Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu hüküm çerçevesinde, mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilecektir. 610’uncu maddesinde, yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçının, mirası kayıtsız koşulsuz kazanmış olacağı, ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan, ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçının, mirası reddedemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 612’inci ve devamı maddelerine göre, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir....

    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı tereke temsilcisi vekili ile feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, tereke temsilcisi ve davacı Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. I-İSTEM: Davacı, davalı işverene ait işyerinde 1.12.1979-1.12.2012 arasında geçen hizmetinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.esini talep etmiştir. II- CEVAP: Davalılar ve feri müdahil Kurum vekili, davanın reddini savunmuştur....

      Mirasın reddini tespit ve tescil eden Sulh hukuk mahkemesine mirasçı tarafından bir başvuru yapılmadığına göre; sonradan tereke alacaklısı tarafından yapılan iflas hükümlerine göre tasfiye talebiyle ilgili olarak; tevdi edildiği Sulh hukuk mahkemesi tereke işleriyle görevli Ahkamı Şahsiye Mahkemesi ise, bu talebi işin esasına girerek tasfiye kararıyla birlikte tasfiyeyi yürütüp sonuçlandırması; ahkamı şahsiye işleriyle görevlendirilmemiş ise de; bir gönderme kararı ile ilgili Ahkamı şahsiye işlerine bakan Sulh Hukuk Mahkemesine dosyayı göndermesi gerekirdi. Mahkemece böyle bir yol izlenmemiştir. Açıkladığım şekilde işlem yapılmak üzere hükmün bozulması gerektiğini düşünüyor; değerli çoğunluğun kararın kesin olduğu ve bu sebeple temyiz edilemeyeceğini kabul eden talebin reddi kararına katılmıyorum...

        Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesi ile Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığı Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 15.12.2014 gün ... sayılı ilâmıyla Bursa 1. Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesi yargı yeri olarak belirlenmek suretiyle giderilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 23/2. maddesi uyarınca 17. Hukuk Dairesince verilen merci tayini kararının mahkemeleri bağlayıcılığı özelliği vardır. O halde, uyuşmazlığın Bursa 1. Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; Bursa 1. Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 03/05/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....

          Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/8 Tereke sayılı dosyası kapsamında müvekkillerin babası miras bırakan Faik Tari’nin 25.04.2021 tarihinde vefatı nedeni ile; TMK.nun 589 vd. hükümlerince terekenin tespiti, terekenin defterlerinin tutulması ile idaresinin sağlanması, terekenin korunması için gerekli tüm önlemlerin alınması, terekenin miras payları oranında mirasçılara paylaştırılması talep edildiğini, bu kapsamda miras bırakan Faik Tari’ye ait 34 XX 981 plakalı Land Rover Marka aracın değerinin 01/07/2021 tarihli bilirkişi raporu ile 780.000,00 TL olarak tespit edildiğini, Bakırköy 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/8 Tereke sayılı dosya kapsamında verilen 08.11.2021 tarihli ara kararı ile aracın bilirkişi raporunda belirtilen kıymet takdirlerinin %90 oranından pazarlık usulüyle satışı hususunda tereke temsilciliğine yetki verildiğini, bu yetki kapsamında miras bırakana ait 34 XX 981 plakalı aracın 14.12.2021 tarihinde saat 14.30’da Bakırköy 12....

          Maddesi hükmü gereğince davalıların sahip olduğu tüm bilgi ve belgeleri sunmalarının istenmesine, tüm terekenin tespit edilerek mirasın paylaştırılmasına karar verilmesine, aynen taksimi mümkün olanların aynen taksimine, mümkün olmayanların satış yoluyla paylaştırılması elde edilecek paranın taraflar arasında taksimine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme 10/12/2021 tarihli tensip kararı ile davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği "terekenin tespit edildikten mirasın paylaştırılmasına, aynen taksimi mümkün olanların aynen taksimine, mümkün olmayanların satış yoluyla paylaştırılması ile elde edilecek paranın taraflar arasında paylaştırılması" talebinin tereke tespit davasının konusu olmadığı iş bu talebin izalei şuyu davasında değerlendirilmesi gerektiğinden talebin reddine karar vermiştir....

          Hükmü, davalı vekili ve davacı ... vekili temyiz etmiştir. 1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2) Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır. (TMK md. 605) Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez....

            Birlikte dava açmak suretiyle, davanın tereke adına yürütülmesi hususunda iradelerini beyan etmiş olan davacılardan bir kısmının daha sonra duruşmalara gelmemesi, davanın mirasçılardan bir veya birkaçı tarafından takip edilmesi, başlangıçta tüm mirasçıların davaya muvafakatlarının sağlanmış olması nedeniyle davanın tereke adına yürütülmesine engel teşkil etmemektedir....

              TMK'nin 422. maddesi uyarınca tereke temsilcisinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini inceleme görevi öncelikle vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesine aittir (TMK m. 397). Bu nedenlerle miras ortaklığı temsilcisinin şahsına yönelik itiraza ilişkin dilekçenin görev yönünden reddiyle yukarıda değinilen kanun maddelerindeki emredici kurallar çerçevesinde değerlendirilip gereği yapılmak üzere dilekçenin görev yönünden reddine, dosyanın mahalline iadesine karar verilmesi gerekmiştir. Ayrıca; Sulh hakiminin tedbir olarak terekeyi tespit edip, defterini tutması, gereken koruma önlemlerinin alınmasına dair yaptığı muameleler nihai hüküm niteliğinde olmadığından temyizi mümkün değildir. Bu sebeple temyizi kabil olmayan karara karşı temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

                Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya murisin işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez (TMK m. 610/2). Yasal mirasçılar, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işleri yapmamış olmaları veya terekeyi sahiplenmemiş bulunmaları halinde terekenin ölüm tarihinde borca batık olduğu yönünde tespit kararı verilmesini isteyebilirler. Terekeyi sahiplenmiş olan veya sahiplenme anlamına gelen işleri yapan mirasçıların, bundan sonra terekenin borca batık olduğunu ileri sürmeleri Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olur. Hakkın açıkça kötüye kullanılmasını da hukuk düzeni korumaz....

                  UYAP Entegrasyonu