Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

H.D'nin 12/06/2003 tarih ve 7484- 8676 sayılı kararı, HGK'nın 29/03/2006 tarih ve 2006/2- 65- 108 sayılı kararı) "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ile "terekenin resmen tasfiyesi" terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK m. 632- 635) gerçekleştirilmek durumundadır. Somut olayda da; muris Halit BAŞ’ın en yakın yasal mirasçılarının mirası reddetmiş olmaları nedeniyle, Kocaeli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 03/04/2013 tarih ve 2012/1570 Esas 2013/504 Karar sayılı kararı ile, TMK'nın 612/1 maddesi gereğince iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verilen muris Halit BAŞ’ın terekesinin tasfiye işlemlerinin, Kocaeli 3....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 18.11.2014 gününde verilen dilekçe ile terekeye temsilci atanması ve terekenin resmi tasfiyesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı vekili, muris ...'nun tüm yasal mirasçıları tarafından mirasın reddi talebinde bulunulduğunu ileri sürerek terekeye temsilci atanmasına ve murisin terekesinin resmi tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın 3 aylık yasal süre içinde açılmadığı ve murisin tüm yakın mirasçılarının mirası reddettiğine dair karar verilen ... 2....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 07.11.2014 gününde verilen dilekçe ile terekenin resmi tasfiyesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı vekili, mirasbırakan ...’in en yakın mirasçıları hakkında mirasın reddinin tesciline karar verildiğini ileri sürerek TMK'nin 636. maddeleri gereğince murisin terekesinin tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, TMK'nin 633. maddesi gereğince davanın vasiyetnamenin açılmasından itibaren 3 ay içerisinde açılması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      İcra İflas Kanununun 180. maddesi yollamasıyla Türk Medeni Kanununun 636. maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına giren terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi amacıyla yapılan ihalenin feshi isteğine ilişkin olan ve temyizi kabil olmayan kesin karara ilişkin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararının kesin olması nedeniyle HMK'nın 366. maddesi yollamasıyla 346. maddesi gereğince REDDİNE, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 10.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi için düzenlenen sıra cetveline itirazdan kaynaklanmakta olup, uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 2.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 01.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Terekenin İflas Hükümlerine Göre Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Muris...'nün Mirascılık Belgesinin eklenerek gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi.23.01.2012 (Pzt.)...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Terekenin tespiti ve tasfiyesi KARAR Tarafların miras bırakanı....'e ait veraset belgesinin davacı taraftan temini veya vukuatlı nüfus kayıt tablosunun Nüfus Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere geri çevrilmesi için dosyanın Yerel Mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.08.2014 gününde verilen dilekçe ile terekenin tasfiyesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle en yakın yasal mirasçıların tümü tarafından mirasın reddi halinde, reddi tespit eden mahkemenin TMK'nın 612. maddesi gereğince terekenin re'sen tasfiyesini yapması gerekeceğinden davacı alacaklının mahkemeyi harekete geçirmeye yönelik her zaman için talepte bulunabileceğinin anlaşılmasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine...

                (TMK.m.641/1), 3- Terekenin tasfiyesine konu mallar murisin hem kişisel malları ve hem de edinilmiş mallarıdır. 4- Terekenin net miktarının (net terekenin) bulunması için öncelikle tasfiyede sağlanan eşin katılma alacağının çıkarılması gerekmektedir. Böylece terekenin tasfiyesinden düşecek paydan önce, eş mal rejiminin tasfiyesinden düşecek paya sahip olacaktır. 5- Miras, miras bırakanın ölümü ile açılır....

                  Belirtildiği gibi açıklanan farklılıklar nedeniyle katılma rejiminin tasfiyesi ile terekenin tasfiyesi birlikte yapılamaz. Farklı tasfiye kurallarına bağlı bulunan her iki hakkın aynı anda ve birlikte tasfiyesi halinde ileride beklenmeyecek ve kestirilemeyecek sorunlarla veya sonuçlarla karşılaşılması mümkün olabilir. Bu konuda isteğin olup olmaması da sonuca etkili değildir. Katılma alacağının, terekenin borcu olduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. Ancak bu alacak hakkı terekeden öncelikle ödenmesi gereken bir alacak hakkıdır. Davacı, terekeden alacaklı olduğu gibi, aynı zamanda az önce açıklanan TMK'nun 641. maddesi uyarınca da terekenin borçlusu durumundadır. Yani somut olayda, alacaklı ve borçlu sıfatı davacıda birleşmiş durumdadır. Tüm bunlar gözönünde bulundurulduğunda, katılma alacağı ile terekenin birlikte tasfiyeye tabi tutulmasının doğuracağı sakıncaların ve ortaya çıkabilecek çözümsüzlüklerin şimdiden kestirilmesi oldukça güçtür....

                    UYAP Entegrasyonu