Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İTİRAZ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili , tereke mahkemesince tereke memurunun davaya konu şirketin payları ile ilgili atanması konusunda bir karar oluşturulmadan yetki belgesi ile tereke memurunun genel kurula katılmak istediğini, yetki belgesinde şirketin bilgileri de bulunmadığını,müteveffanın pay defterinde payı bulunmadığını, davanın temelini oluşturan payların intikaline ilişkin yönetim kurulu kararının iptali davası İstanbul 19....

    Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmakla, mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği, davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı açıktır. Diğer bir ifadeyle, mirasçıların davayı takip etmeleri neticeye etkili değildir. Somut olayda, davanın tereke temsilcisi tarafından takip edildiği, tereke temsilcisi olan davacı tarafından temyiz eden vekile tereke temsilcisi sıfatıyla verilmiş, usulünce düzenlenmiş bir vekaletname bulunmadığı, Dairece yapılan geri çevirmeler ile de temin edilemediği gibi karara karşı tereke temsilcisinin temyiz isteğinde de bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, davada sıfatı kalmayan davacı tarafından yapılan temyiz itirazının dinlenmesine olanak bulunmadığından, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, alınan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 1962/67 Esas, 1962/465 Karar sayılı mirasçılık belgesinde adı geçen “... kızı ...”nın terekesine ...’nin tereke temsilcisi olarak atandığı, eldeki davada ...’nin 15.10.2015 ve 19.11.2015 tarihli celselere tereke temsilcisi sıfatıyla katıldığı, geri çevirme sonrası davacılar vekilin ibraz ettiği bila tarihli dilekçe ile Zeki tarafından tereke temsilcisi sıfatıyla kendilerine verilmiş vekaletname bulunmadığını bildirdiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifadeyle davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer....

        Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.11.2010 tarih ve 2010/214 Esas, 2010/164 Karar sayılı kararı ile mirasbırakan ...’in terekesine ...’in tereke temsilcisi olarak atandığı, geri çevirme kararı sonrası davacılar vekilinin 18.04.2019 tarihli dilekçe ile tereke temsilcisi ... tarafından tereke temsilcisi sıfatıyla kendisine verilmiş bir vekaletname bulunmadığını bildirdiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifade ile davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer. Somut olayda, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen kararın tereke temsilcisi ...’e tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Hemen belirtilmelidir ki, eldeki dava mirasçılar tarafından açılmış bir dava olmayıp, tereke temsilcisi tarafından tereke adına açılmıştır. Öte yandan tereke temsilcisi atanmasına ilişkin davaların açılma sebebinin, terekeye dahil olan taşınmazların davalı tarafından kullanılmasından kaynaklandığı görülmektedir. Hâl böyle olunca; davanın tereke adına açıldığı gözetilerek, davalının miras payına isabet eden kısım mahsup edilmeksizin karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı tereke temsilcisinin temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Davacı tereke temsilcisi dava dilekçesinde; eski tereke temsilcisinin yönetiminde olan gayrimenkullerin sayısının altmış beşten dörde düştüğünü, bu durumun eski tereke temsilcisinin 29.01.2015 tarihli faaliyet raporu ve 11.12.2015 tarihli beyanı ile 08.04.2015 ve 10.08.2018 tarihli kendi beyanlarında mahkemeye bildirilmiş olduğunu, 11.11.2014 tarihinden itibaren gayrimenkul sayısının düşmesinden dolayı eski tereke temsilcisinin ücretinin tereke toplam gelirinin üç katından fazlasına çıktığını, bu sebeple tereke hissedarlarına gelir dağıtılmadığını, eski tereke temsilcisinin terekenin icazet verdiği iki davanın yirmi altı duruşmasına katıldığı ancak davaya beş defa katılmayarak davanın açılmamış sayılmasına sebep olduğu, Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 457 nci maddesinin şartları oluştuğu hâlde Konya 1....

              Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/19 Tereke-2021/8 K. sayılı 25.06.2021 tarihli kararı ile tereke temsilcisi olarak....’nın atandığı, Mahkemenin gerekçeli kararının tereke temsilcisine tebliğ edilmediği anlaşılmakla, Mahkemenin gerekçeli kararının tereke temsilcisine usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenilmesi ve tebligat parçalarının evraka eklenilmesi ve sonucuna göre gönderilmesi için dosyanın Yerel Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ Tereke Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Tesbiti - Resmi Defter Tutulması-Korunması - Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemelerden verilen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.(HUMK.md 427/1) Ara kararları, nihai kararlardan bağımsız olarak yalnız başına temyiz edilemez. Temyiz edilen karar 17.06.2008 tarihli oturumda alınan “ tereke malları arasındaki taşınmazın, oturması için mirasbırakanın sağ eşine kiraya verilmesi için tereke yöneticisine yetki ve izin verilmesine” ilişkin olup, terekenin korunması kapsamında alınmış ara kararı niteliğindedir. Bu bakımdan yalnız başına temyizi kabil değildir. Açıklanan sebeple temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

                  -KARAR- Temyiz incelemesine esas olmak üzere; Önceki geri çevirme kararıyla, ...’ın tereke temsilcisi sıfatıyla Avukat ...’ya verdiği vekaletnamenin temin edilmesi istenilmiş ise de eksikliğin giderilmediği anlaşılmış olup, Avukat ...’nın, ... tarafından tereke temsilcisi sıfatıyla vekil tayin edildiğine ilişkin vekaletname var ise temin edilmesi, yok ise hükmün tereke temsilcisi ...’a usulüne uygun olarak tebliği ve yasal temyiz süresinin beklenilmesi, tebligat evrakının dosyasına eklenmesi, geri çevirmeye konu hususun yerine getirilip getirilmediği mahkeme hakimince bizzat denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen vasiyetnamenin iptali davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı ve tereke temsilcisi tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 10/12/2019 tarihinde gelen davacı asil ..., tereke temsilcisi ... ile davalılardan ... ve ... vekili Av....

                      UYAP Entegrasyonu