A.Ş. tarafından Tereke (Resmen Yönetilme ve Tasfiye İstemli) davası açıldığı anlaşılmakla, Mahkemece bu dosyada verilen karar örneği de celbedilmek suretiyle gerekçeli kararın ve davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğinin sağlanması, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulması halinde gerekli işlemlerin yapılarak eksiklikler ikmal edildikten sonra; istinaf başvurusunda bulunulmaz ise, bu kez davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesi için ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yukarıda belirtilen eksikliğin giderilip istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, HMK 352/1. madde gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 12/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURU SEBEBLERİ: Davacı kurum vekili istinaf dilekçesinde; terekenin tasfiyesi işlemlerinin mirasçıların tamamının mirası reddetmesi halinde mahkemece resen yapılması gerektiğini, mahkemenin tasfiye işlemlerine başlamaması nedeniyle idarenin alacağını tahsil amacıyla terekenin tasfiyesini talep eden olarak davada yer aldıklarını, tasfiye memuru için 2.000,00 TL, tasfiye ücreti olarak da 1.000,00 TL ve diğer giderlerin idare tarafından yatırılması yönündeki kararı kabul etmediklerini, mahkemece resen tasfiye işlemlerine geçilmediğinden, davanın açılması ve takibini sağladıkları için taraflarına vekâlet ücreti hükmedilmesi gerekirken, bu yönde hüküm kurulmamasına da itiraz ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLER: 6100 sayılı HMK ve tüm dosya kapsamı....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/209 KARAR NO : 2021/166 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BODRUM 2.SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : TEREKENİN RESMEN YÖNETİLME VE TASFİYE KARAR : Bodrum 2.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 04.04.2018 tarih ve 2017/1 Tereke Esas 2017/5 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
ın üzerine kayıtlı herhangi bir menkul ve gayrimenkul bulunmadığı belirtilerek mirasın mirasçılar tarafından hükmen reddinin tespiti talep edilmiştir. Muris 01.01.2009 tarihinde vefat etmiş, mirası en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından reddedilmiştir. Bu durumda miras, kanun gereği kendiliğinden tasfiyeye tabi hale gelmiştir (TMK m. 612). Tasfiye iflas hükümlerine göre gerçekleştirilecektir. Kanun gereği tasfiyeye tabi olan tereke hakkında, murisin alacaklısının tasfiyeyi istemesi teknik olarak bir dava olmayıp hakimin harekete geçmesini sağlayan ihbar niteliğindedir ve böyle bir tasfiye süreye de tabi değildir. Alacaklının daha önce bu yöndeki isteğinden feragat etmiş olması, kanun gereği tasfiyeye tabi olma durumunu ortadan kaldırmaz. Öyleyse terekenin iflas hükümlerine (İİK m. 180) göre tasfiyesi gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir....
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunun açık delilidir. Davanın kabulüne karar verilmiş ise de; mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Dosya kapsamına ve toplanın delillere göre Gerede Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/64 esas sayılı dosyasının derdest olduğu UYAP'tan yapılan kontrolden anlaşılmıştır. Bu durumda davalı SGK Başkanlığı'nın alacağının kesinleştiğinden söz edilemez. HMK'nın 165. maddesi hükmü gereğince bu davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, belirtilen nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; mirasın hükmen reddine karar verilmesi halinde aynı zamanda terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesine de karar verilmesi gerekirken bu hususta bir hüküm kurulmaması da doğru görülmemiştir....
TMK'nun 612. maddesi "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirasını reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğini" öngörmektedir. Buradaki "en yakın mirasçılar" kavramıyla anlatılmak istenen, murisin ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır. Her ikisi de terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte; "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ve "Terekenin resmen tasfiyesi" farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK. m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK m. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır....
Tereke Hakimliği DAVA TÜRÜ : Tereke Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm terekenin resmen yönetilmesi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * terekenin resmen yönetilmesi koşullarının oluşmadığının anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11.02.2008 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.03.2015 gününde verilen dilekçe ile terekenin resmen tasfiyesi talebi üzerine mahkemece Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen 12.04.2022 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 612. maddesi uyarınca iflas hükümlerine göre tasfiye isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin 07.11.2013’te ölen miras bırakan ...’dan alacaklı olduğunu, mirasın en yakın mirasçılar tarafından reddedildiğini, terekenin resmi tasfiyesinin yapılmasını istemiştir....
O halde; TMK 612.maddesine göre terekenin tasfiyesinin sağlanması için Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından tasfiye memuru atanması ve tasfiyenin yapılması için bekletici mesele yapılması, ayrıca mahkemece tasfiye memuruna gerekli tebligatlar yapılması ve eldeki davada taraf teşkili sağlanarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir..." şeklinde kararı ile kaldırılmıştır. Bunun üzerine davacıya tasfiye memuru atanması için dava açmak üzere süre verilmiş ve davacı tarafça Diyarbakır 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/1 tereke esas ile dava açılmış ve dava halen derdesttir. Tüm bu açıklamalar ışığında, mahkemece dairenin kaldırma kararı yerine getirilmeksizin açılan tereke davası sonucu beklenilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur....
in kendi adına açtığı destek tazminatı talebi yönünden taleple bağlı kalınarak 20.000,00 TL maddi tazminatın davalılar ... ve Türkiye Motorlu Taşıt Bürosundan alınarak davacı ... Dildirime verilmesine, davacı ... için 20.000,00 TL, diğer davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... için 2.000,00'er TL'den toplam 22.000,00 TL toplamı 42.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... ... alınarak adı geçen davacılara verilmesine, karar verilmiş,hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dava trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda kaza yapan sürücü ...'ın vefatı nedeniyle mirasçıları Şükrü ve ... aleyhine dava açılmış ancak mirasçıların davadan önce mirası reddetmiş olmalarının anlaşılması üzerine tereke temsilcisi atanması sağlanarak davaya devam edilmiş ve mahkemece terekenin resmen tasfiye süreci beklenmeden hüküm kurulmuştur....