WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mal rejiminin tasfiyesi tamamlandıktan sonra terekenin paylaşımı söz konusu olabileceği, Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda davacı açısından belirlenecek katılma alacağı (varsa) terekeye ait borç olabileceği, Dolayısıyla da tüm borçların, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerekeceği, Bu ödeme yapıldıktan sonra da, terekeye ait borcun ödenmesinden sonra kalan miktar tüm mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılabileceği , davacının açmış olduğu dava katılma alacağına ilişkin açılmış kısmi bir dava olduğu, davacının ve diğer mirasçıların terekesinin belli olabilmesi mal rejiminin tasfiyesine bağlı olduğundan, katılma alacağı davası mal rejiminin tamamının tasfiyesine yönelik olabileceği, Terekenin net miktarının bulunması için öncelikle sağ kalan davacının katılma alacağının belirlenmesi gerektiğinden, terekenin tasfiyesi amacıyla açılacak dava mal rejiminin tasfiyesi davasının sonucu bekleyeceği, Davacının miras hakkının belirlenmesinde ölenin eş ve mirasçı olmasından...

Mal rejiminin tasfiyesi tamamlandıktan sonra terekenin paylaşımı söz konusu olabileceği, Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda davacı açısından belirlenecek katılma alacağı (varsa) terekeye ait borç olabileceği, Dolayısıyla da tüm borçların, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerekeceği, Bu ödeme yapıldıktan sonra da, terekeye ait borcun ödenmesinden sonra kalan miktar tüm mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılabileceği , davacının açmış olduğu dava katılma alacağına ilişkin açılmış kısmi bir dava olduğu, davacının ve diğer mirasçıların terekesinin belli olabilmesi mal rejiminin tasfiyesine bağlı olduğundan, katılma alacağı davası mal rejiminin tamamının tasfiyesine yönelik olabileceği, Terekenin net miktarının bulunması için öncelikle sağ kalan davacının katılma alacağının belirlenmesi gerektiğinden, terekenin tasfiyesi amacıyla açılacak dava mal rejiminin tasfiyesi davasının sonucu bekleyeceği, Davacının miras hakkının belirlenmesinde ölenin eş ve mirasçı olmasından...

nun 605 ve devamı maddeleri uyarınca zorunlu hasım olan borçlunun en yakın mirasçıları mirası reddettiğinden terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi gereklidir. Bu durumda, anılan mirasın reddi kararları kesinleştiğinden, mahallin Sulh Hukuk Hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunmalıdır. Zira mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerdendir....

O halde mahkemece terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinin gerçekleşeceği dikkate alınarak, yukarıda belirtilen mirasın reddi dosyasında terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verilmesi gerektiği gözetilerek resmi tasfiye talebi hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle hükmün HMK 353 (1) a-6 maddesi gereği kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353(1) a-6. maddesi gereğince KABULÜ ile Samsun 3....

İnceleme konusu dosyada davacı mirasçıların talebi TMK.nun 589. maddesi gereği terekenin tedbir mahiyetinde tespitine ilişkindir. Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Önlem alma isteğinin yetki yahut başka bir sebeple reddedilmesi tereke mallarının kaybına sebep olabileceği gibi hak sahiplerine intikal etmemesi sonucunu da doğurur. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez....

Bölümü mirasın geçmesinin sonuçları, 1. ayırım koruma önlemleri başlığı adı altında 589. madde de genel olarak alınması gereken korunma önlemleri, 590. maddesinde defter tutma, 591. maddede mühürleme, 592. maddesinde de terekenin resmen yönetilmesi hükümleri düzenlenmiştir. Aslında, söz konusu 1.ayırımın başlığı olarak kullanılan " koruma önlemleri " Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun teknik olarak düzenlediği HMK 'nın 389. ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbirlerle karıştırılmaması gerekmektedir. Medeni Kanunda 589 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan koruma önlemleri, mirasın doğru bir şekilde intikalini sağlayıcı bazı önlemlerdir. Bunlar terekenin mühürlenmesi, tereke mevcudunun deftere geçirilmesi, mirasın resmen idaresi gibi muhafaza tedbirleridir. Ölenin son ikametgahı sulh hakimi, terekenin korunması ve hak sahiplerine intikaline sağlamak için gerekli tedbirleri doğrudan doğruya (kendiliğinden) yapmaya mecburdur....

- K A R A R - Asıl ve birleşen davada davacılar vekili, borçlunun terekesinin tasfiyesi işlemleri sonunda ..... 2.Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke Memurluğu'nca düzenlenen 21.10.2014 tarihli pay cetvelinde müvekkilinin alacaklarına İİK 206. maddesi uyarınca 3. sırada imtiyazlı alacaklarla birlikte yer verildiğini, ancak tüm paranın 4. sıra alacaklısı davalıya ayrıldığını, müvekkilinin alacaklarının 6183 sayılı Kanun'un 21. maddesi ve İİK'nın 206. maddesi uyarınca imtiyazlı alacak olduğunu ve davalının alacağından önce pay ayrılması gerektiğinii ieri sürerek, pay cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Asıl vebirleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

    Mahkemece,taraflar arasındaki uyuşmazlığın terekenin resmi tasfiyesine ve koruma önlemlerinin alınmasına ilişkin olduğu,olayın ortaklığın giderilmesi olarak nitelenmesi halinde bile görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçe gösterilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş;hüküm,davalı tarafından temyiz edilmiştir. Bir davada maddi vakıaları ileri sürüp kanıtlamak taraflara, kanıtlanan olgulara göre hukuksal nitelendirmeyi yapmak, uygulanması gereken yasa maddeleri arayıp bulmak ve doğru olarak uygulamak hakimin görevidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 06.03.2012 gününde verilen dilekçe ile terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi mirasçı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, muris ...'ın vergi borcunun bulunduğunu, murisin tüm yasal mirasçıları tarafından mirasın reddi talebinde bulunulduğunu ileri sürerek murisin terekesinin resmi tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, murisin kardeşleri ... ve ... mirasçı gösterilerek talebin kabulüne, murisin terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verilmiştir....

        Davanın kabulü halinde dava konusu taşınmaz üzerinde miras ortaklığının tasfiyesi ile davacı eş yararına ayni hak tanınacağından bu davalar nispi harca tabidir. Taşınmazın değerinin tespiti ile davacıya nispi harcın tamamlanması için süre ( Harçlar Kanunu m. 30 - 32 ) verilmesi, harcın tamamlanması durumunda ise dava konusu taşınmazın karara en yakın tarih itibarıyla sürüm değerinin belirlenmesi, davacı eşin terekenin tamamı üzerinde miras hakkının karşılığı da belirlendikten sonra, diğer mirasçıların varsa miras hakkının karşılığı olan paranın, mahkemece belirlenecek uygun bir süre içinde mahkeme veznesine depo ettirilmesi, neticede taşınmazın davacı eş adına tescili ile depo edilen paranın diğer mirasçılara hisseleri oranında ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır....

          UYAP Entegrasyonu