Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Terekenin tasfiyesi Hazine tarafından terekenin tasfiyesi davasının reddine dair ... 11. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 07.03.2013 gün ve 6/24 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine vekili, mirasbırakan ...'ın tüm yasal mirasçıları hakkında mirasın reddinin tesciline karar verildiğini ileri sürerek TMK.nun 612 ve 636. maddeleri gereğince murisin terekesinin tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tüm mirasçılar tarafından murisin tüm mirası reddedildiğinden ret kararını veren ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/1336 Esas 2010/1751 Karar ve 2010/1332 Esas 2010/1507 Karar sayılı dosyalarından TMK'nun 612 maddesi gereğince resmen tasfiyenin yapılması gerektiği anlaşılmakla davanın reddine, ... 4....

    İstinaf yoluna başvuru süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren on gündür." düzenlemesi var olup iflas idaresinin oluşturulması ve iflas idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulasına ilişkin kararların istinaf edilemeyen kararlar içerisinde bulunduğu görülmüştür. Bahsi geçen yasal düzenlemeler çerçevesinde 4721 sayılı TMK’nun 636. maddesine göre terekenin tasfiyesinde İİK’nun 180. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 208. ve devamı maddeleri uyarınca iflas ile ilgili işlemlerin yürütülmesi gerekir. Sulh Hukuk Mahkemesince, mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesinde, tasfiyeye karar veren mahkemece tasfiye yapmak için bir veya birkaç memur atanır. Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde “iflas idaresi” yerine “tasfiye memuru” ve ticaret mahkemesi yerine “sulh hukuk mahkemesi” geçmektedir. Tasfiye memurunun işlemlerine karşı yapılacak şikayetleri, sıra cetveline itirazları incelemek ve tasfiyenin son bulduğuna karar vermek sulh hukuk hakimine aittir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Terekenin resmen yönetilmesi ve defter tutulmasına yönelik bir dava bulunmamaktadır. İstek ve hüküm terekenin tespitine yönelik olup temyiz yolu kapalı olduğundan temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. SONUÇ. Yukarıda açıklanan sebeple temyiz dilekçesinin REDDİNE temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 30.06.2008...

      Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 16.11.2017 gün ve saat 15:28 itibariyle 2017/41 Esas 2017/942 Karar ile bankanın iflasına karar verildiğini, müflis bankanın iflas tasfiye işlemlerine, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 106. maddesinin "...iflas kararı alınması halinde Fon, bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 166., 218., 219., 223., 234., 236., 249., 251. ve 254. maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflâs dairesi, alacaklılar toplantısı ve iflâs idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder..." hükmü gereğince İstanbul 1....

      Sulh hakimi, ölenin yasal mirasçılarını ve vasiyetname lehdarlarını çağırdıktan sonra vasiyetnameyi 18.9.2006 tarihli oturumda hazır bulunanların huzurunda açıp okumuştur. Yasal mirasçılardan ölenin eşi, 6.11.2006 tarihli oturumda; ölenin terekesindeki menkul ve gayrimenkul malların yasal mirasçılara geçici olarak teslimini veya terekenin resmen yönetilmesini istemiştir. Türk Medeni Kanununun 595/2. maddesinde, sulh hakiminin teslim edilen vasiyetnameyi derhal inceleyeceği, gerekli koruma önlemlerini alacağı, olanak varsa, ilgileri dinleyerek terekenin yasal mirasçılara geçici olarak teslimine veya resmen yönetilmesine karar vereceği yazılıdır. Şu halde, vasiyetnameyi alan sulh hakiminin, açıklanan yasal düzenleme uyarınca istem üzerine veya kendiliğinden (resen) Türk Medeni Kanununun 590. 591 ve 592....

        Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 03/12/2009 tarihli ve 2009/1441 Esas, 2009/1554 Karar sayılı dosyasında TMK'nın 612. maddesi gereğince resmen tasfiyenin yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı TMK'nın 612. maddesi uyarınca mirasın gerçek reddini tespit ve tescil edip başka mirasçı bulunmadığını belirleyen mahkemenin terekeyi re'sen iflas hükümlerine göre tasfiye etmesi gerekir. Ayrıca, aynı yerdeki aynı derecedeki birden fazla sulh hukuk mahkemesi aynı mahkemenin farklı daireleri niteliğinde olduğundan mahkemece TMK'nın 612. maddesi gereğince ve işbölümü nedeniyle dosyanın görevli ... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

          İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, terekenin tasfiyesi talebine ilişkindir. TMK'nın 612. maddesinde, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceği öngörülmektedir. Buradaki "en yakın mirasçılar" kavramıyla anlatılmak istenen, mirasbırakanın ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır. "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ile "terekenin resmen tasfiyesi" terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte farklı kurumlardır....

          Mirasın hükmen reddinde terekenin borca batık olduğunun tespiti gerekir. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunu gösterir. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle murisin tüm malvarlığı aktifini tüm borçları ise pasifini oluşturur. Bu amaçla murise ait tüm malvarlığının eksiksiz olarak araştırılması, borçlarının eksiksiz tespiti ve sonucunda terekenin borca batık olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Ayrıca Türk Medeni Kanunun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2 bendi gereğince vekaletnamenin, vekilin mirasın reddi yetkisini içermesi zorunludur. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

          Benzer yönde 10.08.2003 tarih ve 25195 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türk Medeni Kanunu'nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük'ün 52. maddesi, "Resmi deftere göre terekenin mevcudunun borçlarını ödemeye yetmediği anlaşılır veya başlangıçta mevcudun borcu karşılayacağı kanati ile olağan usulle tasfiyeye başlanıp sonradan mevcudun borçları ödemeye yetmediği sonucuna varılırsa, sulh hakimi durumu derhal alacaklılara bildirir ve iflas usulü ile tasfiyeye karar vererek bu tasfiyeyi yapmak için bir veya birkaç memur atar. Bu tasfiye, İcra ve İflas Kanunu'nun iflasa ilişkin hükümlerine göre yapılır." hükmünü içermektedir. Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde "iflas idaresi" yerine "tasfiye memuru" ve "Ticaret Mahkemesi" yerine "Sulh Hukuk Mahkemesi" geçmektedir. Tasfiye memurunun işlemlerine karşı yapılacak şikayetleri, sıra cetveline itirazları incelemek ve tasfiyenin son bulduğuna karar vermek sulh hukuk mahkemesine aittir....

          Bunun üzerine miras, yine iflas hükümlerine göre tasfiye edilir ve tasfiye sonunda arta kalan değerler, önce gelen mirasçılara verilir. En yakın yasal mirasçıların reddi, kendilerinden sonra gelen mirasçılar yararına olmadıkça ve bunlar Yasanın 614. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde mirası açıkça kabul etmedikçe miras, sonra gelen mirasçılara geçmez. Bunlar, miras bırakanın borçlarından sorumlu da tutulamaz. Tüm bu yasal düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, Mahkemece, davalı muris ...’ın mirasçılarının tamamı olan ... ve...’ın mirası reddetmeleri nedeniyle yargılamaya tereke temsilcisi huzuruyla devam edilmesi ve mirası reddeden ...’ın alt soyu olan oğlu...’a, yukarıda belirtilen düzenlemelere göre sorumluluğu bulunup bulunmadığı hususu irdelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir....

            UYAP Entegrasyonu