Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in 17.02.2011 tarihinde vefat ettiğini belirterek ölüm nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile 173.812,50-TL katkı payının dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte muris Halil Erdem terekesinden tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından bakiye karar ve ilam harcına yönelik olarak temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 s.lı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, sağ eş tarafından, diğer mirasçıya karşı açılan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenecek katkı payı alacağı terekeye ait borç olup, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılır....

    Talep, Türk Medeni Kanununun 619'ncu maddesinde düzenlenen mirası kabul veya redde esas olmak üzere "Resmi defter tutma" değil, aynı Yasanın 589'ncu ve devamı maddelerinde yer olan "Koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez....

      Talep; Türk Medeni Kanununun 619'ncu maddesinde düzenlenen mirası kabul veya redde esas olmak üzere "resmi defter tutma" değil, aynı Yasanın 589'ncu ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe veya tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez....

        Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur. 3 İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI 3.1.İlk derece mahkemesi, davanın kabulüne, murisin terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiyesi için ihbarda bulunulmasına karar vermiştir. 4 BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI 4.1.Hükmün istinaf yolu ile incelenmesi davalılar vekillerince talep edilmiştir. 4.2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, terekenin borca batık olduğunun tespitine karar vermiştir. 5 TEMYİZ 5.1.Davalı Maliye Hazinesi vekili, kararı temyiz etmiştir. 5.2.Temyiz Nedenleri 5.2.1.Davalı Maliye Hazinesi vekili, terekenin ve benimsenip benimsenmediği hususlarının yeterince araştırılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. 6 YARGITAY KARARI 6.1....

          Terekenin borca batık olduğunun tespitine karar verilebilmesi için; mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekenin aktif ve pasifinin belirlenerek, tereke pasifinin aktifinden fazla olması yanında; mirasçıların terekeye sahiplenme anlamına gelecek hukuksal bir işlemde bulunmamış olması da gereklidir. Somut olayda; Iğdır Tapu Müdürlüğü'nün yazısına göre mirasbırakanın üzerinde tapu kaydı vardır. Buna göre; terekeye mümessil tayin edilmek üzere davacıya süre verilmeli ve terekenin M.K 605 ve devamı maddesi uyarınca iflas hükümlerine göre tasfiyesi sağlanması gerekirken, yazılı şekilde hüküm verilmiş olması doğru değil, bozmayı gerektirmiştir....

            Mahkemece 28/04/2022 tarihli duruşma tutanağı ile; davacı vekilinin müteveffaya ait taşınmazlara yönelik tedbir talebinin kabulüne, intikal etmesi gerekir ki henüz intikali gerçekleştirilmemiş taşınmazlara yönelik tedbir talepli bu aşamada reddine, intikalin gerçekleşmesi durumunda yeniden değerlendirilmesine, terekenin ifraz hükümlerine göre tasfiyesi gerektiğinden İİK 208. Maddesi gereğince işlemlerin yapılması için tasfiye memuru olarak Trabzon Adliyesi Zabıt Katibi olarak çalışan Enis Akyüz (116767)'ün tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir....

            Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davaya konu olan tereke mevcudunun mirasçılara 04.08.2000 tarihinde ödendiği ve ödeme tarihinden itibaren genel zamanaşımı süresi olan ... yıllık sürenin geçtiği anlaşılmakta ise de terekenin idaresi için tereke idare memuru atanmadığı bu kararın 14.02.2011 tarihinde verildiği, ......2011 tarihinde yetki belgesi düzenlendiği, davanın da 07...2011 tarihinde açıldığı, tereke idare memuru atanmakla birlikte zamanaşımının işleyeceği bu tarihten itibaren 1 ve ... yıllık sürenin geçmediği, T.M.K'nin 625. maddesine göre de terekenin tasfiyesi sürecinde zamanaşımının işlemeyeceğinin öngörülmüş bulunmasına göre zamanaşımı defi reddedilerek, tereke mahkemesince verilmiş ihtiyati tedbir kararına rağmen mirasçılara ödeme yapan tereke mevcudunu azaltan bankanın, hafif kusurundan dahi sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

              Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenecek katılma alacağı, terekeye ait borç olup, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılır. Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçılar, kişisel olarak (4721 s.lı TMK 599/2 m) ve müteselsilen (TMK 641 m) sorumludurlar. Her ne kadar, davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan Mustafa'nın mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Başka bir anlatımla, mirasçılık sıfatına sahip olduğundan (TMK'nun 499), alacaklı ve borçlu sıfatı davacı sağ eş de birleşmiştir. Taraflarca, mirasçılardan her hangi birinin mirasçılık sıfatını yitirdiği (4721 s.lı TMK 511 vd, 578 vd, 605 vd m.leri) iddia edilip kanıtlanmamıştır....

                Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/54 Tereke sayılı dosyası ile 18.06.2009 tarihinde terekenin resmi defterinin tutulması ve terekeye temsilci atanması için talepte bulunulduğu ve İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün 2009/2821 sayılı dosyası ile ... mirasçıları olan davacılar aleyhine 06.08.2009 tarihinde uyuşmazlık konusu ilamlı takibin başlatıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere TMK'nın 625/1. maddesi uyarınca resmî defter tutulması devam ettiği sürece miras bırakanın borçları nedeniyle icra takibi yapılaması mümkün bulunmadığından resmi defter tutulması isteminden sonra başlatılan icra takibinin iptaline karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca; yerel mahkemenin, TMK’nın 625. maddesi uyarınca resmi defter tutma işleminin devamı müddetince terekenin borçları nedeniyle icra takibi yapılamayacağı gerekçesi ile takibin iptaline dair verdiği kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. O halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir....

                  O halde terekenin iflas hükümlerine (İİK m. 180) göre tasfiyesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması geremiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırına iadesine, 09.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu