HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2001 KARAR NO : 2021/1945 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÜNYE SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/08/2021 NUMARASI : 2021/8 E 2021/25 K DAVA KONUSU : Tereke (Tespit İstemli) KARAR : DAVA DİLEKÇESİNİN ÖZETİ: Davacı vekili 23/03/2021 tarihli dilekçesi ile; Terme 1. Noterliğinin 12/03/2021 tarih ve 03300 yevmiye nolu veraset ilamına göre davacının muris T3 mirasçısı olduğu, T3 10/08/2021 tarihinde vefat ettiğini, bu bağlamda murisin terekesinin tespiti ile terekeye konu mallar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini dava ve talep olunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Ünye Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 04/08/2021 tarih 2021/8 Esas, 2021/25 Karar sayılı ilamıyla davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ferizli Tereke Mahkemesi Taraflar arasındaki tereke hukukuna ilişkin davada Ferizli Tereke ile ....Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tereke hukukuna ilişkindir. Türk Medeni Yasasının 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümleri yer almaktadır. Yerleşim yerinin tespit edilemediği hallerde, karine olarak nüfusa kayıtlı olunan yer de yerleşim yeri olarak kabul edilir. Dosya kapsamından, müteveffanın ölmeden önce ... adresinde oturduğu anlaşılmakla, yetkili mahkeme Sakarya Sulh Hukuk Mahkemesidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bergama Tereke Mahkemesi (Sulh) Taraflar arasındaki tereke hukukuna ilişkin davada Bergama Tereke ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tereke hukukuna ilişkindir. Türk Medeni Yasasının 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümleri yer almaktadır. Yerleşim yerinin tespit edilemediği hallerde, karine olarak nüfusa kayıtlı olunan yer de yerleşim yeri olarak kabul edilir. Dosya kapsamından, ...'ın ... Mahallesi 104. Sk. 9/1 ...-... adresindeki yaşadığı evinde öldüğü anlaşılmakla yetkili mahkeme ... Sulh Hukuk Mahkemesidir....
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacının dava konusu taşınmazdaki payının elbirliği mülkiyetine tâbi olduğu, elbirliği mülkiyeti devam ettiği sürece mirasçıların bağımsız payları ve tasarruf yetkilerinin bulunmadığı, kendi adına tescil talepli dava açma olanağının olmadığı, TMK'nun 702/4. maddesi uyarınca davaya tereke temsilcisi atanması ya da diğer mirasçıların katılması yoluyla da devam edilemeyeceği ve davanın dinlenebilme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından yukarıda özetlenen gerekçelerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf kanun yolu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ve 361 maddeleri arasında düzenlenmiş olup, “İncelemenin Kapsamı” başlığını taşıyan 355. maddede açıkça; “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK'nun 589/1- 2 maddesi). Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez....
G E R E K Ç E: Talep eden vekilinin, tespit ve tedbir talepli dilekçesinde, karşı taraf olarak gösterilen "..." alan adlı internet sitesinde müvekkilinin tanınmış ... markasına yer verilerek, müvekkili ile aralarında bağ varmış izlenimi yaratılarak insanların dolandırıldığını tespit ettiklerini beyanla, internet sitesine erişimin engellenmesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine karar verildiği, talep eden vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince bilgisayar mühendisi bilirkişiden alınan raporda; karşı tarafa ait olduğu belirtilen "..." internet web sitesinin güncel olarak kullanımda olmadığı, arşiv kayıtlarına ulaşılamadığı beyan edilmiştir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için 6769 Sayılı SMK 159/1 maddesi ve HMK'nun 389 vd maddeleri uyarınca yaklaşık ispat şartının gerçekleşmesi gerekir....
İş sayılı dosyasına sunulan 07.07.2015 tarihli 49.404 USD tutarlı teminat mektubu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; "...tedbir talep edilen teminat mektubunun Mahkememizin 2015/481 Esas sayılı dosyasında İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/723 D.iş sayılı dosyasından verilen bilahare Mahkememizce değerlendirilen tedbir kararının teminatını teşkil ettiği, HMK 389 maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği ve tedbir talebine konu teminat mektubunun uyuşmazlık konusu olmadığı anlaşıldığından, şartların oluşmayan ihtiyati tedbir isteminin reddine karar vermek" gerektiği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı yüklenici tarafından müvekkiline karşı açılan menfi tespit talepli Ankara 5....
Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe veya tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler....
Tereke Hâkimliği Taraflar arasındaki mirasın paylaştırılması istemine ilişkin davada ... 3. Sulh Hukuk ve ... Tereke Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, miras ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi, talebin mirasın paylaştırılması istemine yönelik olup tereke hakimliğinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. ... Tereke Mahkemesi tarafından ise, davanın ortaklığın giderilmesi istemine ilişkin olup tereke hâkimliğinin görevi dahilinde bulunmadığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4721 sayılı TMK'nın 640/2. maddesinde “Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler” hükmü yer almaktadır....
Esas sayılı dosyasında davacı tarafından davalı ... aleyhine açılan menfi tespit davasında yapılan yargılamada terekeye temsilci tayin edilen kişi dosyayı takip etmediği nedeniyle dosyanın işlemden kaldırıldığı ve kesinleştiği, davacının bu haliyle hakkının korunmasının mümkün olmadığı tereke temsilcisinin yapması gereken muameleleri yapmadığı için hak kaybının oluştuğu, davacının aslında borçlu olmadığı, bir hususu ispatlama imkanının ortaya çıktığı, zira devam eden süreçte alacaklı olduğunu iddia eden şahıs tarafından borcun olmadığı hususunu içeren yazılı beyanın davacıya gönderildiği, yargılama sırasında tereke temsilcisinin dosyayı takip etmemesi nedeniyle bu evrakın dosyaya sunulamadığı, buna göre yargılamanın iadesini talep etmek gerektiği belirtilerek yargılamanın yenilenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ......