Mahkemece 11.05.2010 tarihli oturumda TMK.nun 640.maddesi uyarınca davacı tarafa diğer mirasçıların muvafakatinin alınması ya da terekeye temsilci atanması hususunda tercih hakkını hangi yönde kullanacağı sorulmuş, davacı vekili terekeye temsilci atanması için süre verilmesini istemiştir. 31.10.2010 tarihli oturumda ise diğer mirasçılar davaya dahil edilmiş ancak mirasçılardan... ile ... adına usulüne uygun olarak çıkarılan davetiyeler tebliğ edilememiştir. Mahkemece bu kez 08.06.2010 tarihli oturumda, terekeye temsilci atanmasına ilişkin dava açılması için davacı tarafa 3 günlük, mirasçılardan ... ve ... adına tebligat çıkarılması için gerekli masrafları yatırmak üzere 5 günlük kesin süre verilmiş ve sonuçları hatırlatılmış ise de, davacı vekili, terekeye temsilci atanması amacıyla davanın açıldığını ileri sürerek dava dosyasının esas numarasını bildirmiş, sürenin kısa olması nedeniyle tebligat çıkarılamayacağından masraflarının yatırılamadığını açıklamıştır....
Mirasçılardan biri veya bir kaçının isteği üzerine hakim mirasın paylaşımına kadar görev yapmak üzere miras ortaklığına bir temsilci atayabilir. Bilindiği gibi terekeye ait bir hakla ilgili olarak açılacak davalarda kural olarak tereke 4721 sayılı TMK'nın 701 ve devamı maddeleri gereği elbirliği mülkiyete tabi olduğundan yasal istisnalar dışında (örneğin TMK 702/son) tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri veya aynı yasanın 640. maddesine göre terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Bundan ayrı, bir kısım mirasçıların terekeye iade istemiyle açtıkları davada, terekeye temsilci tayini için süre verilmesi halinde de böyle bir davanın açılması mümkün bulunmaktadır. Ancak dava halefiyet esasına göre tereke adına değil de kendi miras payı için açılmışsa tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmamaktadır. (Yargıtay HGK. 11/11/2009 tarih, 2009/458 Esas 2009/498 Karar) Miras ortaklığı temsilcisi özel kayyım niteliğindedir. (TMK'nın 640. md.)....
Temyiz Sebepleri Davalı temyiz dilekçesinde; terekeye temsilci atanmasının gerekçesi olarak ileri sürülen Avanos Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyası getirilmeden ve taraflar arasında ihtilaf olup olmadığına ilişkin gerekli araştırma yapılmadan terekeye temsilci atanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, terekeye temsilci olarak atanan ...'un Avanos Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açan davacı ...'un eşi olması nedeniyle tarafsız olamayacağını, temsilci olarak atanan şahsın ikamet yerinin taşınmazların olduğu yer olmayıp Ankara olduğunu belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Talep, terekeye temsilci atanması isteğine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 397, 422, 431, 640 ıncı maddeleri 3....
Bu kararın (HGK, 15.2.1989, E. 1989/2- 9, K. 95) ilgili bölümü şöyledir: “… Davanın konusu terekeye mümessil tayini isteğini kapsamakta olup, mahkemece dava kabul edilmiş, Özel daire “miras şirketine mümessil tayini istemek hakkını mirasçılara ait olduğu, davacının ve terekesine mümessil tayini istenen mirasbırakanın mirasçısı olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle kararı dava hakkı yönünden bozmuş, mahkeme direnmiştir. Olayda mahkemenin hükme dayanak yaptığı 28.4.1983 gün ve 1982/ Tereke Temsilcisi Atanmasına İlişkin İlke ve Esaslar 2567819- 311 sayılı mirasçılık belgesinden davacının İsmail kızı Celile Cananoğlu’nun mirasçısı olduğu anlaşılmaktadır. O halde, bu durum karşısında davacının dava hakkının varlığının kabulü gerekeceğinden ve dava hakkına yönelik direnme isabetli olduğundan işin esası incelenmek üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir…” Yine tereke alacaklıları veya mirasçıların alacaklılarının da böyle bir talepte bulunması olanaklı değildir....
