Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, çekişme konusu 816 ve 1191 parsel sayılı taşınmazların davalıya temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı gerekçesiyle tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, ancak davacıların saklı payına tecavüz edildiği gerekçesi ile tenkis isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “... mahkemece, yaşlı ve bakıma muhtaç olan murise uzun yıllar davalının baktığı gözetilerek 816 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, ancak, 1191 parsel sayılı taşınmazın davalıya temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunun kabulünün gerektiği, öte yandan, murisin dava dışı 656, 1151 parsel sayılı taşınmazlarda payı bulunduğu halde, bu taşınmazların tenkis hesabında terekeye dahil edilmeksizin neticeye gidilmiş olmasının da isabetsiz olduğu...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra, saklı paya tecavüz olmadığı gerekçesiyle tenkis isteğinin reddine, 1191 parsel sayılı taşınmazın...

    Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, taşınmazın terekeye iadesi istenildiğinden tüm mirasçıların davada temsilinin gerektiğini, bedeli ödenmek suretiyle çekişmeli taşınmazın muristen devralındığını, temlik işleminin muvazaalı olmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle tapu iptal ve tescil isteğinin, 743 sayılı Medeni Kanun'un 513. maddesi uyarınca tenkis isteğinin zamanaşımına uğradığı ve zamanaşımı itirazının davalı tarafından süresi içerisinde yapıldığı gerekçesiyle de tenkis isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm davayı açan mirasçı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasıyla, mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği, davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı açıktır. Diğer bir ifadeyle, mirasçıların davayı takip etmeleri neticeye etkili değildir....

      Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmayacağından davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TENKİS Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu: GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar, miras bırakanları ve babaları olan ...'nun 30.09.2006 tarihinde vefat ettiğini, murisin sağlığında sahibi olduğu tek taşınmaz olan 457 sayılı parselde bulunan 11 numaralı meskeni kayıtsız ve şartsız olarak davalı vakfa bağışladığını, bu temlikin mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, saklı paylarının zedelendiğini belirterek bağış işleminin iptali ve taşınmazın terekeye iadesi ile tenkis talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda tenkis davası yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

          (ll.l0.982 tarihli l982/3-2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.Somut olayda, dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayanılarak ve terekeye iade istemli açılmış, dava dışı mirasçılar Zeliha, Fatmana ve Hatice'nin davaya muvafakat edip etmediği açıkça sorulmadan karar verilmiştir. Öte yandan; davacının, davalı ...'in dava konusu 2762 sayılı parseldeki 06.09.1989 tarihinde 3. kişiden temellük ettiği ½ payın satış bedelinin mirasbırakan .... tarafından ödendiğini iddia ettiği, bu iddianın gizli bağış niteliğinde olduğu ve davada tenkis isteğinin de bulunduğu, ancak bu talep bakımından bir inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır....

            Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle davacıya isteği açıklattırılarak, davanın davacının miras payına hasren mi, terekeye iade isteğiyle mi açıldığının tespiti, davanın terekeye iade istekli olarak açıldığının anlaşılması halinde, mirasbırakana ait veraset ilamı getirtilerek davaya katılmayan ortakların bulunup bulunmadığının belirlenmesi, var ise davaya olurlarının alınması ya da miras şirketine M.K.'nun 640.maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, anılan bu husular gözetilmeksizin işin esasına girilerek ölü kişi adına tescile karar verilmiş olması isabetsizdir…” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davalıya yapılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın miras payları oranında kabulüne karar verilmiştir....

              -KARAR- Dava, mirasta iade, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir. Toplanan delillerden, tüm dosya içeriğinden mirasbırakanın ... .... .... .... .sında 87.606,44TL parasının olduğu 17.10.2002 tarihinde mirasbırakanın hesabının kapatıldığı ve bu paranın davalı ... hesabına aktarıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar... .... . kayıtlarının ele geçirilememesi üzerine davalıya yemin teklif edilmiş, davalı da yemini eda etmiş ise de, bilahare... .... . kayıtları ile mirasbırakanın hesabındaki paranın davalının hesabına geçirildiği sabit olmuştur. Bu durumda yemine değer verilemeyeceği açıktır. ./.. Bilindiği üzere; TMK’nın 669. maddesinde ‘yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlar arası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davalı mirasçı değildir....

                Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar Dairece; "...tapu iptal isteminin reddinin doğru olduğu, ancak, tenkis isteği bakımından yeterli araştırma ve incelemenin yapılmadığı" gerekçesi ile bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, tapu iptal ve tescil talebinin reddine, tenkis talebinin kabulüne dair verilen karar Dairece; “mirasbırakanın davalı torunlarına bağış suretiyle yaptığı temlikte mirasçıların saklı paylarını ihlal kastının bulunduğu benimsenerek tenkis isteğinin kabulü doğru ise de Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamındaki hususlarda yetersiz bilirkişi raporunun esas alınması sonucu sabit tenkis oranı yanlış hesaplandığı, hükmüne uyulan bozma kararında gösterilen şekilde sabit tenkis oranının belirlenmesi gerektiği” gerekçesi ile bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, usuli kazanılmış haklarda gözetilerek davacıların tenkis talepleri kabul edilmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL,TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları babaları....'ın çekişme konusu 1216 parsel sayılı taşınmazdaki payını davalı oğlu ....e tapuda satış göstermek suretiyle temlik etiğini, gerçekte bağışladığını, temlik işleminin bedelsiz, muvazaalı olduğunu ileri sürerek, terekeye iadesine veya miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı takdirde tenkis isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, satışın gerçek olduğunu belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, murisin ölümünden 25 yıl sonra dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, tenkis isteği yönünden ise hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı....

                    İade, terekeye yapılır, davacı mirasçının miras payı oranında iade yapılmaz. Altsoya yapılan kazandırma aksi miras bırakan tarafından açıkça belirtilmemişse karine olarak denkleştirmeye (iadeye) tabidir. Altsoya yapılan sağlar arası kazandırmanın denkleştirmeye tabi olmadığını davalı (altsoy) ispatlamalıdır. Altsoy dışındaki yasal mirasçılara yapılan kazandırma, karine olarak denkleştirmeye (iadeye) tabi değildir. Altsoy dışındaki yasal mirasçıya yapılan kazandırmanın denkleştirmeye (iadeye) tabi olduğunu davacı ispatlamalıdır. Miras bırakanın iradesinin denkleştirmeye (iadeye) tabi olup olmadığının ispatı şekle tabi değildir, her türlü delille ispatlanabilir. İade edilecek mal varlığı yönünden seçim hakkı davalınındır; ister aynen iade eder, isterse bedelini öder. Miras payının aşan kısmının davalıda kalması miras bırakanın iradesinden anlaşılıyorsa, aşan kısım için iade istenemez. Denkleştirme, denkleştirme anındaki değere göre yapılır....

                      UYAP Entegrasyonu