Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki terekeye mümessil tayini davası sonucunda mahkemece verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, yerel mahkemece verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası, 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununa eklenen Geçici 4. maddenin ikinci fıkrası uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dairemizin 02.11.2017 gün ve 2017/4917 E - 2017/8058 K. sayılı bozma kararının kanuna, usule ve dosya kapsamına uygun olduğu, mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, dosyanın 6100 sayılı Kanunun Geçici 4. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca inceleme yapılmak üzere Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine, 22.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Terekeye dönme istekli davalarda mirasçıların tamamının birlikte dava açması, yada muvafakat vermesi, tamamı muvafakat vermiyorsa terekeye temsilci atanmak suretiyle sonlandırılabileceği, mirasçılardan Ömer'in muvafakat vermemesi nedeniyle Terekeye temsilci atanması davası açıldığı, davacı Hülya'nın terekeye temsilci olarak atanmasına karar verildiği ve bu şekilde taraf teşkili sağlanarak davanın sonuçlandırıldığı anlaşılmıştır....

    Asıl ve birleştirilen davalarda uyuşmazlık terekeye iade talepli tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkin olup, tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalktığı gözetildiğinde, mirasbırakanın terekesine temsilci olarak atanan ... vekiline Bölge Adliye Mahkemesi kararı usulüne uygun olarak tebliğ edildiğine ve tereke temsilcisi kararı temyiz etmediğine göre, davada davacı sıfatı kalmayan ...’ın temyiz itirazlarının dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Kabule göre ise, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması ile davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülebileceği gözetilerek tereke temsilcisi vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davayı takip yetkisi sona eren mirasçı ... lehine vekalet ücretine karar verilmesi doğru değil ise de, anılan bu husus temyiz edilmediğinden bozma sebebi yapılmamıştır. 3.3.2....

      Terekeye veya bir kısmına vazıyet edenlere karşı kanuni veya mansup mirasçı sıfatı ile üstün bir hakka sahip olduğunu iddia eden kimse, miras sebebi ile istihkak davasında bulunabilir. Hakim davacının talebi üzerine hakkının muhafazası için iktiza eden tedbirleri ittihaz eyler. Bu tedbirler, teminat itası veya tapu kaydine şerh verilmesi gibi şeylerdir (TKM m. 577). Terekeye veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı dava açan yasal veya atanmış mirasçının mirasçılıkta üstün hak iddiası bulunmuyorsa açılan dava adi istihkak davası olarak adlandırılmaktadır. Adi istihkak davasında miras sebebiyle istihkak davasından farklı olarak mirasçılıkta üstün hak iddiası bulunmadığı gibi mirasçılık sıfatıyla ilgili uyuşmazlık da mevcut değildir. Mirasçıların istihkak davası açması her zaman imkan dahilindedir....

        Sebepsiz zenginleşen kişi, malvarlığında sebepsiz yere meydana gelen artışı iade ile yükümlüdür. İade yükümlülüğünün konusu ve kapsamı ise BK. 63. maddede hükme bağlanmıştır. Bu maddeye göre; “Haksız olarak bir şeyi istifa eden kimse, onun istirdadı zamanın da elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği miktar nisbetinde red ve iade ile mükellef değildir. Şukadar ki kabız, o şeyi suiniyet ile elden çıkarmış yahut onu elden çıkarır iken bilahare red ve iadeye mecbur olacağına vakıf bulunmuş olursa red ve iadeye mecburdur.” Görüldüğü gibi, maddede, iade borcu zenginleşen kişinin iyi veya kötüniyetli olmasına göre farklı şekilde ele alınmıştır. Haklı bir sebebe dayanmaksızın zenginleşen kimse kötüniyetli ise iade borcu zenginleşmenin tamamını kapsar. Diğer bir ifadeyle, kötüniyet halinde iade borcu, geri verme zamanındaki zenginleşme miktarıyla sınırlı değildir....

          Bilindiği üzere bir mirasçı, terekeye dahil bir taşınmaz hakkında, diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açabilirse de, terekeye göre üçüncü kişi konumundaki birine karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur....

            KARŞI OY YAZISI El birliği halindeki mülkiyette(MK md 581,630, TMK md.640,702) miras şirketinin (terekenin) tümünü ilgilendiren davaların bütün mirascılar tarafından birlikte açılması gerektiğine ilişkin genel kural ve istisnaları terekeye ilişkin davalar hakkındadır.Buna karşılık terekeye ilişkin olmayan davaları her mirasçı kendi haklarına dayanarak yalnız başına açabilir.Tereke ile ilgili olup, konusu para alacağı olan davaların da bütün mirasçılara karşı açılması zorunlu değildir.Bir mirasçıya karşı da alacak davası açılabilir.Çünkü mirasçılar murisin borçlarından müteselsilen sorumludur (MK md.582.,TMK md.684) ve alacaklı alacağın tümünü mirasçıların (müteselsil borçluların) birinden veya birkaçından isteyebilir....

              Bir başka ifade ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda zamanaşımı ve hak düşürücü süre yoktur...Somut olayda, dava terekeye iade istekli açılmış olup, miras bırakanın dava dışı Aydın adında bir mirasçısının bulunduğu da veraset ilamı ile sabittir....

                nın ... parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ara malik kullanmak suretiyle davalı oğullarına satış suretiyle muvazaalı temlik ettiğini ileri sürerek, terekeye iade istekli tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş, bozma sonrası yapılan yargılamada terekeye temsilci atanması isteğinin Sulh Hukuk Mahkemesince reddedilerek kararın kesinleşmesi üzerine davacılar payları oranında tapu iptali ve tescil istediklerini bildirmişler, davacılardan... 25.02.2015 tarihli dilekçesi ile davasından feragat etmiş, taşınmazın yargılama sırasında el değiştirmesi üzerine diğer davacılar seçimlik haklarını davalılara karşı tazminat olarak kullanmışlardır. II. CEVAP Davalılar, taşınmazı mirasbırakanın kendilerine vasiyet ettiğini, ancak maddi durumunun kötüleşmesi üzerine dava dışı ...'a satış suretiyle temlik edip nakit ihtiyacını karşıladığını, mirasbırakanın ölümünden sonra taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır. III....

                  Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, tereke temsilcisi atanmış olan terekeye iade istekli davada; davanın tereke temsilcisi tarafından takibinin zorunlu olup olmadığı; tereke temsilcisi tarafından takip edilmeyen, ancak aynı zamanda mirasçılardan olan davalı tarafından takip edilen davada, yargılamaya devam mı edileceği yoksa HMK’nın 150.maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılarak davanın açılmamış sayılmasına karar mı verileceği noktasında toplanmaktadır. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı tarafından açılan terekeye iade istekli eldeki davada dava dışı mirasçıların bulunduğu, yargılama aşamasında mahkemece isteğin terekeye iadeye yönelik olduğundan bahisle tereke temsilcisi atanması için önel verildiği ve tereke temsilcisinin atandığı, temsilcinin 02.02.2010 tarihli oturuma katıldığı ve dilekçe ile yapılanlara muvafakat göstererek tereke lehine karar verilmesini istediği, sonraki oturumlara ise katılmadığı anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu