WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mecburi dava arkadaşlığının söz konusu olduğu hallerde, tüm mirasçıların davaya katılması veya davaya muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması zorunludur. Somut olayda; davacı ...'un murisi ...'ın 1985 yılında öldüğü ve geriye on mirasçı bıraktığı anlaşılmaktadır. Bu mirasçılardan yalnızca ... ve ... duruşmada davaya muvafakatlerini sunmuş olup, diğer mirasçıların muvafakatı alınmadığı gibi davaya katılımları da sağlanmamış; terekeye temsilci de atanmamıştır. Taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilip hüküm tesisi isabetsizdir. O halde mahkemece, öncelikle ... 'un terekesine temsilci atanması ya da tüm mirasçıların davaya katılım veya muvafakatlerinin alınması, için davacı tarafa süre verilmeli, taraf koşulu tamamlandığı takdirde işin esasına girilip dosya kapsamına göre karar verilmeli, aksi takdirde taraf sıfatı eksikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmelidir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine 22/11/2010 gününde verilen dilekçe ile terekeye temsilci atanması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kabulüne dair verilen 13/05/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi mirasçı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, terekeye temsilci atanmasına ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile mirasbırakan ...’nın terekesine ...’ın temsilci olarak atanmasına karar verilmiştir. Hüküm, mirasçı ... tarafından temsilcinin şahsına yönelik olarak temyiz edilmiştir. 1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve dosya kapsamına göre mirasçı ...'...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Terekeye Temsilci Atanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı mirasçıların talebiyle mahkemece mirasbırakan ..’in terekesine Türk Medeni Kanununun 640/3. maddesi uyarınca temsilci atanmış, gerekçede mirasbırakanın terekesine dahil olan taşınmazlar, parsel numaraları ile birlikte gösterilmiştir. Temyiz eden davalılar gerekçede gösterilen bazı taşınmazların mirasbırakana ait olmadığını beyan ederek hükmün bozulmasını talep etmişlerdir....

        Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 09/05/2016 gününde verilen dilekçe ile terekeye temsilci atanması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekeye temsilci atanmasına ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile mirasbırakan ...'in terekesine ...'nın temsilci olarak atanmasına karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temsilcinin şahsına yönelik olarak temyiz edilmiştir. 1)Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve dosya kapsamına göre mirasçı davalı ...'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2)Davalı ...'ın tereke temsilcisi ...'...

          İcra takibi ... tarafından yapılıp dava da onun tarafından açıldığına göre,...’nin diğer beş çocuğunun icra takibine ve davaya muvakatlarının sağlanması, bu mümkün olmadığı takdirde terekesine temsilci tayin ettirilmesi için davacıya süre verilmesi, davanın bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra sonuçlandırılması, diğer mirasçılarının muvafakatlarının sağlanamaması ve terekeye temsilci tayini yoluna gidilmemesi durumda ise davacı bu davayı tek başına yürütemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm oluşturulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ...’un diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 22.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            ın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesinin 3 üncü fıkrası gereğince terekeye temsilci tayinine karar verildiği, kararın 12.10.2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Dava dosyası içerisinde ve UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda davacı tarafı temsil eden Avukat ...'a tereke temsilcisi ... tarafından verilen vekâletnamenin yer almadığı belirlenmiştir. Bu itibarla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 77 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca işlem yapılarak, Tereke temsilcisi ... tarafından Avukat ...'...

              Mahkemece belirtilen durum karşısında, terekeye yeni bir temsilcinin atanıp atanmadığı araştırılarak, yeni bir temsilci atanmış ise, bu temsilciye veya varsa vekiline gerekçeli kararın tebliğ edilmesi gerekmektedir. Terekeye yeni bir temsilci atanmamış ise, mahkemece davacı tarafa yetki verilerek tereke temsilcisinin atanması sağlanmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılıp, eksiklikler tamamlandıktan ve gerekli temyiz süresi de beklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 12/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                Hemen belirtilmelidir ki, kural olarak terekeye mümessil tayininden sonra tereke ortağının veya ortaklarının davayı takip yetkileri ortadan kalkar. Başka bir deyişle terekeye (Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca) temsilci atandığına göre, davanın sürdürülmesinin onun veya vekil kıldığı avukatı huzuru ile gerçekleştirileceği tartışmasızdır. Oysa, tereke temsilcisi 12/05/1998 tarihinden sonraki tarihli oturumlara iştirak etmemiş, yargılama yokluğunda yürütülmüş, sonuçta 15/09/2010 tarihinde karar verilmiştir. Kaldı ki, tereke temsilcisi atandığına göre davacıların davadaki sıfatı biteceğinden davayı temsilci takip eder. Anılan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden ve öncelikle nazara alınması gerekeceğinde kuşku yoktur. Ayrıca, davada terekeye temsilci atanmasıyla sıfatı kalmayan tereke ortaklarından bir veya birkaçının davayı takip etmiş olmaları neticeye etkili değildir. Nitekim bu husus Yargıtay uygulamalarında da benimsenen bir kuraldır....

                  Bu halde, diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi gerekir. Somut olayda, davacıların kök murisi ...'nin davacılar dışında başkaca mirasçılarının olduğu dosya içerisinde yer alan aile nüfus kayıt örneğinden anlaşılmakta olup, dava, kök muris ...'nin terekesine karşı üçüncü kişi konumunda olan kök muris ...'nin kızı ...'nun nikahsız eşi olduğu nüfus kayıtlarından ve veraset ilamandan anlaşılan davalı ... aleyhine, taşınmazın terekeye döndürme istemi ile açıldığına göre, davaya tüm mirasçıların katılımlarının sağlanması ya da muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi zorunludur. Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, davacılara, kök murisleri olan ...'...

                    Miras ortaklığını oluşturan mirasçılar, terekedeki malvarlığı değerleri üzerinde elbirliği halinde mülkiyet hükümleri gereğince malik oldukları için, kural olarak tek başlarına veya birkaçı birlikte hareketle terekeye dahil hakkın biri üzerinde tasarrufta bulunamazlar. Tüm mirasçıların terekeye dahil olan bir hak veya malın terekeye iadesi için HMK'nın 59. ve 60. madde hükümleri uyarınca birlikte dava açmaları, aleyhlerine birlikte dava açılması, birlikte hareket etmeleri, dava açmayan ya da açılmayan mirasçılar varsa davaya dahil edilmeleri, asıl olarak katılmaları ve davaya ya da savunmaya onaylarının alınması ya da davayı açan ya da savunan vekile usulüne uygun şekilde vekaletname vermeleri, bunlar sağlanamazsa TMK’nın 640. maddesi gereğince miras ortaklığına temsilci atanması ve davanın onun katılımı ile sürdürülmesi gerekir. Somut olayda, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 12.08.2004 tarih ve 471 E., 1381 K. sayılı ilamıyla " muris ...'in miras şirketinin ......

                      UYAP Entegrasyonu