Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T3 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; "...Bilirkişilerin vasiyet ile atanmış mirasçı haline gelen ihbar olunan vakıfların miras hukuku hükümleri çerçevesinde borçtan dolayı sorumluluklarının oluştuğunun düşünülebileceğini belirttiklerini, dayaya cevap dilekçelerinde mahkemeye sundukları savunmaları ile değinmek istedikleri hususun tam olarak da bu olduğunu, tereke tespit ve tenfiz davalarının bekletici mesele yapılmasını, dava konusu borcun sebebi bulunan şirket payından müvekkiline miras kalıp kalmayacağının, herhangi bir intikal olup olmayacağının tespit edildikten sonra müvekkilinin sorumluluğunun oluşup oluşmayacağının belirlenmesi gerektiğini, murisin terekesinin, Bakırköy 1....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasındaki davadan dolayı ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 04.04.2019 gün ve 139-112 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi tereke temscilcisi vekili ve davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Temyiz incelemesine esas olmak üzere; Tire Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 21.11.2018 tarihli, 2018/790 Esas, 2018/1177 Karar sayılı ilamı ile ...’nun terekesine ... ve ...’in tereke temsilcisi olarak atandığı anlaşılmakla; Tereke temsilcileri ... ve ...’in kendi adlarına verdiği vekaletname evrak arasında mevcut olduğu halde, tereke temsilcisi sıfatıyla avukat ...’a verdiği vekaletnamenin bulunmadığı görülmektedir....

    Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/151 Esas, 2013/632 Karar sayılı ilamı ile ...’nin terekesine ...’un tereke temsilcisi olarak atandığı ve tereke temsilcisi sıfatıyla 23.10.2013 tarihli celseye katıldığı anlaşılmakla; Tereke temsilcisi ...’un kendi adına verdiği vekaletnamenin evrak arasında mevcut olduğu halde, tereke temsilcisi sıfatıyla avukatlar ... veya .........Okçu’ya verdiği vekaletnamenin bulunmadığı görülmektedir....

      ın tereke temsilcisi olarak atandığı, gerekçeli kararın tereke temsilcisine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, tereke temsilcisinin temyiz talebi olmadığı, davacı ...’ün kararı temyiz ettiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, tereke adına Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda; mirasbırakan ...’ün terekesine ... tereke temsilcisi olarak atanmış olmakla davacının davayı takip yetkisi kalmadığından, davacının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....

        CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; Önerilen Çetin Üstündağ'ın davacı T2 oğlu olduğunu, oysa ki tereke temsilcisinin tarafsız, hiçbir mirasçıyla husumeti bulunmayan üçüncü kişilerden seçilmesi gerektiğini, Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/682 E. sayılı dosyada davanın mirasçılar tarafından takibinin mümkün olduğunu, mirasçılar tarafından takibi mümkün olan bir davada tereke temsilcisi atanmasının usul ekonomisi açısından doğru olmadığını ileri sürerek; tereke temsilcisinin tarafsızlığı ve mirasçılarla husumeti bulunmayan, bütün mirasçıların üzerinde uyuştuğu kişilerden hususları dikkate alınarak karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de terekeden karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın bir mirasçı tarafından açıldığı, ve dava dışı mirasçılar bulunduğu, yargılama aşamasında mahkemece, isteğin terekeye iadeye yönelik olduğundan bahisle tereke temsilcisi atanması için önel verildiği ve bu doğrultuda tereke temsilcisinin atandığı, temsilcinin 02.02.2010 tarihli oturuma katıldığı ve dilekçe ile yapılanlara muvafakat göstererek tereke lehine karar verilmesini istediği, bu tarihten sonraki oturumlara katılmadığı, davanın davacı vekili tarafından takip edilerek sonuçlandırıldığı görülmektedir. Bilindiği üzere; Tereke adına (Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca) temsilci atanması durumunda, davanın sürdürülmesinin onun veya vekil kıldığı avukatı huzuru ile sürdürüleceği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bu tür davaların tereke temsilcisi tarafından takip ve sonuçlandırılması asıldır....

          DAVA KONUSU : Tereke (Resmen Yönetilme Ve Tasfiye İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle,Fatsa Vergi Dairesi'nin kimlik numaralı vergi mükellef Şeref SALMA'ın 27.01.2019 tarihinde vefat ettiğini ve Fatsa Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019 414 Esas 2019- 461 Karar sayılı ilamı ile mükellefin tüm mirasçdarının mirası reddettiklerini, adı geçen mükellefin Fatsa Vergi Dairesine 16.07.2019 tarihi itibariyle 304.503,38 TL vadesi geçmiş vergi borcu bulunduğunu, muris adına yapılan tetkiklerde Fatsa ilçesi Bacanak Mah, 120 ada 23,28 parseller, Bozdağı Mah. 105 uda 7,12 parseller ve 104 ada 9,21 parsellerde gayrimenkulünün tespit edildiğini, ayrıca mükellef Şeref SALMAN'ın habası Mahmut Ali SALMAN'ın da () 15.11.2018 tarihinde vefat ettiğini, Mahmut Ali Salman'ın mükellefe intikal eden mirasın -Sakarya Mah, 129 ada 91 parsel ve 199 ada 3 parseldeki taşınmazlar- da reddi miras yapan mirasçılarına intikal...

          Davalı davacının daha önce açtığı tereke tespit davası nedeniyle bu davayı açamadığını ileri sürmüş ise de aynı anda tereke davasını takip etmek üzere de ücret sözleşmesi düzenlendiği ve onun için ayrıca 900,00 TL vekalet ücreti ödendiğine dair meslek makbuz sunulmuştur. Davalı tereke davasını bilerek bu sözleşmeyi yapmış, ancak herhangi bir hukuki yardımda bulunmamıştır. O nedenle aldığı ücreti iade etmesi gerekir. Davacı anlaşma uyarınca 3.900,00 TL ücretin 1.000,00 TL’sini peşin nakit, kalan 2.900,00 TL’sini ise senetle ödeyerek senedi aldığını beyanla, 30.6.2006 tanzim tarihini taşıyan 2.900,00 TL bedelli davalının eli ürünü üzerinde iptal yazısı bulunan senet aslını ibraz etmiştir....

            Tereke taksim edilmediği sürece, mirasçılardan biri ya da bir kaçı tarafından sürdürülen fiili kullanımın, tereke adına olduğunu kabul etmek zorunludur. Bu durumda müşterek muris... mirasçısı olan davalının zilyetliğinin, kural olarak tereke adına sürdürüldüğü düşünülmelidir. Bu hususun aksinin; terekenin taksim edildiğinin davalı tarafça kanıtlanması gerekir. Hal böyle olunca davalıdan bu konudaki delilleri sorularak, bildirdiği delillerin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 22.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              TMK'nın 605/2 maddesi gereğince "ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır." Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen TMK'nın 610/2 maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez....

                UYAP Entegrasyonu