İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmazların tarafların ortak miras bırakanı ...'den kaldığı yönünde yanlar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, ortak miras bırakanın sağlığında taşınmazların ...'e bağışlanıp bağışlanmadığı veya ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun şekilde bir paylaşmanın yapılıp yapılmadığı yönünde toplanmıştır. Kural olarak ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, tüm mirasçılarının, bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının, kendi payına düşeni aldıktan sonra, terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır....
Uyuşmazlık, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun şekilde bir paylaşmanın yapılıp yapılmadığı yönünde toplanmıştır. Kural olarak ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra tüm mirasçılarının biraraya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının kendi payına düşeni aldıktan sonra terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır. Saptanan dava niteliği ile az yukarıda vurgulanan hukuksal olgular da dikkate alındığında, yerel mahkemece yapılan araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri, olaylara dayanmayan soyut nitelikte gerekçesiz sözlerden ibarettir....
Uyuşmazlık, ortak murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında usulüne uygun bir taksim yapılıp yapılmadığı, taksim yapılmış ise çekişmeli taşınmazın kime isabet ettiği ya da davacının, miras payına karşılık, dava dışı 107 ada 39 parsel sayılı taşınmazı alarak terekeden çıkıp çıkmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, taşınmaz başında yapılan keşifte yerel bilirkişi ve tanıklara bu husus ayrıntılı olarak sorulup araştırılmaksızın ... terekesinin taksim edilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki; başka taşınmazların Karağa mirasçıları adına, dava dışı 107 ada 39 parsel sayılı taşınmazın ise davacı adına tespit edilmesinin nedeni üzerinde durulmamış olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesindeki davada, tamamlaması gereken harç miktarının terekeden ödettirilmesi talebi bütün itirazlarına, aynı şekilde tereke temsilcisi Av.İbrahim Bülbül’ün de konu ile ilgili beyanında; anılan davada dava konusu taşınmazın tapu kaydının muris muvazaası nedeni ile iptali ve terekeye iadesi talebi değil, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında talepte bulunan mirasçı Hayg Sevağ Vartanyan adına kaydı talep edildiğinden terekenin menfaatinin söz konusu olmadığı belirtilmesine rağmen sayın mahkemeyi açıkça yanıltmaya çalışarak sanki terekeyi ilgilendiren bir durum varmış gibi resmen terekeden haksız ve hukuka aykırı bir şekilde kazanç elde ettiğini, ne var ki terekenin bütününü ilgilendirmeyen sadece mirasçılardan birinin menfaatine ve lehine bir durum için mirasçıya miras payından daha sonra mahsup edilmek üzere bile olsa; ödeme yapılmış olması kabul edilemez bir durum olduğunu, Tereke Hakimliğinin, her istek ve talep halinde mirasçıya ödeme yapma yetkisi olmadığını,...
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kök murisin, yaşı ve sağlık durumu itibariyle herhangi bir ölüm veya ağır hastalık halinin gerçekleşmesi ile doğacak giderlerin karşılanabilmesi amacıyla oğlu (davalı) ile ortak banka hesabı açtığını, böylelikle miras bırakanın veya eşinin ağır hastalığı durumunda oluşacak sağlık giderleri veya ölüm halinde doğacak cenaze, tereke ve sağ kalan eşin geçim giderleri, davalı müvekkilinin emeği ile bu ortak hesaptan karşılanmış olacağını, somut olayda miras bırakanın davalı müvekkili ile açmış olduğu ortak hesabında bulunan nakit varlığı ile; cenaze ile terekenin mühürlenmesi, yazımı giderleri ve yine eşi Saniye Yıldız'ın geçim giderlerinin karşılandığını, ilgili yasa hükmü uyarınca söz konusu giderlerin terekeden indirilerek mirasçıların saklı pay hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceğinin açık olduğunu belirterek, esasa ilişkin itirazların kabulü ile davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
yapılmadığı, yapılmış ise dava konusu taşınmazın hangi mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet ettiği yolunda yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınması, diğer mirasçı ya da mirasçıların miras payına karşılık kendilerine terekeden ne verildiğinin duraksamasız belirlenmesi, deliller değerlendirilirken paylaşmada her bir mirasçıya eşit yüzölçümde ve eşit verimlilikte taşınmaz ya da ekonomik yönden aynı parasal değerde menkul mal isabet etmesinin paylaşmanın koşulu olmadığının göz önünde tutulması, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı gerekçeli rapor alınması” gereğine değinilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Mirasının reddine ilişkin davada Zonguldak 2. Sulh Hukuk ve Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, mirasın reddi ve ıskat istemine ilişkindir. Zonguldak 2. Sulh Hukuk Mahkemesince; dava açıldığı tarihte henüz ve miras ve terekeden bahsedilmesinin mümkün olmadığı davanın asliye hukuk mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi de, davanın hasımsız açıldığı, ayrıca 6100 Sayılı HMK'nun 4/ç maddesi gereğince miras davalarına bakma görevinin de sulh hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Somut olayda fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 1.500,00 TL değer gösterilerek dava açılmıştır. ... isteminde görevli mahkeme, dava edilen alacak miktarına göre belirlenecektir. Her ne kadar 15.04.2011 tarihli bilirkişi raporunda ecrimisil bedeli toplamının 9.775-TL olduğu bildirilmiş ise de, dava dilekçesinde davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava değerini 1.500,00-TL olarak bildirdiği, miras payına isabet eden (rapora göre) alacak miktarının 2443 TL olduğu anlaşıldığından HUMK.’nun 4/2 ve 8/1. maddeleri uyarınca, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 06/07/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......
tarihli paylaşma senedinde belirtilen taşınmazlardan mirasçı ... ve mirasçıları adlarına tespit yapılıp yapılmadığı, miras payına karşılık kendisine terekeden ne verildiği duraksamasız belirlenmelidir. ...mirasçılarının başka yerden haklarını aldıkları belirlendiği takdirde dava konusu taşınmazlarda haklarının kalmadığının kabulü gerekir....
İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazın davacı ... ve davalı ...’in ortak miras bırakanı ...’dan kaldığı yönünde yanlar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun şekilde bir paylaşmanın yapılıp yapılmadığı yönünde toplanmıştır. Kural olarak ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra tüm mirasçılarının bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının kendi payına düşeni aldıktan sonra terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır. Saptanan dava niteliği ile az yukarıda vurgulanan, hukuksal olgular da dikkate alındığında, yerel mahkemece yapılan araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir....