Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sonucunda ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1902 ada 1 parsel sayılı 185,55 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ...in fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak ... adına tescil edildikten sonra 25.09.2014 tarihince davacı ...'a satış yoluyla intikal etmiştir. Davacı ..., taşınmazın yüzölçümünün eksik tespit edildiği iddiasına dayanarak dava açmıştır....

    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın öncesinin resmi belgelerde orman niteliğinde olduğu ve yörede orman kadastro çalışması halen yapılmamış olması nedeniyle orman olma niteliğinin devam ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili ile 2172 parselin tapu kaydının iptali ile adına tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1963 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir....

      Ne var ki; taşınmazın yukarıda açıklandığı üzere komisyon kararı gereğince Devlet Ormanı niteliğiyle tespit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. H.G.K.nun 21.01.2004 gün 2004/8-15-7 ve 12/05/2004 gün 2004/8-242-292 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede arazi kadastrosu 1972 yılında 766 Sayılı Kadastro Yasası yürürlüğü sırasında yapıldığı ve davaya konu taşınmazın orman olarak tesbit dışı bırakıldığı tartışmasızdır. Bu yerde bu güne kadar orman kadastrosu yapılmamıştır. Her ne kadar bilirkişi ve tanıklar taşınmazın öncesinin orman olmadığını, üzerinde imar- ihyayı gerektirecek nitelikte maki veya benzeri bitki örtüsünün bulunmadığını, taşınmazların davacı tarafından 30 - 40 yıldır kullanıldığını ifade etmişlerse de, kadastro işlemi olan tesbit dışı bırakma işlemine, araziye ve eylemli duruma uygun düşmeyen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez....

        Mahallesi 130 ada 2 nolu parsel içerisinde kaldığı, ancak 130 ada 2 nolu parselin TOKİ konutları yapımı kapsamında imar uygulamasında ağaçlandırılacak alan olarak bırakıldığı ve tescil işleminin yapılmadığı, (C) harfi ile gösterilen kısmın ilk tesis kadastrosu sırasında tescil harici alan olarak bırakıldığı, 2005 yılında idari yoldan TOKİ adına tescil edilen ve daha sonra imar uygulaması kapsamında tescil edilen ......

          .- Uzman teknik bilirkişilerin ....04.2013 tarihli rapor ile 09.07.2013 havale tarihli rapor ve eki kroki eklenmek suretiyle dava konusu taşınmazın bulunduğu mahallede tapulama çalışması yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise çalışmanın başlama ve bitiş tarihi ve tapulama sırasında tescil harici bırakılma nedeninin Kadastro Müdürlüğünden sorularak alınacak cevabi yazının, ...- Uzman teknik bilirkişilerin 09.07.2013 havale tarihli rapor ve eki krokide (A) harfiyle gösterilen çekişme konusu taşınmazın bulunduğu mahallede 3402 sayılı Yasa'ya 5831 sayılı Yasa'nın .... maddesi ile eklenen Ek-.... madde kapsamında kullanım kadastrosu veya güncelleme çalışması yapılıp yapılmadığı, kullanım kadastrosu veya güncelleme çalışması yapılmış ise çekişme konusu taşınmazın her iki çalışma kapsamında kalıp kalmadığı, taşınmaz hakkında nasıl bir işlem yapıldığının, ilgili merciden sorularak alınacak cevabi yazının getirtilerek dosyasına konulması, ...- Uzman teknik bilirkişilerin 09.07.2013 havale...

            Mahkemece yapılan yargılama sonunda; açılan davanın kabulü ile İlkadım ilçesi Bilmece mahallesinde kain 132 ada ile 144 adalar arasında tescil harici bırakılan ve bilirkişi raporlarında (A) harfi ile gösterilen 18.500 m2'lik taşınmazın orman sınırları içerisine alınmasına, davacı idarenin tescil talebi yönünden ise davanın reddi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, bir aylık yasal itiraz süresinde açılan orman kadastro tespitine itiraz davasıdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu 1981 yılında yapılmış ve dava konusu yer tescil harici çalılık olarak bırakılmıştır. 3402 sayılı Kanunun 22/a madde uygulama çalışmaları 05/12/2013 tarihinde kesinleşmiştir. Orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmaları ise 05/11/2013 tarihinde askıya çıkarılmış ve itiraz süresinde eldeki dava açıldığından kesinleşmemiştir....

              Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, genel arazi kadastrosunda tespit harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili istemi niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 15/07/1977 tarihinde ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 15/06/1989 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 27/05/2008 gününde oybirliği ile karar verildi....

                tescil harici bırakılan alanlarda, daha sonra kesinleşen orman kadastrosu sonucunda orman sınırı dışında kalan tapulu ve tapusuz taşınmazların 3402 sayılı Kanuna göre kadastrosu yapılır hükmünün yer aldığını, bu madde hükümlerine göre dava konusu taşınmazların orman olduğu gerekçesiyle tescil harici bırakılan alanlar olmadığını, evvelce yapılan kadastro çalışmaları sırasında kadastro alanında olup tescil harici bırakıldıklarını bu nedenle ancak Hazine adına tescillerinin yapılabileceğini, aksi düşünülse dahi davalı açısından zilyetlik koşullarının oluşmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların davalı adına yapılan kadastro tespitinin iptali ile taşınmazların Hazine adına tescilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Dava, niteliği itibariyle ... çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan ve krokisinde yol olarak gösterilmekle yetinilen bölümün davacıya ait parsele eklenmek suretiyle tapuya tescili istemine ilişkindir. Mahkemece; davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Ziraat bilirkişisinden taşınmazın öncesinin ne olduğunu, taşınmazda imar-ihya işlemi yapılıp yapılmadığını, yapılmış ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı rapor alınmamıştır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı, ... çalışma alanında bulunan ve 1976 yılında yapılan kadastro sırasında dereyatağı ve boşluk olarak tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle, 24.06.2013 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 20.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda (A), (B), (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen tescil harici bırakılan yerin davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu