Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu taşınmaz 23.1.1996 yılında çalılık vasfı ile hükmen ... adına adına tescil edilmiştir. Davacı 22.10.2001 tarihinde kazandırıcı zamanaşımına dayalı ... iptali ve tescil davası açmıştır. Dava devam ederken dava konusu yerde mera çalışmaları yapılmış ve dava konusu 117 parsel sayılı taşınmaz ... İl Mera Komisyonu 8.11.2002 tarih 189 sayılı Kararı ile davalı ... adına tahsis edilmiştir. Bunun üzerine davacı eldeki mera komisyon kararının iptali istemli davayı açmıştır. Davacının açtığı ... iptali ve tescil davası 2010/514 Esasda eldeki dosyanın sonuçlanmasını beklemektedir, tarafları ve dava konu aynı olan zilyetliğe dayalı ... iptal tescil ve mera komisyon kararının iptali davaları aralarındaki irtibat nedeniyle birleştirilerek bir bütün halinde dava konusu yerin niteliğinin kesin olarak saptanması, ondan sonra işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

    Asliye Hukuk Mahkemesi'nden 2006/556 Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine açtığı satışa konu olan taşınmaza ait tapu kaydının iptâli ve davacı adına tescili, manevi tazminat ve cezai şart alacağı ile inşaat için ödenen bedelin iadesi davası sonucunda 2008/644 sayılı kararla tapu iptâl ve tescil davası, Tapu Kanunu'nun 35. maddesi iptâl edildiği ve yabancılara mülk satışını mümkün kılan Kanun yürürlüğe girmediğinden işin ifasının imkânsız hale geldiği kabul edilerek, inşaat için verilen bedelin iadesine, arsa için verilen bedelin talep edilmediği, imkânsızlık halinde cezai şart istenemeyeceği ve manevi tazminat talebi yerinde görülmediğinden tapu iptâli ve tescil davası ile cezai şart ve manevi tazminat taleplerinin reddine, inşaat için ödenen 20.000 Euronun davalıdan tahsiline karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 13....

      Dava; yolsuz tescil nedeni ile tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Somut olayda dava; " sahte senede dayalı başlatılan icra takibi nede niyle borçlu olmadığının tesbiti ve yapılan icra satışının yolsuzluğuna dayalı tapu iptali tescil davasıdır. Yolsuz tescile dayalı tapu iptali davası menfi tesbit davası ile açıldığı gibi ,önce menfi tesbit davası açıldıktan ve ilam alındıktan sonra açılması da mümkün bulunmaktadır. .HGK nun 19.1.1955 tarih 1/4 sayılı kararında "cebriicra yoluyla ve açık artırma yoluyla yapılan satışlar sonunda bir taşınmazın satın alınması halinde dahi Medeni Kanunun 932.maddesinde dayanılan tescilin yolsuzluğuna ilişkin dava açılabilir.Alıcının satışa konu taşınmaz mala ait tapu kaydının yolsuzluğunu bile bile ve kötüniyetle artırmaya girerek satın aldığı ispatlandığı takdirde davanın kabulune karar verileceği" yazılıdır....

        TMK'nın 705. maddesi uyarınca mülkiyet hakkına sahip olduğunu iddia eden kişiler maddi hukuktan kaynaklanan bu hakka ve TMK'nın 1025. maddesine göre yolsuz tescil hukuksal nedenine dayanarak genel mahkemelerde tapu iptali ve tescil davası açabilirler....

          (Muhalif) (Muhalif) -KARŞI OY- Davacı, eşinin borcundan dolayı gayrimenkullerinin haczedilerek ihale ile satıldığını, bu ihalenin dayanağı olan icra emrinin iptal edildiğini, bu nedenle ihalenin dayanaksız kaldığını belirterek yolsuz tescil nedeniyle dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sonucunda, icra takibinin dayanağı icra emrinin iptal edilmesi nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Daire çoğunluğu, "ihalenin dayanağı ödeme emrinin iptal edildiği, bu durumda davacının ihalenin feshi davası açabileceği gibi yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptal tescil de isteyebileceği, tescilin yolsuz duruma düştüğü " gerekçesiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar vermiştir....

            KARAR Dava, yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı ve davalının çekişme konusu 5 parsel sayılı taşınmazda paydaş iken, davalı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucunda satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilip kesinleşmesi üzerine yapılan ihale ile davalı adına cebri satış suretiyle sicil kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır. Davacı, davalı adına oluşan tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır....

              Köyünde dava sırasında yapılıp, ilân edilen orman kadastrosu bulunduğu, bu nedenle eldeki tescil davasının orman kadastrosuna itiraz davasına dönüştüğü, bu tür davaların kadastro mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, bu nedenle mahkemece; orman kadastrosuna itiraz davası, tescil davasından ayrılıp, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi gerektiği”ne değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyularak orman kadastrosuna itiraz davası, tescil davasından ayrılmış; orman kadastrosuna itiraz yönünden görevsizlik kararı verilerek bu davanın kadastro mahkemesinde sonuçlanması beklenmiştir....

                Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/725 Esas sayılı davası nedeniyle ihtiyati tedbir bulunduğu, diğer yandan ön alım hakkı sahibi Kiraz’ın taşınmazın paydaşı olduğu ve taşınmazın yolsuz tescil ile intikal ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğu, bu nedenle davaya konu taşınmaz payı ön alım davası ile hükmen davalı adına tescil edilmiş olsa bile bu tescile itibar edilmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 5....

                  Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/725 Esas sayılı davası nedeniyle ihtiyati tedbir bulunduğu, diğer yandan ön alım hakkı sahibi Kiraz’ın taşınmazın paydaşı olduğu ve taşınmazın yolsuz tescil ile intikal ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğu, bu nedenle davaya konu taşınmaz payı ön alım davası ile hükmen davalı adına tescil edilmiş olsa bile bu tescile itibar edilmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 5....

                    Dava, tescil, elatmanın önlenmesi ve kal davası niteliğindedir. Yörede 1949 yılında yapılan orman kadastro çalışması ile 1987 yılında ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Mahkemece kurulan hüküm doğru değildir.Şöyle ki, bu dosyada davalı olan gerçek kişi tarafından aynı Mahkemenin 2006/794-168 sayılı dosyasında kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetliğe dayalı olarak tescil davası açılmış, o dosyada taşınmazın belediye adına tapuda kayıtlı olduğu ve 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı saptanmıştır.sözkonusu dosyada Hazine ve Belediye Başkanlığı davalı olarak yer almış ve mahkemece davacı gerçek kişinin davasının reddine, tescil talebinde bulunan Hazinenin ise tescil talebinin kabulüne karar verilmiş, hükmün temyizen incelenmesi ile tapu kaydına 2/B şerhinin verilmesi ve vasıf belirtilmesi hususunda hükmün düzeltilerek onandığı anlaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu