Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanunu'nun 612’inci ve devamı maddelerine göre, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir. Mirasçılar, mirası reddederken kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu taktirde ret, Sulh Hakimi tarafından sonra gelen mirasçılara bildirilir, bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddetmiş sayılırlar. Bunun üzerine miras, yine iflas hükümlerine göre tasfiye edilir ve tasfiye sonunda arta kalan değerler, önce gelen mirasçılara verilir. En yakın yasal mirasçıların reddi, kendilerinden sonra gelen mirasçılar yararına olmadıkça ve bunlar Yasanın 614. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde mirası açıkça kabul etmedikçe miras, sonra gelen mirasçılara geçmez. Bunlar, miras bırakanın borçlarından sorumlu da tutulamaz....

    Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/382 dosyanın kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi, mirasın hükmen reddi kararının kesinleşmesi halinde TMK 612.maddesine göre terekenin tasfiyesinin sağlanması için Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından tasfiye memuru atanması ve tasfiyenin yapılması için bekletici mesele yapılması, ayrıca mahkemece tasfiye memuruna gerekli tebligatlar yapılması ve eldeki davada taraf teşkili sağlanarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın HMK’nın 373/2.maddesi gereğince ... Bölge Adliye Mahkemesi 17....

      , müvekkilinin alacağını tahsil etmesini engellemek maksadıyla aile fertleri arasında yapılması planlanan veyahut yapılacak diğer muvazaalı işlemlerin önüne geçilebilmesini ve müteveffanın yasal mirasçılarına kalan taşınır, taşınmaz ve bankalarda bulunan mevduat hesaplarındaki nakdi ve gayri nakdi değerlerin kaçırılması ve her türlü zarar görme ihtimalini teminen, terekenin tespit edilmesi ve koruma tedbiri niteliğinde defterinin tutulması ve mirasın resmen yönetilmesi ve yasal yollardan tasfiyesi talebi ile işbu davanın açılması zarureti doğduğunu, bu vesile ile borçlu/vasiyet alacaklısı Sadıka Gül Sabancı'ya intikal edecek malvarlığı değerleri tespit edileceğinden ve müvekkilinin yıllardır tahsil etmeye çalıştığı alacağına kavuşabilmesi mümkün olacağından, müvekkilin yukarıda bahsedilen talepler ile işbu davayı ikame etmekte 'ilgili' sıfatıyla hukuki yararı bulunduğunu bildirerek vasiyet alacaklısı Sadıka Gül Sabancı'nın terekeden payına düşen tutardan müvekkili T1'ın alacağını tahsil...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi BİRLEŞEN DAVANIN DAVACILARI : MÜDAHİLLER DAVA TÜRÜ :Terekenin Tespiti - Terekenin Resmen Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına oybirliğiyle karar verildi. 16.02.2012 (Per.)...

        DAVA TÜRÜ :Tereke Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle vesayet makamı tarafından mirasbırakana ait paranın mirasçılarına tesliminin talep edilmesi üzerine mahkemece tereke mevcudunun mirasçılara teslimine karar verildiği, terekenin resmen idaresini gerektirecek bir durum bulunmadığı gibi mirasçılar tarafından açılmış terekenin tasfiyesi ve teslimine dair bir davanın da bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, oybirliğiyle karar verildi.10.04.2013 (Çrş.) ....

          Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Bu hüküm çerçevesinde, mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilecektir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, terekenin borca batıklığı olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmaksızın eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması, usül ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalılara iadesine, 30.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 15.01.2016 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, muris ...’un 13.11.2014 tarihinde vefat ettiğini, murisin ortağı ve tasfiye memuru olduğu tasfiye halinde ... İnşaat Turizm Otomotiv ve Sanayii ve Tic. Ltd. Şti'nin borçları sebebiyle murisin de borçlu olduğunu, murisin terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur....

              İcra Müdürlüğünün 2013/8954 Esas sayılı dosyasında müvekkilince icra takibi yapıldığını, murisin alacaklarının tamamının tespit edilerek davaya dahil edilmeleri gerektiğini, terekenin aktif ve pasifinin araştırılmasını, aktif mal varlığına rastlanılmasa dahi müvekkilinin terekenin borca batık olduğunu bilemeyeceğinden, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. 2....

                Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ayrıca icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde de terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde ise terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir....

                TMK.nun 612. maddesinde, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceği öngörülmektedir. Buradaki "en yakın mirasçılar" kavramıyla anlatılmak istenen, mirasbırakanın ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır. "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ve "terekenin resmen tasfiyesi" terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte, farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK.nun 180; 208. vd. md.); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK.nun 632- 635. md.) gerçekleştirilmek durumundadır....

                UYAP Entegrasyonu