Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konudaki itirazına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih ve 2012/16.HD - 505, 509 ve 513 Esas sayılı dosyalarında özetle; ticareti terk eden borçlunun 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası anlamında tacir olmasının gerektiği, 6762 sayılı Kanunun 18. maddesinde ticaret şirketlerinin de tacir olduğunun belirtilmesi nedeniyle ticaret şirketlerinin ve bu anlamda limited şirketin anılan Kanunun 18. maddesi uyarınca tacir olduğunda kuşku bulunmadığı, İİY'nın 44. maddesinde 'ticareti terk eden tacir' ifadesi kullanılmış olup, bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün konulmadığı, o halde tacir sayılan limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İcra İflas Yasasının 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Yasanın 337/a maddesi...
İCRA MAHKEMESİ Ticareti usulüne aykırı terk etmek suçundan sanık ...'...
terk ettiğinin kabulünün gerekmesi nedeniyle Yargıtay C.Başsavcılığının araştırmaya yönelik kararın bozulması istemine iştirak edilmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : Ticareti usulüne aykırı terk etmek HÜKÜM : Sanığın İİK'nun 337/a mddesi gereğince 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Sanığın yokluğunda verilen gerekçeli kararın, usulüne uygun tebliğ edilmemiş olması nedeniyle 04.01.2012 tarihli dilekçeyle yaptığı temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü ile yapılan incelemede; Yüklenen “ticareti usulüne aykırı terk etmek” suçunun takibi şikayete bağlı olup, ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : Ticareti usulüne aykırı terk etmek HÜKÜM : Mahkumiyet Gerekçeli karar, 02.12.2011 tarihinde 7201 sayılı Yasanın 21/2. maddesine göre sanığa tebliğ edilmiş ise de, gerekçeli kararda yasa yolunun süresi, mercii ve şeklinin belirtilmemesi nedeniyle sanık müdafiinin temyizinin süresinde olduğunun kabulü ile yapılan incelemede; Yüklenen "ticareti usulüne aykırı terk etmek" suçunun takibi şikayete bağlı olup, .......
Buna göre, "bedeni hasar"a neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde sigorta şirketinin zarar gören 3. kişilere ödediği tazminatı sigortalısına rücu hakkı bulunmaktadır. Bedeni hasara neden olan bir trafik kazası sonucu sigortalı araç sürücüsü olay yerini terk etmişse olay yerini terk sebebinin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu bir hal sebebine dayanması gerektiği aşikardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : Ticareti usulüne aykırı terk etmek HÜKÜM : Beraat Ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.02.2012 tarih ve 2011/505, 509 ve 513 Esas sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, İİK.nun 337/a maddesinde düzenlenen “ticareti usulüne aykırı terk etmek” suçunun ticaret şirketleri müdür ve yetkililerince de işlenmesinin mümkün olduğu cihetle; sanıklara isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi bu durumu onbeş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi, bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerekmesi nedeniyle, borçlu şirketin kayıtlı olduğu ticaret sicil müdürlüğünden yetkili temsilcisi sorulup, vergi dairesi müdürlüğünden mükellefiyetinin devam edip etmediği belirlenip, son beyanname örnekleri getirtilip, tespit edilecek adreslerinde ticareti terk edip etmediği yönünde zabıta araştırması yaptırılarak...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : Ticareti usulüne aykırı terk etmek HÜKÜM : Sanıkların beraatlerine Ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.02.2012 tarih ve 2011/505, 509 ve 513 Esas sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, İİK'nun 337/a maddesinde düzenlenen “ticareti usulüne aykırı terk etmek” suçunun ticaret şirketleri müdür ve yetkililerince de işlenmesinin mümkün olduğu cihetle; sanıklara isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi bu durumu onbeş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi, bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerekmesi nedeniyle, borçlu şirketin kayıtlı olduğu... müdürlüğünden yetkili temsilcisi sorulup, ... müdürlüğünden mükellefiyetinin devam edip etmediği belirlenip, son beyanname örnekleri getirtilip, tespit edilecek adreslerinde ticareti terk edip etmediği yönünde zabıta araştırması yaptırılarak...
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Borçlu şirket hakkında şikayet tarihinden sonra 30/04/2013 tarihi itibariyle re'sen terk işlemi yapılması, Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün yazısına göre şirketin şikayet tarihi itibariyle sicil kaydının faal göründüğü, haciz tutanağı, zabıta araştırması sonucu ve beyanname içeriklerine göre şikayet tarihi itibariyle ticaretin fiilen terk edildiğinin ve ticaretin terk edildiğine ilişkin Ticaret Sicili'ne herhangi bir beyanın olmadığının anlaşılması ve şikayetin de haciz tarihi olan 31/10/2012 tarihinde öğrenmenin gerçekleşmesi nedeniyle süresinde olması karşısında suçun oluştuğu ve sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; kusur belirlemesi, velayet, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden, davalı kadın tarafından ise, tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, tarafların terk hukuki sebebi ile boşanmalarına karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı erkeğin davalı kadını kovmak suretiyle terke zorladığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunun 164. maddesi gereğince boşanma davası açma hakkı, terkedilen eşe aittir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan eş de terk etmiş sayılır ve terk nedeniyle dava açamaz (YHGK 04/11/2009, 2009/2-402, 2009/484)....