Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Miras ortaklığını oluşturan mirasçılar, terekedeki malvarlığı değerleri üzerinde elbirliği halinde mülkiyet hükümleri gereğince malik oldukları için, kural olarak tek başlarına veya birkaçı birlikte hareketle terekeye dahil hakkın biri üzerinde tasarrufta bulunamazlar. Tüm mirasçıların terekeye dahil olan bir hak veya malın terekeye iadesi için HMK'nın 59 ve 60. madde hükümleri uyarınca birlikte dava açmaları, aleyhlerine birlikte dava açılması, birlikte hareket etmeleri, dava açmayan ya da açılmayan mirasçılar varsa davaya dahil edilmeleri, asıl olarak katılmaları ve davaya ya da savunmaya onaylarının alınması ya da davayı açan ya da savunan vekile usulüne uygun şekilde vekaletname ibraz etmeleri, bunlar sağlanamazsa TMK’nın 640. maddesi gereğince miras ortaklığına temsilci atanması ve davanın onun katılımı ile sürdürülmesi gerekir....

    Bir kimse terekenin veya terekeye giren bir malın mirasçısı olarak sahibi bulunduğunu ileri sürüp o terekenin veya o terekeye giren bir malın, terekeyi veya malı elinde bulunduran kimseden kendisine teslimini istediği ve davalı tarafından davacının miras hakkına itiraz edildiği hallerde Türk Medeni Kanununun 637. maddesi hükmüne uygun bir miras sebebiyle istihkak davası söz konusu olur. İstihkak davası zilyetliğin tamamen kaybı halinde açılan bir dava olup mirasçılar arasında elbirliği hali devam ettiği sürece birbirlerine karşı adi istihkak davası açılmasına gerek bulunmamaktadır. Çünkü mirasçılar bu durumda paylaşım davası açarak paylarına düşecek değerlerin kendilerine verilmesini talep edebilirler El Atmanın önlenmesi davası ise zilyetliğini tam olarak kaybetmemiş malikin zilyetliğine zarar veren onu kısmen ihlal eden veya kullanılmasını güçleştiren kişiye açtığı davadır....

    Bir kimse terekenin veya terekeye giren bir malın mirasçısı olarak sahibi bulunduğunu ileri sürüp o terekenin veya o terekeye giren bir malın, terekeyi veya malı elinde bulunduran kimseden kendisine teslimini istediği ve davalı tarafından davacının miras hakkına itiraz edildiği hallerde Türk Medeni Kanununun 637. maddesi hükmüne uygun bir miras sebebiyle istihkak davası söz konusu olur. İstihkak davası zilyetliğin tamamen kaybı halinde açılan bir dava olup mirasçılar arasında elbirliği hali devam ettiği sürece birbirlerine karşı adi istihkak davası açılmasına gerek bulunmamaktadır. Çünkü mirasçılar bu durumda paylaşım davası açarak paylarına düşecek değerlerin kendilerine verilmesini talep edebilirler El Atmanın önlenmesi davası ise zilyetliğini tam olarak kaybetmemiş malikin zilyetliğine zarar veren onu kısmen ihlal eden veya kullanılmasını güçleştiren kişiye açtığı davadır....

    Terekeye ait haklar üzerinde tasarruf söz konusu ise ortakların oybirliği ile karar vermeleri TMK'nun 702/2. maddesinin açık hükmü gereği olduğundan, tasarruf işlemi niteliğindeki tapu iptali ve tescil davasının tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması veya terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Ancak, bir mirasçı tüm mirasçılar adına tek başına dava açabilirse de, böyle bir davayı yalnız başına yürütemez. Bu durumda davanın hemen reddedilmeyip, diğer mirasçıların davaya katılımlarının veya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için davacıya uygun süre verilmesi gerekmektedir. Ancak dava halefiyet esasına göre tereke adına değil de kendi miras payı için açılmış ise tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmamaktadır. Bir ya da bir kısım mirasçı terekeye ait bir mal veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için yalnız kendi adına dava açarsa, böyle bir dava reddedilir....

    HD., 2021/380 E, 2021/4946 K) talep terekeye döndürülmesi mahiyetinde olmasına rağmen 06/11/2018 tarihli ara karar ile her bir mirasçının davaya tek başına devam edebileceği gerekçesi ile terekeye temsilci atanması kararından dönülerek davacının miras hissesi oranında davaya devam edilmesi doğru olmamıştır....

    İlk derece mahkemesince davacı vekilinin hazır olduğu 26.04.2018 tarihli oturumda “Davacı vekiline terekeye temsilci davası açılması için 2 haftalık kesin süre verilmesine, terekeye temsilci davası açtıktan sonra 1 hafta kesin süre içerisinde terekeye temsilci dosyasının numarasını mahkememize bildirmesine, kesin süreye uyulmadığı takdirde davacının davasının husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verileceği hususunun davacı vekiline ihtarına, (ihtarat yapıldı),” yönünde ara karar oluşturulmuş ise de; davacı tarafa, sadece terekeye temsilci atanması için süre verildiği, diğer mirasçıların davaya katılımının sağlanması veya muvafakatlerinin alınması yönünde kesin süre verilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nun 94. maddesinde düzenlenen kesin önelin koşullarının oluşmadığı tüm dosya kapsamıyla sabit olduğundan mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık muris muvazaası ve mirasta denkleştirme sebebiyle terekeye iade isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada zilyedliğe dayanılmadığına göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi'ne ait olması icap eder....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma isteği feragat nedeniyle reddedilerek, dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası ve korkutma hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve terekeye iade isteğine ilişkindir....

        Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğinde ki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davalar dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir işinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçılarının davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır. Buna göre ancak, bir mirasçı özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için, bütün mirasçılar adına, yalnız başına dava açarsa, mirasçı kendi açtığı böyle bir davayı yalnız başına yürütemez. Bu halde, diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi suretiyle dava yürütülür....

        Hukuki ehliyetsizlik iddiasıyla açılan davada terekeyi temsilen tüm mirasçıların birlikte hareket ederek davayı açmaları veya mirasçılardan birinin terekeye iade istekli olarak davayı açması gerektiği tartışmasızdır.(TMK 640.md) O halde, davacılar tarafından hukuki ehliyetsizlik iddiasına dayalı olarak pay oranında açılan davanın dinlenme olanağı bulunmadığından, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir....

          UYAP Entegrasyonu