Dosya incelendi, gereği görüşüldü: İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazın tarafların ortak miras bırakanı ..’dan kaldığı yönünde, yanlar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, ortak miras bırakanın, ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun şekilde bir paylaşmanın yapılıp, yapılmadığı yönünde toplanmıştır. Kural olarak ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, tüm mirasçılarının, bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının, kendi payına düşeni aldıktan sonra, terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır....
mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet ettiği yolunda olaylara dayalı bilgi alınması, diğer mirasçı ya da mirasçıların miras payına karşılık kendilerine terekeden ne verildiğinin duraksamasız belirlenmesi, tespit tutanağı bilirkişilerinin anlatımları ile tutanak bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde tutanak bilirkişilerinin tümü taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek çelişkinin giderilmesi, mirasçılar arasında aynı nitelikte Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan dava ya da davalar varsa, davalardan biri hakkında verilecek hükmün, aynı nitelikteki diğer davanın sonucunu etkileyeceği göz önüne alınarak dava dosyalarının birleştirileceğinin düşünülmesi, uyuşmazlığın niteliğine göre deliller değerlendirilirken paylaşmada her bir mirasçıya eşit yüzölçümde ve eşit verimlilikte taşınmaz ya da ekonomik yönden aynı parasal değerde menkul mal isabet etmesinin paylaşmanın koşulu olmadığının göz önünde tutulması, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan...
etkisi ile ve rahatsızlığı sırasında kontrolü elinde tutması nedeni ile miras bırakana ait hesap nakit ve menkul değerlerin saklandığını, ölüm öncesi ve sonrasında hesabına transfer edildiğinin ortaya çıktığını, davalıların evlat bağı ile murise ait ekonomik değerleri kendi alanlarına aktardıklarını, ölümünden sonra meydana gelen ve davacıya aktarılan anlatılan değerlerden çok yüksek tutulduğu terekeden kaçırıldığının ölümünden kısa bir süre sonra hayatlarında meydana gelen ekonomik değişiklikle anlaşılması üzerine, davacının terekeden kaçırılan miras hakkını payı oranında geri alması için dava açıldığını, tüm bu nedenlerle miras bırakan Hikmet Ayhan Doğanay terekesinden ölüm öncesi ve sonrası kaçırılan para, tahvil hisse senedi gibi menkul değerlerin belirlenmesi ve dava tarihinden gerçek değerinin fazlaya ait haklar saklı kalarak şimdilik 10.000,00 TL nin avans faiziyle beraber tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak hukukuna ilişkin davada ... Sulh Hukuk ile ... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; davacının, tarafların miras bırakanından kalan taşınmazlardan yararlanmasına davalılarca engel olunması nedeniyle 2006 yılında elde edilen gelirin miras payı oranında ödenmesi istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi; toplam zararın 17.856.00 YTL olduğu ve davacı tarafından fazlaya ilişkin hakları saklı tutulduğu gerekçesiyle, Asliye Hukuk Mahkemesi ise;davacının ağaç bedellerini talep etmediğini, miras payına düşen miktara göre davaya Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağını gerekçe göstererek görevsizlik kararı vermişlerdir....
Uyuşmazlık, dava konusu 132 ada 66 parsel sayılı taşınmazın ...’tan mı, yoksa ...’tan mı kaldığı, miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun şekilde bir paylaşmanın yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise kime düştüğü, mirasçı ...’a düşmüş ise üçüncü şahıs konumundaki davacı ...’a devredilip edilmediği yönünde toplanmıştır. Kural olarak miras bırakanın ölüm gününden sonra, mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için, miras bırakanın ölüm gününden sonra tüm mirasçılarının bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının kendi payına düşeni aldıktan sonra, terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır. Saptanan dava niteliği ile az yukarıda, vurgulanan, hukuksal olgular da dikkate alındığında, yerel mahkemece yapılan, araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir....
ortak miras bırakanın terekesine dahil dava dışı başka taşınmaz mallar bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa sözü edilen taşınmazların kadastro tespit tutanakları ve dayanakları belgeler, davalı iseler dava dosyalarının da getirtilmesi, daha sonra taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak, yerel bilirkişi ve tanıklardan ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşma yapılıp, yapılmadığı, yapılmış ise dava konusu taşınmazın hangi mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet ettiği yolunda yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınması, diğer mirasçı ya da mirasçıların, miras payına karşılık kendilerine terekeden ne verildiğinin duraksamasız belirlenmesi" gereğine değinilmiştir....
Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle davacının tüm mirasçıları usulünce davaya dahil edilerek delil ve savunmaları sorulmalı, bundan sonra taşınmazlar başında yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları ve fen bilirkişisi huzuruyla keşif yapılmalı, yapılacak olan keşifte yerel bilikişi ve tanıklardan taşınmazların tek tek kim tarafından ne zamandan beri ne suretle ve ne sıfatla zilyet edildiği, taşınmazların tarafların müşterek murisinden mi yoksa .... kişiden intikal ettiği hususları sorulup saptanmalı, taşınmazların müşterek muristen intikal ettiğinin anlaşılması halinde ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşma yapılıp, yapılmadığı, yapılmış ise dava konusu taşınmazların hangi mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet ettiği, diğer mirasçı ya da mirasçıların, miras payına karşılık kendilerine terekeden ne verildiği duraksamasız belirlenmeli, bu konularda da yerel bilirkişi...
Uyuşmazlık, miras bırakanların ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun şekilde bir paylaşmanın yapılıp yapılmadığı yönünde toplanmıştır. Kural olarak miras bırakanın ölüm gününden sonra, mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için, miras bırakanın ölüm gününden sonra, tüm mirasçılarının bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının, kendi payına düşeni aldıktan sonra terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır. Saptanan dava niteliği ile az yukarıda vurgulanan hukuksal olgular da dikkate alındığında, yerel mahkemece yapılan araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Hükme dayanak .../yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri, olaylara dayanmayan soyut nitelikte gerekçesiz sözlerden ibarettir....
O halde davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, öncelikle ortak miras bırakanın terekesine dahil dava dışı başka taşınmaz mallar bulunup bulunmadığı araştırılmalı, varsa sözü edilen taşınmazların, kadastro tespit tutanakları ve dayanakları belgeler, davalı iseler dava dosyaları da getirtilmeli, daha sonra yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar ile tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde, taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında az yukarıda açıklanan hukuksal olgulara göre yöntemine uygun bir paylaşma yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise dava konusu taşınmazların hangi mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet ettiği yolunda yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, diğer mirasçı yada mirasçıların, miras payına karşılık kendilerine terekeden ne verildiği duraksamasız...
mevcut olduğunu, davalı T3 Engin Sağlam'ın 4 pay olan terekesinin 2 payına sahip olduğunu, müvekkilinin davalıdan terekeden payına düşen kısım olan 23.250 TL alacağını talep ettiğini, yerel mahkemenin gerekçeli kararında davalı tarafından açılan karşı davaya ilişkin olarak hüküm tesis etmediğini, iş bu dosyada taraflarınca açılan davaya ilişkin hüküm kurulurken, reddine ilişkin karar verilirken karşı davaya ilişkin herhangi bir karar tesis edilmemesinin hukuk, usul ve yasaya aykırı olduğunu, ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulü ile müvekkilinin müteveffadan alacağı olan paranın davalının miras payına düşen hissesi oranında 23.250 TL olarak 17.05.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karşı davanın reddine karar verilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir...