Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çaycuma Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/316-313 ... kesinleşmiş kararı ile davacı tarafından anılan vasiyetnameye dayanılarak açılan tenfiz davası sonucunda taşınmazın tamamının davacı adına kayıt ve tescili cihetine gidilmiştir. Ancak, aynı taşınmaz için açılan tapu iptal tescil davası sonucunda taşınmazın muris adına olan tapu kaydı iptal edilerek ¾ hisse itibariyle davacılar ..., ... ve Sadık adına kayıt ve tescil edilmiş olup hüküm 13.09.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Vasiyete konu murise ait olan 1/4 payın davacı adına tesciline karar verilmiş olmasına göre kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen ilk hüküm Dairemizin 13.12.2018 tarihli ilamı ile aile konutu şerhi konulması davasının reddi gerektiği, tapu iptal tescil davası yönünden davalı ... lehine nispi vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiği ve tapu iptal tescil davasının reddine karar verildiği halde yargılama giderlerinin davacıdan tahsiline karar verilmemesi gerekçesiyle bozulmuştur. Hükmün bozma kapsamı dışında kalan kısımları ise kesinleşmiştir....

      Hal böyle olunca, öncelikle davacı tarafa tescil davası açılması konusunda önel verilmesi, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi, denkleştirme iddiası yönünden tarafların tüm delillerinin toplanması, sonucuna göre hüküm kurulması, tescil davası açılmadığı takdirde iptal davasının reddedilmesi gerekkirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın ... parsel yönünden kabulü ile davacı adına tesciline, ..., ..., ... parseller yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki davacı taraf, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda tescil davası açmış ve eldeki dava ile birleştirilmiştir. Bilindiği üzere; iddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır....

        Asliye Hukuk Mahkemesi tapu iptal ve tescil davasını elinde tutarak, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizlik kararı vermesi ve kadastro mahkemesinde görülüp sonuçlandırılarak orman kadastrosuna itiraz davasının kesin sonucunu beklemesi, ondan sonra tapu iptal ve tescil davasını esastan karara bağlaması gerekirken, her iki dava yönünden görevsizlik kararı vermiştir. O halde, kadastro mahkemesince yapılacak iş; orman kadastrosuna itiraz davası yönünden davanın esasına girilerek taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığını yöntemine göre araştırmak ve toplanacak delillerin sonucuna göre orman kadastrosu davasını esas yönünden karara bağlamak, tapu iptal ve tescil davası yönünden de davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine ait olduğundan görevsizliğe karar vermekten ibarettir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında doğrudan doğruya re'sen gözetilmesi gerekir....

          Kural olarak; bir taşınmazla ilgili olan kamulaştırmasız el atma davası devam ederken kamulaştırma bedel tespit ve tescil davası açılması halinde aslolan kamulaştırma davası olup, bedel tespit ve tescil yönünden inceleme yapılıp davaya devam edilmesi, kamulaştırmasız el atma davasında ise bedel tespit ve tescil davasının bekletici mesele sayılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Ancak somut olayda, kamulaştırma bedel tespit ve tescil davası açıldığı ilgili BAM. Dairesine bildirilmediğinden, istinaf incelemesi sonucunda tazminat dava dosyası kesin olarak karara bağlanmıştır....

          Mahkemece 147 parselde bulunan 6 numaralı bağımsız bölümün hiçbir zaman muris adına tescil edilmediği, davalının taşınmazı 3. şahıstan satın aldığı,davacının iddialarının daha önce açtığı muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında değerlendirildiği ve davanın reddine karar verildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiştir. Davacı aynı taşınmaz hakkında 1.8.2005 tarihinde muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası açmış olup, açmış olduğu bu dava gizli bağış iddiasıyla açılan davalarda muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği gerekçesiyle reddedilmiş ve kesinleşmiştir. Davacı 16.7.2008 tarihinde bu defa tenkis davası açmıştır. Muris ...'un ölüm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 571. maddesine göre tenkis davası, saklı payın zedelendiğinin öğrenilmesinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılabilecektir....

            Kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davanın dinlenebilmesi için davanın, 6292 sayılı Yasa uyarınca taşınmazın satış işleminden önceki bir tarihte ve Hazineye yöneltilerek açılması gerekir. Taşınmaz 3. şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra şerhe yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Somut olayda yargılamanın devamı sırasında taşınmaz 6292 sayılı Yasa gereğince Hazine tarafından eşit paylarla davalılara satılarak eşit paylarla davalılar adına tescil edilmiştir. Her ne kadar artık davaya tapu iptal ve tescil davası olarak devam edilemez ise de davacılar taleplerini zilyetliğin (fiili kullanıcı olduklarının) tespiti olarak ıslah etmişlerdir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı; maliki olduğu 9 parsel sayılı taşınmazdaki dükkân vasıflı 3 numaralı bağımsız bölümün 07.02.2006 tarihinde birlikte yaşadığı ...’a kardeşi olan davalı ...’in kimlik bilgileri kullanılmak suretiyle temlikin sağlandığını, tapudaki işlemin sahtecilik nedeniyle yolsuz tescil niteliğinde olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı; davanın reddini savunmuştur....

                Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/637 Esas sayılı dava dosyasında dava konusu 688 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar bakımından tapu iptali ve tescil davasının açıldığının bildirildiği, Mahkemece dava dosyası getirtildikten sonra dava sonucunun beklenmesine gerek olmadığının 30.04.2014 tarihli celsede tutanağa geçirildiği anlaşılmaktadır. Tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilecek karar ile dava konusu taşınmazın pay ve paydaşlık durumu değişebileceğinden mahkemece sözü edilen tapu iptali ve tescil davası bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olarak açılan davada Pendik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Pendik 1. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tesci talebine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın evlilik birliği içinde edinilen mallardan kaynaklanan tapu iptal ve tescil davası olduğu, bu nedenle de aile mahkemelerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın evlilik birliği içinde edinilen taşınmazların boşanma davası açılınca muvazaalı olarak davalılara satılmak suretiyle devredildiği iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğu, bu haliyle Aile Mahkemelerinin görev alanına girmediğini belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu