Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mirasçıların tamamının belli olmaması nedeniyle ... 21.Sulh Hukuk Mahkemesine devredilen 2011/87 tereke sayılı dosyası mevcut olup, İstanbul 11.Aile Mahkemesinde 2010/411 ve 2010/148 sayılı neshebin reddi ve babalık davaları mevcuttur. Dolayısıyla icra takibi başlatıldığında her ne kadar tarafların aldığı bir veraset ilamı örneğinin İstanbul 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/185-233 sayılı veraset ilamı olup taraflar mirasçı gözüküyorsa da neshebin reddi ve babalık davaları nedeniyle bu veraset ilamlarında gösterilen mirasçı sayısı ve hisse miktarları aile mahkemesinin davalarının sonucunda değişme ihtimali vardır. Bu sebeple de tereke dosyasında tereke mirasçılara teslim edilmemiştir. Tereke hasımlı olarak açılacak terekeye mümessil tayini ile tereke mümessili vasıtasıyla idaresi mümkündür. Bu arada mirasçılar tarafından bir kısım faydalanma olmuşsa miras sebebiyle istirdat davası ile istenmesi mümkündür. Ve bu davanın zamanaşımı süreside oldukça uzundur....

    SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/10/2019 NUMARASI : 2019/22 TEREKE, 2019/30 KARAR DAVA KONUSU : Tereke (Resmen Yönetilme Ve Tasfiye İstemli) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müteveffa Yusuf Haluk Gündoğdu'nun tüm mirasçılarının mirası reddettiklerini belirterek müteveffanın terekesinin resmen tasfiyesinin yapılmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Dosyanın incelenmesinde; tensip ara kararında davacı tarafa 500 TL gider avansını yatırmak üzere süre verildiği, verilen süre içerisinde gider avansının yatırılmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine, yönelik karar verilmiştir....

    daki bir başka taşınmazdaki hissesini davacıya vasiyet ettiğini, kendisinin davacının murisinin eşinin yeğeni olup, çocuksuz vefat etmesi nedeni ile dava konusu taşınmazda mirasçı olduğunu, uzun yıllar tereke, vasiyetname ve vasiyetnamenin iptali davalarının sürdüğünü, bu arada davacı ile aralarında 17.12.2004 tarihinde bir protokol yaparak ...'den intikal edecek mallarının yarısının kendisine ait olacağı konusunda anlaşmaya vardıklarını, ayrıca tereke dosyasına davalının müdahil olması konusunda da 24.04.2007 tarihli protokolü yaptıklarını, ... 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/427 esasında kayıtlı tapu iptali davası açtığını, davacının taşınmazın maliki olmaması nedeni ile kira bedeli talep edemeyeceğini, dava sonuçlandığında taşınmazın 1/4'ünün maliki olabileceğini ve icra takibi itibarı ile tapu sahibi olmadığından kira bedelini talep edemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir....

      Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, tereke temsilcisi ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davacı vekiline verilen kesin süreye rağmen tereke temsilcisini davaya dahil etmediği ve vekaletnamesini de sunmadığı gerekçesiyle taraf yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Terekeye temsilci tayininden sonra, tereke ortağının veya ortaklarının davayı takip yetkisinin ortadan kalkacağı ve davanın tereke temsilcisinin huzuruyla yürütülmesi gerekeceği tartışmasızdır. Bu nedenle mahkemece eldeki davada muris ... Karadeli terekesine temsilci olarak atanmış olan ...'...

        Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtıkları ancak ilgili dava dosyasının dosyamız arasında bulunmadığı, yine tarafların müşterek murisi Musa Çangal’ın terekesine ...’ın tereke temsilcisi olarak atandığı, tereke temsilcisi tarafından davacılar vekili Avukat ... ...’na tereke adına verilmiş vekaletnamenin dosya arasında bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla; 1- ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/428 Esas, 2015/68 Karar sayılı dava dosyasının getirtilip dosya arasına alınması, 2- Tereke temsilcisi ... tarafından tereke temsilcisi sıfatıyla tereke adına Avukat ... ...’na verilmiş bir vekaletname varsa aslının ya da harçlandırılmış ve baro pulu yapıştırılmış onaylı örneğinin dosya arasına alınması, bundan sonra dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

          nin tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, bu durumda mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince tereke temsilcisinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen kararın tereke temsilcisi ...'ye tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki, davacı mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakkı bulunmamaktadır....

            Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1231 esas ve 2015/684 karar sayılı hükmü ile mirasbırakan ... terekesine ...’nun tereke temsilsi olarak atandığı, yargılamaya tereke temsilcisinin katıldığı, gerekçeli kararın temsilciye tebliğ edildiği, ancak tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, kararın davayı açan mirasçı ... vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer....

              ın tereke temsilcisi olarak atandığını ancak bu temsilcinin istifa etmesi üzerine ...'ın yeni tereke temsilcisi olarak atandığını ancak davacıların 11.03.2013 havale tarihli dilekçe ile terekeye yeni ve hesap verebilir bir temsilcinin atanmasına karar verilmesini talep ettikleri, talebin Sulh Hukuk Mahkeme'sinin 16.05.2014 tarihli ek karar ile reddedildiği ,karardan sonra tereke temsilcisi ... Sulh Hukuk Mahkemesindeki 10.07.2014 tarihli beyanında istifa ettiğini belirttiği anlaşılmıştır. Dava, tereke temsilcisi olan ... 'ın değiştirilmesi talebine ilşkindir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK m.640) özel kayyım niteliğindedir. Türk Medeni Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) içinde uygulanır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi (Tereke Hâkimliği) Terekenin tasfiyesi istemi hakkında, Marmaris Sulh Hukuk ve Köyceğiz Sulh Hukuk (Tereke Hâkimliği) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R İstem, ...'nin terekesinin tasfiyesine ilişkindir. Marmaris Sulh Hukuk Mahkemesince, müteveffanın MERNİS kayıtlarına göre son yerleşim yeri adresinin ".../..." ve yetkili mahkemenin Köyceğiz Sulh Hukuk (Tereke Hâkimliği) Mahkemesi olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir....

                  İlk derece mahkemesince devam eden bir tereke dosyası bulunduğu, söz konusu tereke sebebi ile şirkete ilişkin işlemlerde gerçek muhatap tereke dosyası ve tereke dosyasında seçilen tereke temsilcisi olduğundan genel kurulda paylı olarak oy kullanılması mümkün olmayacağı, bu hali ile mirasçıların şirket ile ilgili herhangi bir resmi işlem gerçekleştiremeyeceği, 03.02.2021 tarihinde genel kurul yapılması halinde telafisi imkansız zararlar sözkonusu olacağından 03.02.2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurul yapılmasının HMK 389 maddesi gereğince durdurulmasına karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu