"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.11.2008 gününde verilen dilekçe ile terekeye iade tenkis ve tazminat talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın husumet yokluğundan reddine dair verilen 27.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve feri müdahil tarafından istenilmekle, tayin olunan 10.01.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden gelmedi. Karşı taraftan davalı ... A.Ş vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
Davacı vekili, müvekkilinin murisi ...’ın 03.04.2009 tarihinde vefat ettiğini, davalıların murise ait tüm taşınır taşınmaz mal varlığını ellerinde bulundurduklarını, murisin 19.02.2009 tarihinde adına kayıtlı çeltik fabrikası ve arsasını davalılara bağışladığını, bu kazandırmanın Medeni Kanunun mirasta denkleştirme maddeleri gereği murisin bağışladığı şirketin bulunduğu 1746 parseldeki taşınmazın tarımsal ve sınai işletme olan fabrikaya ait varlıkların ve bu işletmenin faaliyetlerinden elde edilen gelirin mirasta denkleştirme sağlanması amacıyla terekeye iadesini ve iade edilen tereke malları üzerinden davacının miras payının ödenmesini, iade mümkün değil ise murisin müvekkilinin saklı payını aşan bağışlamanın tenkisini talep etmiştir....
Davalılar, asıl davanın reddini savunarak, birleşen davalarında, mirasbırakanları ... ’in saklı paylarını tecavüz kastıyla bir kısım taşınmazlarını davalı çocuklarına ve torunlarına satış göstererek, bir kısmını ise 3.kişilere bedellerini ödemek suretiyle davalılar adına tescilini sağladığını ileri sürüp terekeye iade ve tenkis istemişlerdir. 1987/81 E. 1987/202 E. 1987/21 E. Sayılı davaların kabulüne, birleşen 1987/677 E. 1987/678 E. Sayılı davaların reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece “muvaazalı temlike konu olan taşınmazlardan 9 sayılı parselin yargılama sırasında kısmen kamulaştırılan bölümü için alacağa dönüştürülen, istek hakkında davalıların kamulaştırma bedelini ve tezyitli bedeli tahsil ettikleri tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiği gibi birleştirilen 1987/677 E. Sayılı davada ... dışındaki davacılar ...,...,... yönünden olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamasının doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak hüküm kurulmuştur....
Mahkemece, mirasbırakanın davacıdan başka mirasçılarının olduğu, diğer mirasçıların muvafakatinin alınması ya da tereke temsicisi atanması için davacı vekiline verilen kesin süre içerisinde bu hususların yerine getirilmediği gerekçesi ile tapu iptal-tescil talebinin husumet yokluğundan reddine, tenkis yönünden ise şartlarını sağlamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi tarafından, iptal-tescil yönünden davanın terekeye iade istemli olarak açılmadığı, miras payı oranında açılan davanın dinlenmesinin olanaklı olmadığı, tenkis isteminin ise şartları oluşmadığı gibi mirasbırakanca saklı payı ihlal etmek maksadıyla temlik edildiği iddiasının davacı tarafça ileri sürülmediği gerekçeleri ile HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı....
Mahkemece, çekişme konusu 816 ve 1191 parsel sayılı taşınmazların davalıya temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı gerekçesiyle tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, ancak davacıların saklı payına tecavüz edildiği gerekçesi ile tenkis isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “... mahkemece, yaşlı ve bakıma muhtaç olan murise uzun yıllar davalının baktığı gözetilerek 816 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, ancak, 1191 parsel sayılı taşınmazın davalıya temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunun kabulünün gerektiği, öte yandan, murisin dava dışı 656, 1151 parsel sayılı taşınmazlarda payı bulunduğu halde, bu taşınmazların tenkis hesabında terekeye dahil edilmeksizin neticeye gidilmiş olmasının da isabetsiz olduğu...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra, saklı paya tecavüz olmadığı gerekçesiyle tenkis isteğinin reddine, 1191 parsel sayılı taşınmazın...
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, taşınmazın terekeye iadesi istenildiğinden tüm mirasçıların davada temsilinin gerektiğini, bedeli ödenmek suretiyle çekişmeli taşınmazın muristen devralındığını, temlik işleminin muvazaalı olmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle tapu iptal ve tescil isteğinin, 743 sayılı Medeni Kanun'un 513. maddesi uyarınca tenkis isteğinin zamanaşımına uğradığı ve zamanaşımı itirazının davalı tarafından süresi içerisinde yapıldığı gerekçesiyle de tenkis isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm davayı açan mirasçı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasıyla, mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği, davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı açıktır. Diğer bir ifadeyle, mirasçıların davayı takip etmeleri neticeye etkili değildir....
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmayacağından davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz....
(ll.l0.982 tarihli l982/3-2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.Somut olayda, dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayanılarak ve terekeye iade istemli açılmış, dava dışı mirasçılar Zeliha, Fatmana ve Hatice'nin davaya muvafakat edip etmediği açıkça sorulmadan karar verilmiştir. Öte yandan; davacının, davalı ...'in dava konusu 2762 sayılı parseldeki 06.09.1989 tarihinde 3. kişiden temellük ettiği ½ payın satış bedelinin mirasbırakan .... tarafından ödendiğini iddia ettiği, bu iddianın gizli bağış niteliğinde olduğu ve davada tenkis isteğinin de bulunduğu, ancak bu talep bakımından bir inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TENKİS Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu: GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar, miras bırakanları ve babaları olan ...'nun 30.09.2006 tarihinde vefat ettiğini, murisin sağlığında sahibi olduğu tek taşınmaz olan 457 sayılı parselde bulunan 11 numaralı meskeni kayıtsız ve şartsız olarak davalı vakfa bağışladığını, bu temlikin mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, saklı paylarının zedelendiğini belirterek bağış işleminin iptali ve taşınmazın terekeye iadesi ile tenkis talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda tenkis davası yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle davacıya isteği açıklattırılarak, davanın davacının miras payına hasren mi, terekeye iade isteğiyle mi açıldığının tespiti, davanın terekeye iade istekli olarak açıldığının anlaşılması halinde, mirasbırakana ait veraset ilamı getirtilerek davaya katılmayan ortakların bulunup bulunmadığının belirlenmesi, var ise davaya olurlarının alınması ya da miras şirketine M.K.'nun 640.maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, anılan bu husular gözetilmeksizin işin esasına girilerek ölü kişi adına tescile karar verilmiş olması isabetsizdir…” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davalıya yapılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın miras payları oranında kabulüne karar verilmiştir....