"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi (Tereke Hâkimliği) Terekenin tasfiyesi istemi hakkında, Marmaris Sulh Hukuk ve Köyceğiz Sulh Hukuk (Tereke Hâkimliği) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R İstem, ...'nin terekesinin tasfiyesine ilişkindir. Marmaris Sulh Hukuk Mahkemesince, müteveffanın MERNİS kayıtlarına göre son yerleşim yeri adresinin ".../..." ve yetkili mahkemenin Köyceğiz Sulh Hukuk (Tereke Hâkimliği) Mahkemesi olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir....
O halde mahkemece, mirası reddeden davalıların mirasçıları tespit edilip, bu kişiler davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra, davanın esası incelenerek varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması, davalının mirası reddeden mirasçıları dışında mirasçısının bulunmadığının yani TMK'nun 605 vd. maddeleri uyarınca zorunlu hasım olan davalının en yakın mirasçılarının tamamının mirası reddettiğinin tespiti halinde ise, terekenin iflas hükümlerine göre çözümlenmesi gerekli olduğundan, görevli ve yetkili Sulh Hukuk Mahkemesine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunmalıdır. Zira mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerdendir....
Bu hüküm çerçevesinde, mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilecektir. Davalılar vekili savunmasında; terekenin borca batık olduğunu, mirasın hükmen reddi hükümlerinin uygulanması gerektiğini savunmuş, mahkemece terekenin borca batık olduğu, murisin aciz içinde olduğu mirasın hükmen reddi şartlarının var olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verildiği görülmüştür....
Hukuk Dairesinin 2016/3699 Esas - 2018/8222 Karar sayılı ilamı) Diğer taraftan terekenin korunmasına yönelik ve tedbir niteliğinde olan terekenin tespiti isteminde, işlemler tamamlanınca terekeden el çekilmesi, koruma ve tespit kararı ile yetinilmesi gerekir. Tasfiye sonucu doğuracak şekilde hüküm kurulamaz. (Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2015/4861 Esas - 2017/6594 Karar sayılı ilamı) Terekenin tespiti, korunması ve yönetilmesi ile ilgili 4721 sayılı TMK'nın 589. ve devamı maddeleri gereğince alınması gereken önlemlere ilişkin verilen kararlar "nihai hüküm" niteliğinde olmadığından temyizi kabil değildir. Mahkemece yapılan işlem terekenin tespitine ilişkindir. (4721 s. TMK m. 589) Mirasçıların istihkak davası açması her zaman imkan dahilindedir. (4721 s. TMK m. 640) Bu nedenle kararın temyiz kabiliyeti olmadığından temyiz istekleri reddedilmektedir. (Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2016/14850 Esas - 2020/4198 Karar, 14. Hukuk Dairesinin 2017/1274 Esas, 2021/281 Karar, 14....
Açıklanan nedenlerle, feri müdahil vekilinin istinaf talebinin reddine, kamu düzenine ilişkin inceleme sonucu en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından mirasın reddi halinde tasfiyenin ilgili mahkemesince resen yapılması gerektiği gözden kaçırılarak, talep edenin (feri müdahil) ihbar eden konumunda olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verildiğinden 01/04/2021 tarihli ek kararın HMK.nun 353/1- a-6. madde uyarınca kaldırılmasına, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi yoluna gidilmesi için dosyanın mahalline gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : 1- Feri müdahil vekilinin istinaf dilekçesinin REDDİNE, ancak kamu düzenine ilişkin inceleme sonucu Edirne 2....
Dava, ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi davasında taraflar arasında imzalanan protokole aykırılık nedeniyle davacı tarafından başlatılan icra takibine, davalı tarafından yapılan itirazın iptali davasıdır....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tüm mirasçıları tarafından mirası red edilen miras bırakanın alacaklısı olan davacının, 4721 sayılı TMK 633 maddesi gereğince, terekenin resmi tasfiyesi istemine ilişkindir. ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesince, davacının, davalıların murisi olan ... Gündoğdu'dan rücuan tahsili gereken tazminat için davalılar hakkında takip başlatıldığını, fakat her üç borçlunun da ... Gündoğdu'nun mirasını ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/764 E. - 2012/1258 K. sayılı dosyası ile reddettikleri, bu nedenle murisin terekesinin resmi tasfiyesinin yapılması gerektiğini belirterek resmi tasfiye işleminin ifasını talep ettiği eldeki davada mirasın reddi kararını veren mahkemece tasfiye işlemlerinin yürütülmesi gerektiği gerekçesiyle dosyanın ... 2....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/12 Tereke Esas sayılı dosyasında koruma amaçlı olarak terekenin tespit edildiğini, terekede banka hesabı, taşınmaz, taşınmaz kirası, zirai ürün bulunduğunu, ayrıca ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/85 Esasına kayıtlı tenkis ve ... Aile Mahkemesi'nin 2013/84 Esasına kayıtlı mal rejimi tasfiyesi için dava açıldığını da belirterek terekeye temsilci atanmasını talep etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, vasiyetnamede murisin davalıya hiç pay vermediğini, davalının vasiyetnamenin iptali için dava açmayı düşünmediğini belirterek, adı geçen davalı yönünden davanın esastan reddini talep etmiştir. Diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde, vasiyetnamede terekeye tenfiz memuru atandığını, tenkis ve mal rejimi tasfiyesinin mirasçılar arasındaki dava olduğundan terekeye temsilci atanmasına gerek olmadığını, terekenin tasfiye işlemleri için bu davaların sonuçlanmasının beklenileceğini belireterek davanın reddini talep etmiştir....
Her ne kadar, davacı sağ eş Necati temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan Rabiye'nin mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Taraflarca, mirasçılardan her hangi birinin mirasçılık sıfatını yitirdiği (4721 s.lı TMK 511 vd, 578 vd, 605 vd m.leri) iddia edilip kanıtlanmamıştır. Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacı da dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar. Mahkemece, hesaplanan alacak miktarından davacı sağ eşin miras hissesi oranındaki miktar düşülmek suretiyle kalan kısımdan davalıların miras payları oranında sorumlu tutulmaları, gerekir....
Terekenin iflas hukümlerine göre tasfiye edilmesinde doğrudan doğruya iflas hükümleri uygulanır. Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiye edilebilmesi için öncelikle bu yönde bir tasfiye kararı verilmesi gerekir. Kararın verilmesinden sonra tasfiyeye fiilen başlanılır. Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesi prensip olarak çekişmesiz bir yargı işlemidir. Zira bu işlemin karşısında duracak ve onlara itiraz edecek kimse yoktur. Dolayısıyla mahkeme bu işlemler için resen araştırma ilkesini uygulamak zorundadır. Ancak alacaklıların tasfiye organlarının işlemlerine itiraz etmesi halinde çekişmesiz olarak başlayan tasfiye işlemi çekişmeli hale gelir. TMK.nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 52. maddesinde sulh hakiminin yanı sıra tasfiye memurlarından da söz edilmektedir. Sulh hukuk mahkemesinin iflas hükümlerine göre tasfiye kararı vermesi ile tasfiye açılmış olur. Sulh hukuk mahkemesi tasfiyeyi açarken tasfiye biçimine karar veremez....