WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Davacıların delil olarak tutundukları 8.10.1992 tarih 5 ve 29.12.1971 tarih 315 sıra numaralı tapu kayıtlarının tesislerine esas tescil ilamlarının, tescil davası dosyasının ve 29.12.1971 tarih 315 sıra numaralı tapu kaydının haritasının bulunduğu yerden getirtilerek dosyasına konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 31.10.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı olarak değil, kadastroca köy adına tespit ve tescil edilen taşınmazın ifrazı ile oluşan 1042 parsel sayılı taşınmazın üzerinde Sağlık Ocağı bulunmasına rağmen cins değişikliği yapılmayarak vasfının arsa olarak bırakılması ve Tapu Müdürlüğünce doğrudan davalı Belediye adına tescil edilmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek yolsuz tescil niteliği ile tapu iptal ve tescil davası istemine ilişkin olup, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 2017/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 31.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı olarak değil, kadastroca köy adına tespit ve tescil edilen taşınmazın ifrazı ile oluşan 1042 parsel sayılı taşınmazın üzerinde Sağlık Ocağı bulunmasına rağmen cins değişikliği yapılmayarak vasfının arsa olarak bırakılması ve Tapu Müdürlüğünce doğrudan davalı Belediye adına tescil edilmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek yolsuz tescil niteliği ile tapu iptal ve tescil davası istemine ilişkin olup, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 2017/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay (20.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 13.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların paydaşı olduğu önalım hakkına konu edilen taşınmazın 49/320 payının satış vaadi senedine dayalı kesinleşen tescil davası sonucu davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek önalım hakkının tanınmasını istemiştir. Davalı vekili, dava konusu taşınmazın ... Kadastro Mahkemesinde tespite itiraz davası devam ederken henüz tapu kaydı oluşmamış iken 1050 m²'lik kısmının 25/04/1995 tarihinde 950 m²'lik kısmının ise 28/08/1997 tarihinde satın alındığını, taşınmazın zilyetlik ve tasarrufunun 1995 yılından bu yana davalıya devir ve teslim edildiğini, Kadastro Mahkemesinin 30.06.2003 tarihinde kesinleşen 1978/94 esas 2003/349 karar sayılı kararı ile ... mirasçıları adına tescil edildiğini, bu tescil kararına rağmen davalıya devir ve ferağ işlemlerini gerçekleştirmeyen satıcı ... aleyhine açılan dava sonucunda ...'...

          Mahkemece anılan yönler gözetilerek, orman kadastrosuna itiraz davası, mera komisyon kararına itiraz ve tescil davasından ayrılıp, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi gerekirken, yargılamaya devamla, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 01/12/2008 günü oybirliği ile karar verildi....

            Dava, başlangıçta terditli olarak harici satıma dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde temliken tescil talepli açılmış iken, davacı taraf yargılama aşamasında ıslah talebinde bulunarak tapu iptali ve tescil taleplerinin, taşınmazların ifraz sınırının altında olmaları(bölünemez olmaları) nedeniyle, açmış oldukları terditli talepleri içeren davalarını muhdesat tespiti olarak değiştirdiklerini beyan etmesi ile muhdesat davasına dönüşmüştür. Muhdesat tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere ve kural olarak; tespit davalarında tespit davası açanın hukuki yararının varlığı gerekir. 6100 sayılı HMK'nin 106. maddesinin 2. fıkrasında “tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.” denilmektedir....

              Ne var ki; tescil davasının tarafları "bu yerde orman kadastrosunun başladığını ve taşınmazın orman sınırları içine alındığını ve sonuçlarının 26/11/2001 tarihinde ilan edildiğini bu nedenle tescil davası elde tutularak orman kadastrosuna itiraz davası ayrılıp kadastro mahkemesine gönderilerek sonucunun beklenmesi ve orman kadastrosuna itiraz davasının kesinleşen sonucuna göre tescil davasının karara bağlanmasını" mahkemeye bildirmedikleri ve mahkemede kendiliğinden bu durumdan haberdar olmadığından, tescil davasına devam ederek davayı 19/12/2002 tarihinde karar bağlamış ve yine temyiz aşamasında da taraflar orman kadastrosundan söz etmediklerinden mahkeme kararı 03/06/2003 tarihinde onanıp, karar düzeltme istemi de red edilerek 08/03/2004 tarihinde kesinleşmiştir....

                ./... tescil nolu “...”,.../... tescil nolu ... “...”, .../... tescil nolu “...”, .../... tescil nolu ve “...”, .../... tescil nolu ve “...”, .../... tescil nolu ve “...”, .../... tescil nolu ve “...”, .../... tescil nolu ve “...”, .../... tescil nolu ve “...” markalarının sahibi olduğunu, davalı şirket adına Türk Patent ve Marka Kurumu sicilinde tescil edilen .../... tescil numaralı “...” ibareli markanın müvekkilinin adına tescilli birçok marka ile karıştırılma ve ilişkilendirilme ihtimali olduğunu, İzmir Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin .../... E. sayılı dosyası .../... E. sayılı karar ile; davanın kabulüne .../... no’lu “...” ibareli 29. Sınıfta süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil) emtiada kayıtlı 28.12.2011 başvuru için, 23.01.2014 tescil tarihli markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkin edilmesine dair karar verildiğini. Olan ve Mahkemece verilen kararın davalı tarafça istinaf edilmekle birlikte istinaf başvurusunun reddine dair verilen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ......

                  nın 464 ve 465 parsel sayılı taşınmazların devrini gerçekleştirdiğini, ancak dava konusu 468 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ihtiyati tedbir olduğu için devri gerçekleştiremediğini, bunun üzerine Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesinde 2017/356 Esas sayılı dava dosyasında tapu iptal ve tescil davası açtığını, bu davada ...’nın aralarındaki işlemin inançlı temlik olduğunu ve dava konusu taşınmaz için herhangi bir bedel ödenmediğini, verdiği borca güven teşkil etmesi için taşınmazların adına kayıtlı olduğunu kabul ettiğini, ön alıma dayalı tapu iptal ve tescil davası açılabilmesi için ortada gerçek bir satım sözleşmesinin bulunması gerektiğini, ancak somut olayda vuku bulan işlemin inançlı temlik olduğu gerekçeleriyle davanın reddini savunmuştur....

                    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davacılar vekilince olağanüstü zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanma koşulları gerçekleştiği gerekçesiyle davanın tescil davası olduğu öne sürülmüş ise de; dava dilekçesindeki ve yargılama sırasındaki anlatımlardan, usulünce açılmış bir tescil davası bulunmadığı, Hazineye husumet yöneltilmesinin davayı tescil davasına dönüştürmeyeceği, Görümlü köyü, Deresor mevkii 966, 974, 977, 978, 980, 992, 993, 996, 997 ve 998 parsel sayılı taşınmazların paftalarında kesinleşen kadastrodan sonra yapılan orman kadastrosu sırasında sayısal kaydırma yapıldığı iddia olunmuş ise de davanın bu hukuki nedene dayanmadığı, davanın bu taşınmazların irsen intikal, tapu ve vergi kaydı nedeniyle davacıların zilyet ve tasarruflarında olduğu hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, bir an için davanın tespit sonrası sayısal kaydırma nedenine dayalı olduğu kabul edilse dahi belirtilen parseller...

                      UYAP Entegrasyonu