Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonucu davacılar vekilinin talebinin TMK.nun 619. maddesi uyarınca terekenin resmi defterinin tutulmasına ilişkin olduğu, davacılar vekilinin de kabul ettiği üzere terekeye ait olan Maltepe'deki taşınmaz hakkında mirasçılar bu taşınmazı T5'na devrederek tasarrufta bulundukları, TMK.nun 610/2 maddesi uyarınca tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan işler yapan ya da tereke mallarını kendisine maleden mirasçıların mirası reddedemeyeceklerinin düzenleme altına alındığı, bu madde uyarınca mirasçılar tereke malı üzerinde tasarrufta bulunarak mirası red hakkını kaybettikleri, TMK.nun 619. maddesine göre ise terekenin resmi defterinin tutulmasını ancak mirası reddetme hakkı bulunan mirasçılar kullanabileceği, mirasçıların tereke malı üzerinde tasarrufta bulunarak mirası red hakkını kaybettikleri, TMK.nun 619 maddesi uyarınca terekenin resmi defterinin tutulmasını isteme hakları da bulunmadığı bildirilerek terekenin resmi defterinin...

SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/07/2019 NUMARASI : 2014/99 TEREKE - 2019/81 KARAR DAVA KONUSU : Tereke (Tereke- C.Sav. Teslim İstemli) KARAR : Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/99 Tereke - 2019/81 Karar sayılı dosyası üzerinden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize intikal eden dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi Sebahattin Namlı'nın mirasçısı olduklarını, murisin 11/05/2013 tarihinde vefat ettiğini, murisin veraset ilamına göre 6/24 Nilgün Namlı, 3/24 hisse Nihal Namlı(Işık), 3/24 hisse Gamze Namlı ve 3/24 hisse Miraç Namlı'ya olmak üzere miras hisselerinin kaldığını, ancak murisin ölümünden önce düzenlediği vasiyetname ile tüm malvarlığını ikinci eşine ve ondan doğan çocuklarına bıraktığını, işbu vasiyetnamenin iptali ile ilgili olarak Antalya 4. Asliye Hukuk Mhkemesinin 2013/466 esas sayılı davasının devam ettiğini, ayrıca Antalya 7....

SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/12/2020 NUMARASI : 2020/10 TEREKE 2020/15 K DAVA KONUSU : Tereke (Resmen Yönetilme Ve Tasfiye İstemli) KARAR : DAVA DİLEKÇESİNİN ÖZETİ: Davacı vekili mahkememize verdiği dilekçesinde özetle; Osmangazi Vergi Dairesine vergi borcu bulunan 476 004 1887 vergi numarasında kayıtlı T.C kimlik numaralı T3 05/03/2015 tarihi itibariyle 19.767,37 TL vergi aslı, 22.854,60 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 42.621,97 TL vadesi geçmiş borcu bulunduğunu, mükellefin vefat etmesi nedeniyle mükellefin yasal mirasçıları tarafından Rize Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1469- 1515 E-K sayılı ilamıyla mirasın reddedildiğinin tespit edildiğini, T3 terekesinin tespiti ile defter tutulmasına ve terekenin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Rize 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 11/12/2020 tarih 2020/10 Tereke, 2020/15 Karar sayılı ilamıyla davanın kabulüne karar verilmiştir....

Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 nci maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. 3.3. Terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü vb. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. 3.4. Ayrıca tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 nci maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. 3.5....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Murisin terekesinin tespiti istemine ilişkin olarak açılan davada Bursa 1. Sulh Hukuk ve Aydın 1. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, murisin terekesinin tespiti istemine ilişkindir. Bursa 1. Sulh Hukuk Mahkemesince (Tereke Mahkemesi sıfatıyla), murisin ikamet adresinin “........

      Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Talep edenler vekili tarafından, 30/04/2015 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; talebin kabulüne dair verilen 16/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi talep edenler vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Talep, terekenin tespiti ve tedbir alınması istemine ilişkindir. Talep edenler vekili, 05.03.2001 tarihinde vefat eden muris ...’ın mirasının mirasçılardan ...,...ın eşi ve çocukları tarafından kullanıldığını, murisin terekesinin TMK 589. maddesi uyarınca terekesinin tespiti ve gereken tedbirlerin alınmasını talep etmiştir. Mahkemece, talebin kabulüne, muris ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bismil Tereke Mahkemesi MÜTEVEFFA : ... Tereke hukukuna ilişkin olarak açılan davada Karadeniz Ereğli 2. Tereke ile Bismil Tereke Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tereke hukukuna ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümlerine yer verilmiştir.....

          Tereke idare memuru ve davacı vekilinin talebi üzerine mahkeme 20/01/2023 tarihli ara kararı ile "Tereke idare memurunun göreve başlangıç tarihi olarak, detaylı göreve başlama ön raporunu sunduğu tarih olan 12/12/2022 tarihinin esas alınmasına, tereke idare memurunun bu aşamaya kadar harcadığı emek ve mesaisi, terekenin mahiyeti ve genişliği, bu aşamadan sonra tereke malvarlığının korunması ve hukuka aykırı olarak terekeden kaçırılan malvarlığı unsurunun tespit olunması halinde gerekli araştırmaların yapılması, sonucunda davalar yoluyla bu unsurların terekeye kazandırılması için davalar açılacak olması nedenleriyle, tereke idare memuruna avans niteliğinde aylık 10.000,00 TL ücret takdirine, göreve başlangıç tarihi olarak esas alınan 12/12/2022 tarihinden 12/01/2023 tarihine kadar harcadığı emek ve mesai bakımından anılan bedelin derhal ödenmesi, yine bedelin tereke hesabından tereke idare memurunun şahsi hesabına her ayın 12'inde yatırılması için ilgili bankaya müzekkere yazılmasına, bu...

          HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Uyuşmazlık, tereke borcunun bir kısmının mirasçıların kendi malvarlığından ödenmesinin, terekeyi sahiplenme anlamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. TMK’ nın 610/2. maddesinde “…Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan, ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçı, mirası reddedemez…” hükmü yer almaktadır. Madde metninden de anlaşıldığı üzere; yasa koyucu mirasçılardan birinin tereke işlerine gereğinden fazla karışmasının mirası örtülü kabul anlamına geleceğini ve tıpkı açık kabulde olduğu gibi, ret hakkının bu mirasçı bakımından sona ereceğini düzenlemiştir....

          Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

          UYAP Entegrasyonu