Mahkemece kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kabulüne ve birleştirilen taşınmaz bedelinin tespiti ve tescil davasının ise konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1)Bir taşınmazla ilgili kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davası devam ederken kamulaştırma bedeli tespiti ve taşınmazın tescili davası açılması halinde, asıl olan kamulaştırma olduğundan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın tescili davası yönünden inceleme yapılıp davaya devam edilmesi ve kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı davada ise bu davanın bekletici mesele sayılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir....
Dava konusu taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil davası bulunması halinde, bu davanın sonunda pay ve paydaş durumu değişebileceğinden, ortaklığın giderilmesi davası bu davanın sonucundan etkilenecektir. Bu nedenle, açılan tapu iptali ve tescil davalarının 6100 sayılı HMK'nin 165/1 maddesi gereğince görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele yapılması gerekir. Somut olayda; kararı temyiz eden davalılar vekili temyiz dilekçesinde dava konusu taşınmazla ilgili ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/53 Esas sayılı dosyası ile dava konusu bağımsız bölüm ile ilgili tapu iptali ve tescil davası açtıklarını ileri sürdüğünden ve tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilecek karar ile dava konusu taşınmazın pay ve paydaş durumu değişebileceğinden mahkemece, ... 2....
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı ve davalı ... vekilinin şerh iptali ve tapu iptali ve tescil davası yönünden temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 2) Yukarıda ikinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin elatmanın önlenmesi davası yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 25.03.2013 günü oy birliği ile karar verildi....
Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Ancak, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur. TMK'nın 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”; TMK’nın 1025/1. maddesinde, “'Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir.” düzenlemelerine yer verildiği de açıktır. Bu açıklamalar ışığında; eldeki dava TMK'nın 1025....
Davacılar vekili, müvekkillerinin müşterek paydaşı bulunduğu taşınmazda dava dışı paydaş tarafından harici satım sözleşmesi ile bir kısım payın davalıya devredildiği iddiasıyla davalı tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonunda dava konusu payların davalı adına hükmen tescil edildiğini ancak bu paylar üzerinde müvekkillerinin yasal önalım hakkının bulunduğunu belirtilerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur....
Hukuk Dairesine göre alacaklıyı yasal haklarından birini kullanmaya zorlamak mümkün değildir, isterse TBK’nın 19. maddesine dayanarak muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davası da açabilir. Kanaatimizce de bu hususta hiçbir tereddüt yoktur.Ancak bu aşamada şu hususu özellikle vurgulamak gerekir ki alacaklı, borçlunun mal kaçırmak amacıyla tasarrufta bulunduğu kanaatine vardığında önünde seçimlik iki hak vardır: Koşulları varsa İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve özel nitelikte koruma sağlayan tasarrufun iptali davası veya TBK’nın 19. maddesinde düzenlenen muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açabilir. Diğer bir deyişle İİK anlamında alacaklı ve dolayısıyla dava açmakta hukuki yararı olduğunu ispat eden herkes iptal davası yerine genel muvazaa davası da açabilir. Davacının bu anlamda seçim hakkı veya terditli dava açma hakkını kabul etmek gerekir....
karar verildiği,kararın 4.11.1998 tarihinde kesinleştiği,taşınmazın karar gereğince tescil işlemleri yapılmadan davalı tarafından 17.4.2003 tarihinde dava dışı ...’e satıldığı,davacıların bu kez davalı ve dava dışı ... aleyhine ... 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/1026 esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davası açtıkları,bu davanın reddedilerek 20.4.2006 tarihinde kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup bu hususlar taraflar arasında da ihtilafsızdır.Davacılar davalı aleyhine açtıkları tapu iptali ve tescil davası lehlerine sonuçlandığına göre taşınmazın adlarına tescilinin imkansız hale geldiği ve taşınmazın devri nedeniyle davalı ve dava dışı ... aleyhine açtıkları tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarih olan 20.4.2006 tarihindeki rayiç değeri isteyebilirler.Mahkemece bu rayiç bedel belirlenmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 3-Uyuşmazlık konusu taşınmazda dava dışı ...’in de hissesi olduğu ve bu kişi...
karar verildiği,kararın 4.....1998 tarihinde kesinleştiği,taşınmazın karar gereğince tescil işlemleri yapılmadan davalı tarafından 17.4.2003 tarihinde dava dışı ...’e satıldığı,davacıların bu kez davalı ve dava dışı ... aleyhine ... 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/1026 esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davası açtıkları,bu davanın reddedilerek 20.4.2006 tarihinde kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup bu hususlar taraflar arasında da ihtilafsızdır.Davacılar davalı aleyhine açtıkları tapu iptali ve tescil davası lehlerine sonuçlandığına göre taşınmazın adlarına tescilinin imkansız hale geldiği ve taşınmazın devri nedeniyle davalı ve dava dışı ... aleyhine açtıkları tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarih olan 20.4.2006 tarihindeki rayiç değeri isteyebilirler.Mahkemece bu rayiç bedel belirlenmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 3-Uyuşmazlık konusu taşınmazda dava dışı ...’in de hissesi olduğu ve bu kişi...
Davalı savunmasında; dava konusu taşınmazın kadastrodan önce rızai taksim sonucu davalıya ait olduğunu, 1975 yılından beri kendisinin kullandığını, imar ihya ettiğini belirterek Keşap Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/81 Esas sayılı dosyası ile dava konusu taşınmaz için davacı aleyhine 05.05.2010 tarihinde tapu iptal ve tescil davası açtığını ve bu davanın bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir. Bu talep doğrultusunda mahkemece davanın açıldığı tarih olan 15.09.2009'dan 13.05.2015 tarihine kadar bu tapu iptal ve tescil davası bekletici mesele yapılmışsa da 13.05.2015 tarihindeki celsede ara karardan dönülerek daha sonra Mahkemece davanın kabulü yönünde karar verilmiştir. Davalı tarafından davacı aleyhine Keşap Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/81 Esas numarasıyla açılan tapu iptali ve tescil davası Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/320 esasını almış olup Mahkemece 13.11.2015 tarihinde davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 157 ada 1 parsel sayılı 9070.06 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı ile Hazine adına kayıtlı olmakla birlikte, lehlerine 3402 sayılı Yasa’nın 46/1. ve 14. maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleştiği belirtilerek verasette iştiraken ... mirasçıları ... ve müşterekleri adına tespit ve 11.12.1998 tarihinde tescil edilmiş; 15.11.2002 tarihinde satış nedeniyle davalı ... adına tescil edilmiştir. Davacı Hazine temsilcisi, 05.11.2008 tarihli dava dilekçesi ile tapu kaydına dayanarak tapu iptali ve tescil davası açmıştır....