Bilindiği gibi terekeye ait bir hakla ilgili olarak açılacak davalarda kural olarak tereke 4721 sayılı TMK'nın 701 ve devamı maddeleri gereği elbirliği mülkiyete tabi olduğundan yasal istisnalar dışında (örneğin TMK 702/son) tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri veya aynı yasanın 640. maddesine göre terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Somut olayda; muris Hasan Bulat'ın terekesine aynı mahkemenin 2018/357 E sayılı dosyası ile temsilci atanmış olduğu, kararda aynı parsele ilişkin temsilciye açılacak davada yetki verilmiş olduğu, bu durumda mahkemece terekeye daha önceden temsilci atanmış olması sebebiyle eldeki davanın reddine ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf isteminin HMK'nın 353(1)b-1 maddesi gereği esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece davacı tarafa, diğer mirasçıların davaya muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi için süre verilmiş, 10 mirasçının muvafakati sağlanmış ama davalının eşi Hacı ile murisin eşi ... açılan davaya muvafakat etmemişlerdir. Buna rağmen mahkemece, işin esasına girilerek hüküm kurulmuş olup aktif dava ehliyeti sağlanmadan esasa girilmesi isabetsizdir. O halde; iki mirasçısının davaya muvafakat etmediği gözetilerek davacı tarafa, ...’ın terekesine temsilci tayin edilmesi için süre verilmeli, terekeye temsilci tayin edilerek aktif dava ehliyetinin sağlanması halinde tereke temsilcisi aracılığı ile davaya devam edilerek işin esasına girilmeli, aksi halde davanın reddine karar verilmelidir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/142 Esas sayılı dosyasında terekeye temsilci atanması için taraflarına yetki verildiğini, terekeye temsilci olarak ortak murisleri Hamza Şahin’in kardeşi olan Zekeriya Şahin’in atanmasını talep ettiklerini, Zekeriya Şahin’in davacı ve davalılar tarafından kabul görecek en makul temsilci adayı olduğunu, bu nedenlerle ortak murisin kardeşi olması sebebiyle de terekeye temsilci olarak atanmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalılara usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş olup, davalılar süresi içinde yazılı beyanda bulunmamıştır....
Mirasçılar arasında uyuşmazlık olsa da olmasa da terekeye temsilci atanmasını yasal veya atanmış mirasçılar isteyebilir. Yetkili mahkeme, miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesidir. Görevli mahkeme ise, sulh hukuk mahkemesidir. Tereke temsilcisi kayyım gibidir. Tereke temsilcisi olarak mirasçılardan biri atanabileceği gibi üçüncü kişi de temsilci atanabilir. Ancak, mirasçılar arasında çıkar çatışması olduğu usulünce ispat edilirse, mirasçılardan biri terekeye temsilci atanmamalıdır. Davalının istinaf başvurusu, muris T12 23.01.2019 tarihinde vefat ettiğini, murisin İstanbul 17. noterliğinin 04.02.2010 tarih ve 06174 yevmiye numaralı vasiyetnamesi bulunduğunu, Develi 1....
Davada, iştirak halinde mülkiyetin gereği miras yoluyla terekeye dahil olan taşınmaz ile ilgili kira alacağı ortaklardan biri tarafından takibe konu edilmiş, davalının itirazı üzerine itirazın iptali davası açılmıştır. Mirasçılardan biri tarafından dava açılması nedeniyle mirasçı kendi açtığı bu davayı yalnız başına yürütemeyeceğinden davanın bütün mirasçılar ile birlikte yürütülmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, açılan iş bu davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya TMK.640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacıya uygun bir süre vermesi gerekir. Eğer diğer mirasçılar davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermezler ise bu durumda davayı açan mirasçının terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (TMK.640/3). Terekeye atanan temsilci, mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir....
Mirasçılardan biri veya bir kaçının isteği üzerine hakim mirasın paylaşımına kadar görev yapmak üzere miras ortaklığına bir temsilci atayabilir. Bilindiği gibi terekeye ait bir hakla ilgili olarak açılacak davalarda kural olarak tereke 4721 sayılı TMK'nın 701 ve devamı maddeleri gereği elbirliği mülkiyete tabi olduğundan yasal istisnalar dışında (örneğin TMK 702/son) tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri veya aynı yasanın 640. maddesine göre terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Bundan ayrı, bir kısım mirasçıların terekeye iade istemiyle açtıkları davada, terekeye temsilci tayini için süre verilmesi halinde de böyle bir davanın açılması mümkün bulunmaktadır. Ancak dava halefiyet esasına göre tereke adına değil de kendi miras payı için açılmışsa tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmamaktadır. (Yargıtay HGK. 11/11/2009 tarih, 2009/458 Esas 2009/498 Karar) Miras ortaklığı temsilcisi özel kayyım niteliğindedir. (TMK'nın 640. md.)....