Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 23.02.2011 tarihli, 2009/2215 Esas, 2011/450 Karar sayılı ilamı ile ...’ın terekesine ...’ın tereke temsilcisi olarak atandığı anlaşılmakla; Tereke temsilcisi ...’ın kendi adına verdiği vekaletname evrak arasında mevcut olduğu halde, tereke temsilcisi sıfatıyla avukat ...’a verdiği vekaletnamenin bulunmadığı görülmektedir. Davacılar vekili avukat ...’ten, ...’ın tereke temsilcisi sıfatıyla vermiş olduğu vekaletnamesinin temin edilerek evrak arasına alınması, böyle bir vekaletname verilmemiş ise, gerekçeli kararın tereke temsilcisi ...’a tereke temsilcisi sıfatıyla usulüne uygun olarak tebliği ve yasal temyiz süresinin beklenilmesi, tebligat evrakının dosyasına eklenmesi, geri çevirmeye konu hususun yerine getirilip getirilmediği mahkeme hakimince bizzat denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 22.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- Dava, tereke adına açılmış olup terekeye yargılama aşamasında temsilci atanmıştır. Her ne kadar, mirasçı olan ... dava açmışsa da, istek tereke adına olduğuna ve terekeye de temsilci atandığına göre; artık dava açan kişinin davada sıfatının, bir başka ifadeyle dava takip yetkisinin kalmayacağı sabittir. Somut olayda, yerel mahkemece ittihaz edilen davanın reddine ilişkin kararın tereke temsilcisinin tebliğ edilmesine karşın, temsilci kararı temyiz etmemiş, ancak mirasçılardan davayı açan Ali Bekar'ın vekili temyiz etmiştir. Eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden, tereke temsilcisinin kararı temyiz eden avukata tereke adına verdiği bir vekaletnamenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, tereke temsilcisi kararı temyiz etmediğine göre sıfatı olmayan kişinin vekili tarafından yapılan temyiz itirazının dinlenmesine olanak yoktur....
Mahkemenin 2018/5 Tereke sayılı dosyasına davacının sunduğu dava dilekçesinde özetle; Özgür Kuyumculuk adı altına işyeri bulunan T9 ile ticari ilişkileri olduğunu, Kale Mahallesinde besicilik yaptığını, çevre il ve ilçelerden her yaştan büyük baş hayvanları alıp satmakta olduğunu, ayrıca MNG şirketinin kurbanlık ihtiyacını karşıladığını, 2017 yılında MNG şirketine 6 tane büyükbaş hayvan sattığını, kazandığı 150,000 TL parayı 23 Eylül 2017 günü kuyumcu T9'e götürerek külçe altın değerine göre hesaplamalar yaptığını, parayı teslim edip 1182 Gr....
Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkında olduğu gibi karar düzeltmeye getirmek de miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Tüm bu açıklamalar karşısında, davayı takip yetkisi sona eren davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, alınan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 20/06/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi....
, terekeye ait gayrimenkullerin tereke temsilcisi tarafından düşük miktarla kiraya verildiğini, pek çok menkul malın kaybolduğu halde mahkeme hakiminin tereke temsilcisini isticvap etmeyerek terekenin zarar görmesine göz yumduğunu, geç rapor sunan bilirkişiye yüksek bilirkişi ücreti takdir ettiğini, önceki tereke temsilcisi avukatının isticvap edilmediğini pek çok yönde dilekçe verdiği halde yerine getirilmediğini, mahkeme hakiminin yapmadığı işlemler sebebiyle terekenin ve kendisinin zarara uğradığını..." belirterek reddi hakim talebinde bulunmuştur....
Yukarıdaki açıklamalar dikkate alınarak somut olay değerlendirildiğinde, kamu görevlisi sıfatı bulunmadığı anlaşılan sanığın belirli bir şekilde kullanmak ve idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş tereke mallarının kiralanmasıyla elde edilen gelirden 34.988,41 TL'yi mal edinmek suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği gözetilmeden oluş ve dosya kapsamına uygun düşmeyen yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ün terekesine ...’in tereke temsilcisi olarak atandığı, gerekçeli karar kendisine tebliğ edilen tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın tereke temsilcisi ...'e tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki, davacı mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakkı da bulunmamaktadır....
Bu nedenle davacılar vekilinin karara karşı karar düzeltme hakkı da bulunmadığından karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, Tereke temsilcisinin karar düzeltme sebeplerinin incelenmesine gelince, Mahkemece verilen gerekçeli kararın ilk tereke temsilcisi olan ...’e usulüne uygun biçimde tebliğ edildiği gibi tereke temsilcisinin karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenlerin de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymadığından, karar düzeltme isteğinin REDDİNE, tereke temsilcisinden HUMK'un 442/3. maddesi ve 4421 sayılı Yasa gereğince takdiren 490,00 TL para cezası alınmasına, karar düzeltme harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davacılara iadesine, 24/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/3 esas 2015/4 karar sayılı ve 20.01.2004 tarihli tereke dosyasında yargılama sırasında ölen davacı ... terekesine ...’ın temsilcisi olarak atandığı, duruşmalara katılan tereke temsilcisine gerekçeli kararın tebliğ edildiği, ancak; kararın davacı ... Biginsoy mirasçıları vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacı ......
Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....