İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine ve davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6.İstinaf Nedenleri 6.1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece ilk istinaf incelemesinden önce 6. celsenin 1 nolu ara kararıyla terekeye temsilci tayin etme konusunda taraflarına yetki verildiğini, bu yetkiye dayanarak Anamur Sulh Hukuk Mahkemesindeki 2017/360 E. sayılı dosyayla terekeye mümessil tayini konusunda dava açtığını, mahkemece 7. celsede kararından rücu ederek davanın usulden reddine kararı verdiğini, böylece muhtemel dava şartı yokluğunun giderilmesine engel olduğunu, iddia ve delil bildirme haklarının engellendiğini, bu davada terekeye temsilci atanmasa ve hatta diğer mirasçılar muvafakat vermese dahi davanın açılıp karar verilebileceğini düşündüklerini, ayrıca davaya katılmak istemeyen mirasçılardan birinin dava konusu yeri önceden işgal ederek muz serası yaparak kullanan kişi olduğunu, taşınmazı...
Anılan ihtaratta ise, murisin mirasçılarının davacı sıfatıyla muvafakatlerinin alınması için kesin süre verildiği belirtildikten sonra muvafakatleri alınamıyor ise tereke temsilcisi atanması hususu belirtilerek terekeye temsilci atanmasına yönelik herhangi bir kesin süre belirlenmemiştir. Bir başka anlatımla verilen kesin süre sadece diğer mirasçıların muvafakatinin alınmasına yönelik olup, ihtaratta davacılar vekilinin terekeye temsilci de atanmasını sağlayabileceğine ilişkin yapması gereken işlem yer almadığından verilen kesin süre usulüne uygun kesin süre niteliğinde değildir. Ara kararda davacıların terekeye temsilci atanmasına yönelik yapması gereken işleme dair verilen herhangi kesin süre ve bu süreye uyulmamasının sonuçlarının ihtarı bulunmamaktadır....
-KARAR- Dava, muris muvazaası nedenine dayalı terekeye iade istekli tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, Dairenin ilk bozma kararı üzerine terekeye temsilci olarak ... ve ...’in atandığı ve davanın kabulüne ilişkin kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 13.10.2021 tarihli ve 2021/7640 Esas, 2021/5508 sayılı kararıyla " ... temlikin mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı yapıldığı iddiasının davacı tarafından "... HMK'nın 190. ve TMK'nın 6. maddeleri uyarınca usulünce kanıtlanamadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir... " gerekçesiyle bozulmuştur. Davacı asil vekili tarafından süresi içerisinde Daire kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmuştur....
Mahkemece, dava dışı mirasçıların davaya muvafakatlerinin sağlanması, aksi halde terekeye temsilci tayini hususunda davacı vekiline verilen kesin süre içerisinde taraf teşkilinin sağlanamadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; çekişme konusu 195, 134 ve 135 parsel sayılı taşınmazların senetsizden .... adına tespit gördüğü ve itiraz edilmeksizin kesinleştiği, anılan taşınmazların halen davalı ... adına kayıtlı olduğu,....’ın mirasçılarının davacılar ...., ..., ..., ....ile dava dışı ..., Y...., ... ve .... olduğu anlaşılmaktadır....
Bu durumda, davacı dışındaki diğer miraçıların da davaya muvafakatının sağlanması, bu mümkün olmadığı takdirde davacıya terekeye temsilci tayini için süre verilmesi, davanın tayin edilecek temsilci vasıtası ile yürütülmesi gerekirken, yazılı şekilde taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
maddesi hükmü uyarınca terekeye temsilci atanması suretiyle tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanarak işin esası yönünden bir krarar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece, temlik tarihinde Zeki Dörtkol'un hukuki işlem ehliyetini haiz olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olduğu, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, tereke temsilcisi tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
konusu taşınmazın T1 adına tescilini talep ettiğini, T1’ın yargılama devam ederken ölümü ile birlikte mirasçılardan T8’ın açılan davaya muvafakatinin alındığına dair bir beyan ve belge bulunmadığını, duruşmada da vekili aracılığıyla muvafakatinin olmadığının beyan edildiğini, bu durumda miras ortaklığının temsili söz konusu olmadığını, bu nedenle taraf teşkili de sağlanamadığını, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye mümessil tayin edilerek yargılamaya devam edilmesinin de mevcut davanın dinlenmesini olanaklı hale getirmeyeceğini, ereke adına dava açılmadığına göre terekeye mümessil tayin edilerek yargılamaya devam edilmesinin de mevcut davanın dinlenmesini olanaklı hale getirmeyeceğini, mahkemece terekeye temsilci atanması sağlanarak yargılamaya devam olunduğunu, üstelik terekeye temsilci atanarak yargılamaya devam edilmesinin doğruluğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte 21/10/2020 tarihli celsede dinlenen tereke temsilcisi T2 "Ben terekeye temsilci atandım, taraflar ile herhangi...
Kiraya veren terekesi elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan, tüm mirasçıların birlikte dava açması ya da birinin açtığı davaya diğerlerinin de katılması veya muvafakat etmesi, mümkün olmadığı takdirde de terekeye bir mümessil tayin ettirilerek davaya mümessilin huzuruyla bakılması gerekir. Kiraya veren tarafından açılan davada, davacının ölümü üzerine mirasçılarının tümünün muvafakati sağlanamadığından, davayı takip eden davacının mirasçısı vekiline terekeye mümessil tayini için süre verilmesi, terekeye mümessil tayin edilmesi halinde, davanın tayin edilecek mümessil vasıtası ile yürütülmesi ve sonunda davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. 2- Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
Miras ortaklığını oluşturan mirasçılar, terekedeki malvarlığı değerleri üzerinde elbirliği halinde mülkiyet hükümleri gereğince malik oldukları için, kural olarak tek başlarına veya birkaçı birlikte hareketle terekeye dahil hakkın biri üzerinde tasarrufta bulunamazlar. Tüm mirasçıların terekeye dahil olan bir hak veya malın terekeye iadesi için HMK'nın 59. ve 60. madde hükümleri uyarınca birlikte dava açmaları, dava açmayan mirasçılar varsa davaya dahil edilmeleri, asıl olarak katılmaları ve davaya onaylarının alınması ya da davayı açan vekile usulüne uygun şekilde vekaletname ibraz etmeleri, bunlar sağlanamazsa TMK’nın 640. maddesi gereğince miras ortaklığına temsilci atanması ve davanın onun katılımı ile sürdürülmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece, öncelikle ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kızılcahamam Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 01/04/2014 NUMARASI : 2013/564-2014/108 Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.12.2013 gününde verilen dilekçe ile miras ortaklığına temsilci atanması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, miras ortaklığına temsilci atanması isteğine ilişkindir. Davalılar, terekeye temsilci atanmasına gerek olmadığını beyan etmişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne, muris A..O... K...'ın terekesine Ankara Barosu Avukatlarından Av. M.. A..'un temsilci olarak atanmasına karar verilmiştir....