Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ..., dava dilekçesinde sınırlarını gösterdiği ve tescil harici alanda kaldığını belirttiği taşınmaz bölümünde lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğunu açıklayarak taşınmazın adına tescili istemiyle 16.07.2013 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan keşif sonucunda, çekişmeli taşınmaz bölümünün dava tarihinden önce 13.03.2013 tarihinde idari yoldan davalı ... adına tapuya tescil edilen 379 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı anlaşılmıştır. Ne var ki, çekişmeli taşınmaz bölümünün dava tarihinde tapulu bir yer içerisinde kaldığı anlaşılmasına rağmen davacı taraf davasını tapu iptali ve tescil davası olarak ıslah etmemiştir. Dava tescil talebiyle açılmış olup, tescil isteminin de davacı tarafça yöntemine uygun bir ıslah dilekçesi sunulmamış olması nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Asıl dava, elatmanın önlenmesi; karşı dava temliken tescil isteğine ilişkindir. Temliken tescil davasının reddine karar verilmiş, verilen karar temliken tescil davacısı tarafından temyiz edilmiştir.Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14 Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 13.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......

      Maddesi kapsamında iade talebinde bulunması durumunda bu aşamada iade ile ilgili herhangi bir işlem yapılmaması gerektiğini,Orköy tarafından satışa konu edilen miktarlar, kadastral parseller dikkate alınmak suretiyle yapıldığını, buna rağmen imar uygulaması sırasında uygulanan DOP dikkate alınmadan tescil işlemlerinin ilk satış miktarları üzerinden gerçekleştirildiğini, İmar uygulaması sonucunda DOP kesintisi yapıldıktan sonra 253 Ada 1 parselde; T3'a 505,38 metrekare yer tescil edilmesi gerekirken 731,68 metrekare yer tescil edildiğini, T4'a 1.447,16 metrekare yer tescil edilmesi gerekirken 2.094,92 metrekare yer tescil edildiğini, T5'a 703,53 metrekare yer tescil edilmesi gerekirken 1.018,71 metrekare yer tescil edildiğini, Orköy tarafından T6'a kadastro 1775 parselinin tamamı olan 2.453,20 metrekare üzerinden satış yapıldığını ancak imar uygulaması sonucu oluşan ve 1695/1968 hissesi kadastro 1775 parselden, 273,00 metrekaresi kadastro 1776 parselden gelen 1.968,00 metrekare yüzölçümlü...

      İlk Derece Mahkemesince; " ... tescil no.lu "..." markasının 23, 24, 25. sınıfta, ... tescil no.lu "..." markasının 03, 18, 35. sınıfta, ... tescil no.lu "..." markasının 35. sınıfta davacı adına tescil edilmiş olduğu, hükümsüzlüğü talep edilen ... tescil no.lu "..." markasının 43. sınıfta "Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri, gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri" için davalı adına tescil edilmiş olduğu, davacının "...'' ibareli markasının tanınmış olduğunu tespit eder yeterlilikte delil ibraz edilmemiş olmakla, davacı markasının tanınmış olduğu yönünde bir tespit yapılamadığı, davanın tarafların "..." kelimesinden ibaret olduğu; ancak taraf markalarının farklı sınıflarda tescil edilmiş olduğu, davacının "..." ibareli markasının tanınmış olduğunu tespit eder yeterlilikte delil de ibraz edilmemiş olmakla, somut olayda markalar arasında iltibas ihtimali bulunmadığı, davacının, davalı markasının tescil başvurusundan...

        Bununla birlikte, tescile dayanmayan kazanımlarda tescil yapılmadığı sürece tasarruf işlemleri yapılamaz, çünkü taşınmazı tescilsiz iktisap eden kişi, tapu kütüğünde malik olarak gözükmemektedir. Nitekim bu husus Türk Medeni Kanunu’nun 705/2 maddesinde ancak bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır şeklinde ifade edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından satış vaadi sözleşmesi ile malik olmuş davalılar aleyhine önalım sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığı, ancak satış vaadi sebebi ile kurulan tescil hükmünün tapuya henüz tescil edilmediği davalılar ve murislerinin henüz taşınmazda malik olmadıkları görülmüştür. Davaya konu olayda davalı, davacının taraf olmadığı bir hüküm ile dava konusu taşınmazda bir pay edinmiştir. Davalı, hükmün kesinleştiği tarihte mülkiyet hakkını kazanmış ise de bu pay üzerindeki tasarruf hakkını tescil ile elde etmiştir....

        +şekil markasının 36.sınıfta tescilli olduğu, sahibi adına geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır. 556 Sayılı KHK m. 8/1-b. hükmü, "....Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa..." şeklinde düzenlenmiştir. Bu maddede düzenlenen nispi tescil engeli esasen, marka hukukuna hâkim olan öncelik ilkesine vurgu yapmakta olup, markayı önce tescil ettiren veya başvuru konusu yapan kişinin korumadan öncelikli olarak yararlanacak olmasını ifade eder....

          Türk Medeni Kanununun 1025.maddesine göre bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise bu yüzden ayni hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. Yasanın 1027. maddesine göre de, ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça tapu memuru tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararı ile düzeltebilir. Kısaca, yolsuz tescil iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davaların görüleceği yer 1027. madde hükmünden anlaşılacağı üzere genel mahkemelerdir. Mahkemece istemin esasının incelenerek bir hüküm kurulması yerine satış işleminin idari bir karara dayandığı ve bu kararın iptal edilmediğinden bahisle karar bu nedenle doğru olmamıştır. Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine, 11.11.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 01/06/2016 K A R A R Dava, TMK'nin 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükümleri uyarınca tescil isteğine ilişkin olarak açılmış olup, yargılama sırasında taşınmazın Hazine adına tapuya tescili üzerine dava tapu iptali ve tescil davasına dönüşmüştür. Dava konusu 1068 ada 1 parsel Ferhuş Köyünde 17.09.1961 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmalarında tespit harici olarak bırakılmış, 29.01.2009 tarihinde imar nedeni ile Hazine adına tescil edilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 12.05.1970 yılında yapılan afet kadastrosu ile 1 ada 7, 8, 9, 11, 12 ve 17 sayılı parsellerin davalı köy tüzel kişiliği adına tespit ve tescil edildiğini, 1986 ve 1993 yıllarında ise 127 cilt 73 sahife 8 sıra ile 135 cilt 3 sahife 2 sıra no’da kayıtlı taşınmazların idari yoldan Hazine adına tescil edildiğini, idari yoldan tescil edilen taşınmazlar ile afet kadastrosu ile davalı adına tescil edilen taşınmazların aynı taşınmazlar olduğunun daha sonra anlaşıldığını, davalı tarafından bir kısım taşınmazın 3. kişilere satıldığını, 2007 yılında yapılan çalışma ile anılan taşınmazların revizyon görerek davalı adına dava konusu 207 ada 82 ve 86 sayılı parsellerin tescil edildiğini ileri sürerek, çekişmeli 82 ve 86 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

                ve müşterekleri adına tescil, 114 ada 20, 117 ada 22 ve 23, 166 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar aynı nedenle sırasıyla ... ve müşterekleri, ..., ..., ... adına tespit ve tescil, 166 ada 3 parsel aynı nedenle ... adına tespit ve intikalen ... adına tescil, 166 ada 6 parsel aynı nedenle ... adına tespit ve satış nedeni ile ... adına tescil edilmiştir. Davacı ... miras yolu ile gelen hakka ve tapu kayıtlarına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, 03.04.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu