Dr. ..., Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt XXVII, 1970, Sayı 1-2) Bu açıklama ile İİK’nun 44. maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenlemenin, ticareti terk suçunun gerçek kişi tacirler için geçerli olduğunun, ticaret şirketleri yönünden geçerliliği bulunmadığının net olarak ifade edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar İİK'nun 44. maddesinin gerekçesinde, ticareti terk eden kötü niyetli borçluların işyerlerini terkederek ve ellerindeki mallarını başkalarına devrederek alacaklılarını zarara uğratmaları nedeniyle İİK'nun 337/a maddesindeki yaptırım düzenlendiği belirtilmekte ise de, ticaret şirketleri yönünden ticareti terk değil ortaklık ilişkisinin sona erdirilebileceğinden, buradaki borçlu ifadesiyle gerçek kişi tacirin kastedildiğinin kabulü zorunludur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : ....İCRA MAHKEMESİ Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanık ...'...
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konudaki itirazına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih ve 2012/16.HD - 505, 509 ve 513 Esas sayılı dosyalarında özetle; ticareti terk eden borçlunun 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası anlamında tacir olmasının gerektiği, 6762 sayılı Kanunun 18. maddesinde ticaret şirketlerinin de tacir olduğunun belirtilmesi nedeniyle ticaret şirketlerinin ve bu anlamda limited şirketin anılan Kanunun 18. maddesi uyarınca tacir olduğunda kuşku bulunmadığı, İİY'nın 44. maddesinde 'ticareti terk eden tacir' ifadesi kullanılmış olup, bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün konulmadığı, o halde tacir sayılan limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İcra İflas Yasasının 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Yasanın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına...
Başsavcılığının itirazı yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairemizin... tarih ve ...Karar Sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek yapılan inceleme sonunda; Sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu on beş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret sicili memurluğuna bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaması gerekmekte olup, somut olayda, fiili durumun belirlenmesi amacıyla sanığın ticareti terk edip etmediği yönünde zabıta araştırması yaptırılmadan ve kayıtlı olduğu vergi dairesi müdürlüğünden mükellefiyetinin devam edip etmediği, ediyorsa hangi adreste faaliyette bulunduğu sorulmadan ve ticareti re'sen terk ettirilip ettirilmediği, re'sen terk ettirildiğinin anlaşılması halinde hangi tarihte terk ettirildiği, buna göre de şikayetin süresinde olup olmadığı tespit edilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi isabetsiz olup...
nun sanığa 94.000 TL para vererek şirkete ait ... plakalı aracı teslim ettiği ve parayı Tekirdağ Çerkezköy ilçesindeki fabrikalarına işçi ücreti olarak teslim etmesini istediği, bir süre sonra aracın Tekstilkentte terk edilmiş şekilde bulunduğu, sanığın aracı terk ederek bıraktığı, paranın da teslim edilmediği fark edilerek şikayette bulunulduğu ve sanığın bu şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Sanığın, çalıştığı şirket tarafından verilen aracı terk edilmiş halde bırakarak Tekirdağ Çerkezköy ilçesindeki fabrikaya teslim edilmek üzere verilen 94.000 TL'yi zilyedliğin devri amacı dışında kullanmak suretiyle TCK'nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin sanık savunması, tanıkların beyanları ve tüm dosya kapsamından anlaşılması karşısında; sanığın 5237 sayılı TCK’nın 155/2. maddesinde düzenlenen ve 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren...
İCRA MAHKEMESİ Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanıklar ... ve ...'...
nın 11.2.1999 tarihinden 11.2.2009 tarihine kadar borçlu şirketi temsile yetkili olup, suç tarihi olan 7.5.2009 tarihinde şirket yetkilisi olmadığı gerekçesiyle beraatine” karar verilmiştir. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 136. maddesinde ticaret şirketlerinin nev'ilerinin; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerinden ibaret olduğu belirtilmiş olup, anılan yasa incelendiğinde yukarıda sayılan şirketler yönünden ticareti terk hususu değil, bunun yerine infisah ve tasfiyelerinin öngörüldüğü, eş anlatımla bu şirketlerde ticareti terk yerine ortaklık ilişkisi sona erdirildiğinden ve tasfiyeleri sonrasında kayıtlı olduğu ticaret sicil memurluğunda terkin işlemi sırasında İİK'nun 44. maddesine göre mal beyanında bulunma yükümlülükleri olmadığından, sözü edilen şirket yetkilileri için ticareti terk suçunun işlenmesinin mümkün olmaması nedeniyle Yargıtay C. Başsavcılığının bozma istemine iştirak edilememiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Evi terk eden çocuğu ailesini ve yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutma HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Evi terk eden çocuğu ailesini ve yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutma suçunda korunan hukuki yarar, velinin aile hukukundan kaynaklanan velâyet hakkı olup, çocuğun anne ve babası olan velâyet hakkı sahibi müştekiler... ve ....'un hükmü temyiz etmedikleri, evi terk eden çocuğa yaşı nedeniyle baro tarafından atanan zorunlu vekilin 5271 sayılı CMK.nın 237 ve devamı maddelerine göre, çocuk adına açılan kamu davasına katılmaya ve kurulan hükmü temyize hakkı bulunmadığından, temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konudaki itirazına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih ve 2012/16.HD - 505, 509 ve 513 Esas sayılı dosyalarında özetle; ticareti terk eden borçlunun 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası anlamında tacir olmasının gerektiği, 6762 sayılı Kanunun 18. maddesinde ticaret şirketlerinin de tacir olduğunun belirtilmesi nedeniyle ticaret şirketlerinin ve bu anlamda limited şirketin anılan Kanunun 18. maddesi uyarınca tacir olduğunda kuşku bulunmadığı, İİY'nın 44. maddesinde 'ticareti terk eden tacir' ifadesi kullanılmış olup, bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün konulmadığı, o halde tacir sayılan limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İcra İflas Yasasının 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Yasanın 337/a maddesi uyarınca...
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4-f bendinde, kural olarak sigortalının olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması rücu sebebi olarak öngörülmüştür. Anılan fıkranın başlangıç kısmında bedeni hasara neden olan trafik kazalarında, örneksemeye yoluyla sayılan hallerde olay yerini terk, rücu kapsamı dışında tutulmuştur. Başka bir anlatımla; sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bedeni ve/veya maddi hasara neden olan trafik kazalarında olay yerini terk etmesi rücu sebebi olarak öngörülmüş, bu kuralın istisnası olarak; kaza nedeniyle bedeni hasar oluşması, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitmesi, can güvenliği nedeniyle uzaklaşması gibi zorunlu hallerde olay yerini terk etmeleri rücu kapsamı dışında tutulmuştur....