Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in 15.12.2006 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılar arasında tereke davası açıldığını, taraflar arasında devam eden tereke davasının 04.07.2013 tarihli celsesinde mahkemece dava konusu şirketin yeniden ihyası amacıyla dava açmak üzere yetki verildiğini, şirketin diğer ortaklarının tasfiyeden önce şirketin tüm nakdi ve gayri nakdi mal varlıklarını yeni kurdukları şirketlere aktardıklarını, şirketin tasfiyesinden ne terekeye ne de mirasçılara herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, tasfiye halinde ... AŞ'nin TTK'nın 547. maddesi hükmünce ek tasfiye için yeniden ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tasfiye memuru vekili, müvekkilinin yasal prosedürler dahilinde tasfiyeyi sonuçlandırdığını, tereke dosyasının tasfiyenin her aşamasında yazılı olarak bilgilendirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı ......

    Kararın tereke temsilcisi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/11 Tereke sayılı dosyasında tereke tespiti talep edilmiş, Tereke Hakimliğinin 11.07.2000 tarihli yazısı üzerine, davalı bankanın ....07.2000 tarihli cevabi yazısı ile mevcut hesaplara rehin konulmuştur. Davalı bankanın 11.04.2001 tarihli yazısı ile rehinli hesaptaki paranın 07.08.2000 tarihinde mirasçılara ödendiği mahkemeye bildirilmiş, keza mahkemenin ......2001 tarihli yazısı ile de banka görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Bu durumda Tereke Hakimliği'nce bankadaki paranın usulsüz şekilde çekildiği en son ......2001 tarihinde öğrenilmiştir. Eldeki dava ise 07...2011 tarihinde on yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra açılmış olup davada zamanaşımı gerçekleşmiştir. Mahkemece TMK 625 maddesine dayanılarak zamanaşımının işlemeyeceği kabul edilmiş ise de anılan hüküm tereke borçları için getirilmiş olup eldeki davada tereke alacaklı olduğu için somut uyuşmazlık yönünden bu hükmün uygulanma imkanı yoktur....

        Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Tüm bu açıklamalar karşısında, davayı takip yetkisi sona eren bir kısım davacı mirasçıları vekilinin 17.06.2016 tarihli temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Somut olayda, tereke temsilcisi ......

            HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul İLK DERECE MAHKEMESİ : Çine Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2018/358 E., 2020/168 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Davacılardan Halil Gökçe miras ortaklığına tereke temsilcisi olarak davacılardan ...'ün atandığı ve Avukat ...‘a vekaletname verdiği görülmektedir. Ancak yargılama aşamasında davacı ve aynı zamanda tereke temsilcisinin olan ... 28.02.2021 tarihinde vefat etmiştir. Avukat ... tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur. Ölümle vekalet ilişkisi son bulmuş olup, tereke temsilcisi atanmakla davayı takip yetkisi tereke temsilcisine geçmiştir....

              Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 23.02.2011 tarihli, 2009/2215 Esas, 2011/450 Karar sayılı ilamı ile ...’ın terekesine ...’ın tereke temsilcisi olarak atandığı anlaşılmakla; Tereke temsilcisi ...’ın kendi adına verdiği vekaletname evrak arasında mevcut olduğu halde, tereke temsilcisi sıfatıyla avukat ...’a verdiği vekaletnamenin bulunmadığı görülmektedir. Davacılar vekili avukat ...’ten, ...’ın tereke temsilcisi sıfatıyla vermiş olduğu vekaletnamesinin temin edilerek evrak arasına alınması, böyle bir vekaletname verilmemiş ise, gerekçeli kararın tereke temsilcisi ...’a tereke temsilcisi sıfatıyla usulüne uygun olarak tebliği ve yasal temyiz süresinin beklenilmesi, tebligat evrakının dosyasına eklenmesi, geri çevirmeye konu hususun yerine getirilip getirilmediği mahkeme hakimince bizzat denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 22.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke hukukuna ilişkin davada ... Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesi ve ... 11.Sulh Hukuk (Tereke mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tereke teslimine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya re’sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümlerine yer verilmiştir....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke hukukuna ilişkin davada ... Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesi ve ... 1.Sulh Hukuk (Tereke mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tereke tespitine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya re’sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümlerine yer verilmiştir. Tüm dosya kapsamından, huzurevinde ölen müteveffanın 2010-2014 yııları arasında huzueevinde kaldığı , her nekadar adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki adresi "..." ise de, uzun süre ...'...

                    -KARAR- Dava, tereke adına açılmış olup terekeye yargılama aşamasında temsilci atanmıştır. Her ne kadar, mirasçı olan ... dava açmışsa da, istek tereke adına olduğuna ve terekeye de temsilci atandığına göre; artık dava açan kişinin davada sıfatının, bir başka ifadeyle dava takip yetkisinin kalmayacağı sabittir. Somut olayda, yerel mahkemece ittihaz edilen davanın reddine ilişkin kararın tereke temsilcisinin tebliğ edilmesine karşın, temsilci kararı temyiz etmemiş, ancak mirasçılardan davayı açan Ali Bekar'ın vekili temyiz etmiştir. Eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden, tereke temsilcisinin kararı temyiz eden avukata tereke adına verdiği bir vekaletnamenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, tereke temsilcisi kararı temyiz etmediğine göre sıfatı olmayan kişinin vekili tarafından yapılan temyiz itirazının dinlenmesine olanak yoktur....

                      UYAP Entegrasyonu