Davalı ..., dava konusu taşınmazla ilgili olarak davalı ... ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını ve bu sözleşmedeki edimini yerine getirerek taşınmazın 1/2 payını adına tescil ettirdiğini ve tapuya güven ilkesinden yararlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., kendisine karşı muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılamayacağını, mirasta iade davası açılabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı ... hakkındakı davanın iyiniyetli olduğundan reddine, davalı ... hakkındaki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
Kadastro Mahkemesi tarafından ise, taşınmazın Bezm-i Alem Valide Sultan Vakfı adına hükmen 01/03/1993 tarihinde tapuya tescil edildiğini, davanın kadastro tespitine itiraz davası olmayıp tapu iptali ve tescil davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 3402 sayılı Kanunun 26. maddesi uyarınca kadastro mahkemesi, 10. madde uyarınca kadastro komisyonu tarafından yetkisizlikle gönderilen dosyaları, 11. madde uyarınca 30 günlük askı ilân süresi içinde açılan davaları ve 27. madde uyarınca, genel mahkemelerden aktarılan dava ve dosyaları inceleyip karara bağlamakla görevlidir. Yöntemince kesinleştirilen kadastro tespitlerine ilişkin davalarda ise genel mahkemeler görevlidir. Somut olayda, çekişmeli taşınmazlarla ilgili kadastro tespitleri kesinleştiği ve davalı vakıf adına tapuya tescil edildiği anlaşıldığından, Kadastro Kanununun 26. maddesi uyarınca uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Köyü çalışma alanında bulunan 132 parsel sayılı 77,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davacı... adına tesbit ve tescil edilmiştir. Davacı taşınmazının kadastro sırasında eksik ölçüldüğünü sınırlarının sabit olduğunu öne sürerek 363 metrekare yüzölçümündeki alanın taşınmazına eklenmesi ve sınırların bu şekliyle değiştirilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ise dava dilekçesinden talebin ne olduğu anlaşılamamış, belli bir taşınmaz hakkında açılan tapu iptali ve tescil davası mı yoksa davacı adına kayıtlı taşınmazın çevresinde bulunan yol ve boşluklar hakkında açılan tescil davası mı olduğu konusunda tereddüt hasıl olmuştur. O halde; öncelikle 6100 sayılı HMK'nın 119/2. maddesi uyarınca davacı vekilinden talebini açıklaması istenilmelidir....
nedeniyle Artvin Belediyesi adına tespit ve hükmen Belediye adına tescil edilmiştir. 133 sayılı parsel ise, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle İskender kızı ... ve arkadaşları adına tespit edilmiş, süresi içinde ... ...’ın Kadastro Mahkemesinde açtığı tespite itiraz davası nedeniyle tespiti kesinleşmemiştir....
Mahkeme, taraflar arasında aynı taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi davası devam ederken taksim senedine dayalı açılmış tapu iptal tescil davası için davacıların hukuki yararının bulunmadığından bahisle davanın reddine karar vermiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Ortaklığın giderilmesi davasında, paydaşlar arasında geçerli taksim sözleşmesi yapılmış olması halinde davanın hukuki yarar bulunmadığından reddedilmesi gerekmektedir. İşbu dava ise, taksim sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil talebine ilişkindir. Mahkemece yapılacak iş, geçerli taksim sözleşmesinin olduğunun tespiti halinde sözleşmeye dayalı cebri tescil hükmü kurmaktan ibarettir. Yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucunda Osmanlar Köyü 230 ada 3 parsel sayılı 920.29 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı-davalı ..., 230 ada 4 parsel sayılı taşınmazın adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazının bir bölümünün çekişmeli taşınmaz içerisinde kaldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Davalı-davacı ... ise, ...'ın adına tescilli 230 ada 3 parselin bir bölümüne tecavüz ettiğini ileri sürerek men'i müdahale ve ecrimisil davası açmıştır. Dava dosyalarının birleştirilmesi suretiyle mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı-davalı ...'...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/973 -2006/1340 sayılı dava dosyasında Orman Yönetimi tarafından 1260 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığı iddiasına dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açıldığı, mahkemece davanın reddine yönelik verilen kararın orman yönetiminin temyizi üzerine Dairece bozulduğu, Dairenin 06.10.2008 gün 2008/10848-12161 sayılı bozma kararında özetle “Davalı taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosunun kesinleştiği, İhlas Vakfının orman kadastrosunun ilanından önce taşınmazı satın aldığı, taşınmazın (A) ile işaretlenen 6.574,59 m2 yüzölçümlü bölümünün kesinleşen tahdit içinde kaldığı, davalının bu kısma yönelik orman kadastrosunun iptali istemine ilişkin önceden açılmış bir davası ile karşı davası olmadığı anlaşıldığından 1260 parsel sayılı taşınmazın (A) ile işaretlenen 6.574,59m2 yüzölçümlü bölümünün orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi" gereğine değinildiği, bunun üzerine ... tarafından karar...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ile davalılardan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Merkez Mahallesi 122 ada 2 parsel sayılı 2595 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Belediye Başkanlığı, Hazine ve Orman Yönetiminin taraf olduğu, Kadastro Mahkemesinin 1994/53 sayılı davasının yargılama sonunda hükmen orman olarak Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. 2003 yılında gerçek kişiler tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasında yörede orman kadastro çalışmalarının ... olması nedeniyle tescil davası tefrik edilerek orman tahdidine itiraz davası görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine gönderilmiş ve taşınmazın 2/B sahasında bırakılması nedeniyle Orman Yönetimince açılan orman tahdidine itiraz davası ile birleştirildikten...
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, boşanma ve edinilmiş mallarla ilgili tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olarak açılmış, yargılama sırasında boşanma davası bu davadan tefrik edilerek, iş bu davaya edinilmiş mallarla ilgili tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olarak devam edilmiştir. Aile Mahkemesi'nce,Aile mahkemelerinde görülmesi gereken dava ve işlerden olmadığı, davalıya bağışlandığı halde, taşınmazın devredilmediği iddiası ile tapu iptali ve tescil davası olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın evlilik birliği içerisinde edinilen ve davalı adına kayıtlı olan taşınmazlara yönelik “katkı payı katılım alacağı” mahiyetinde bulunduğu gerekçesiyle, Aile Mahkemesine görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacı Hazine tarafından 2/B madde uygulama sahasında kalan bölümle sınırlı olarak iptal ve tescil davası açıldığı, mahkemece 2/B madde uygulamasına ilişkin harita ve tutanaklar aynen kadastro paftası üzerine aplike edilerek dava konusu yer belirlenip Hazinenin davası kabul edildiğine, 2/B madde uygulama sahası dışında kalan bölüm yönünden Hazinenin bir davası bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 26/09/2007 gününde oybirliği ile karar verildi....