismiyle Şubat 1952 tarih ve 19 numarada 1316 Hektar yüzölçümüyle ve yine Nisan 1962 tarih 13 numarada 779 hektar yüzölçümüyle ve Sazlıdere Devlet Ormanı ismiyle tapuya tescil edilen orman kadastrosu ile daha sonra 3302 sayılı Yasaya göre yapılıp 12/03/1996 tarihinde ilan edilerek dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır....

    Köyünde 2007 yılında yapılarak ilan edilen orman kadastro çalışmasında kendi adına tapuda kayıtlı olan 164 parsel ile arazi kadastrosunda tescil harici olarak bırakılan ve zilyetliğinde bulunan 98.170,44 m2’lik taşınmazın orman kadastro sınırları içinde alındığını, ancak bu taşınmazların orman niteliğinde bulunmadıklarını belirterek orman kadastro çalışmasının iptali ile tescil harici bırakılan taşınmazın tescilini talep etmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazların orman sınırları dışına çıkarılmasına ilişkin talebin reddine, ... bilirkişi raporunda belirtilen (A), (B), (C), (D) ve (E) harfli taşınmazlara ilişkin tescil talebi yönünden ise mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı şirket tarafından temyiz edilmektedir. Dava, 6 aylık askı ilan süresi içinde açılan orman kadastro çalışmasına itiraz davası niteliğindedir....

      Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine ve dava konusu 1, 2A ve B harfli toplam 94917 m2'lik taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler ve davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 12.08.1987 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Davacı gerçek kişilerin genel arazi kadastro çalışmalarında tescil harici bırakılan taşınmaza yönelik olarak zilyetliğe dayalı açmış olduğu tescil davasında mahkemece verilen ilk kararın davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine dairemizin yukarıda esas ve tarihi belirtilen ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

        Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanuna göre 112.12.2005 – 06.03.2006 tarihleri arasında yapılıp 03.04.2006 – 03.10.2006 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman tahdidi ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ile 4999 sayılı Kanunla değişik 7. madde uyarınca unutulan ormanların sınırlandırılması çalışması bulunmaktadır. Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1977 yılında yapılmış ve sonuçları 07.07.1977 – 08.08.1977 tarihleri arasında ilân edilmiş, çekişmeli 131 parsel sayılı taşınmaz, tapulama mahkemesinin 19.10.1983 gün 1982/68 - 327 sayılı kararı ile orman sayılan yerlerden olduğundan tescil harici bırakılmıştır....

          ya ait 331 parsel ile bitişiğindeki kadastro harici bırakılan yerden geçerek ... Yoluna bağlanan kısım üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş ise de geçit kurulan yerin bir kısmının, kadastro harici bırakılan yere rastladığı anlaşılmaktadır. Kadastro harici bırakılan yerler kural olarak Türk Medeni Kanununun 715. maddesi kapsamına giren devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerdendir. Bu özelliği itibariyle kamu malı niteliğinde olup kamu malı niteliğinde olan bir yerin de kişinin özel istifadesine terki olanaklı değildir. Kısaca belirtmek gerekirse, kadastro harici bırakılan yer üzerinden geçit kurulamaz. Kaldı ki geçit davalarındaki amaç, yol ihtiyacı içinde bulunan bir taşınmazın, kesintisiz olarak genel yola ulaşımını sağlamaktır. Kadastro harici bırakılan yer, tapuya tescil edilmiş bir yer olmadığından bu şekilde kurulan geçitle kesintisizlik ilkesi de ihlal edilmiş olur....

            Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca kadastro sırasında tescil harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 11/03/1980 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosu ve 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre 06/07/2006 tarihinde yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışması vardır....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; davacı taraf, yol olarak tescil harici bırakılan alanın gerçekte yol olmadığını, uzun süredir tasarruflarında olduğunu belirterek adlarına tescili talepli eldeki davayı açmış olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık tescil harici bırakılan alanın yol olup olmadığı ve davacının zilyetlik ile kazanma şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları 31/03/1993 tarihinde kesinleştiği, dava konusu kısmın ise yol olarak tescil harici bırakıldığı, dava konusu arazinin niteliğini ve kullanım süresinin belirlenmesine ilişkin fen bilirkişisinden rapor aldırılmış olup rapor uyarınca dava konusu alanın öncesinde yol olduğunun belirlendiği, çekişmeli alanda davacının zilyetliğinin sürdürülüş biçimine ve süresine yönelik mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile de dava konusu alanın öncesinde yol olarak kullanıldığı ve davacının zilyetliğinin bulunmadığı, sonradan fındık dikilmek suretiyle...

              Ayrıca davacının talebinin, ... çalışmaları sırasında ilk olarak 437 ve 440 parsel numarası ile tespit edilen taşınmaz sınırları içerisinde kalıp daha sonra imar uygulaması görüp niteliği değişen tapulu bir taşınmaza mı, yoksa ... çalışmaları sırasında dere yatağı olarak tespit harici bırakılan yere mi ilişkin olduğu, dolayısıyla davanın tapu iptal tescil davası mı, yoksa tapusuz taşınmazın tescili istemine mi ilişkin olduğu da anlaşılamamaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle davacı tarafa dava dilekçesi açıklattırılmalı ve bu suretle dava konusu edilen yerin ... çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan bir yer mi, yoksa ... sırasında hakkında tutanak düzenlenip tapuya bağlanan ve sonrasında imar uygulaması gören 437 ve 440 parsel sayılı taşınmazlardan ayrılan tapulu taşınmazlara mı ilişkin olduğu belirlenmeli; davanın tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğunun anlaşılması halinde 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi uyarınca ......

                H.G.K.’nun 21.01.2004 gün 2004/8-15-7 ve 12/05/2004 gün 2004/8-242-292 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede arazi kadastrosu (1980) yılında (3402) Sayılı Kadastro Yasası yürürlüğü sırasında yapıldığı ve davaya konu taşınmazın tesbit dışı bırakıldığı tartışmasızdır. Burada halledilmesi gereken sorun, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın hangi nitelikte tesbit dışı bırakıldığı konusudur. 3402 Sayılı Kadastro Yasasının uygulanmaya başladığı 10/10/1987 tarihten önce 2613, 5602 ve 766 sayılı Yasaların hükümlerine göre, kadastrosu yapılacağı ilan edilen ve önceden sınırları belirlenen çalışma alanları içerisindeki ormanlar tesbit dışı bırakılmışlardır. Bir diğer anlatımla; arazi kadastrosu ekipleri ormanların kadastrosunu yapmamış, ancak bölgede daha önce orman kadastrosu yapılıp kesinleşen ve tapuya tescil edilen ormanlara ait kayıtlar, o birliğin çalışma alanının tapu kütüğüne aktarılmıştır (766 Sayılı Yasanın madde 46/3)....

                  Bu durum karşısında, dava konusu taşınmaz bölümünün tescil harici bırakılan alanda mı, yoksa mera parseli içerisinde mi kaldığı hususunda tereddüt hasıl olduğundan yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu