Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Tüm bu açıklamalar karşısında, davayı takip yetkisi sona eren davacı vekilinin 18.11.2019 tarihli temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın davacıya geri verilmesine, 03.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 07.03.2018 tarih, 2017/748 Esas, 2018/240 Karar sayılı kararıyla mirasbırakan ... ’ün terekesine ...’in temsilci olarak atandığı, davanın reddine dair gerekçeli kararın tereke temsilcisine 25.09.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ancak tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, karara karşı davacılar vekili tarafından temyiz yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer....

      Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "Onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler....

        dosyası ve tereke dosyası ayrıntılı incelendiğinde ,işbu tereke dosyasındaki Vakıfbanka ait 2 adet tereke hesabı konusunda değerlendirme yapılmayan bilirkişi raporuna göre karar verildiği belirlenmiştir....

        ye kasasına koyması için emanet ettiğini, para teslim alındıktan sonra Ziraat Bankası'ndaki kasaya konulduğunun ... tarafından kendilerine bildirildiğini, 1 Mayıs 2011 tarihinde ailecek Küba'ya gidilmesinin planlandığını, gezinin daha ekonomik olması için açık bilet alınmasının kararlaştırıldığını, bu kapsamda her ailenin kendi üzerine düşen seyahat masraflarını ödeyeceğini, bu paranın tek bir kişide, ...'de toplanacağını, bu nedenle dava konusu dolarların ...'ye emaneten teslim edildiğini, o dönemde birtakım sağlık problemleri nedeniyle gezi planının ertelendiğini, ancak paranın kiralık kasada oluşu nedeniyle ileride aynı amaçla harcanmak üzere iade alınmadığını, muris ...'...

          ın vasiyetnamesi ile ilgili davaların mevcut olması nazara alınarak dosyanın terekeye dönüştürülmesine, hastanelerin talep ettikleri tüm ödemelerin tereke dosyasında değerlendirilmesine karar verilmesi üzerine, hüküm; mirasçı ... vekili ile mirasçılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 489. maddesinde, görevi sona eren vasinin, yönetimle ilgili son raporu ve kesin hesabı vesayet makamına vermekle yükümlü olduğu gibi: malvarlığını vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye teslim edilmek üzere hazır bulundurmak zorunda olduğu, 490. maddesinde, son rapor ve kesin hesabın belli zamanlarda verilen rapor ve hesaplar gibi vesayet makamı tarafından incelenip onaylanacağı, 491 maddesinde de, son rapor ve kesin hesap onaylandıktan ve malvarlığı vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye teslim edildikten sonra, vesayet makamınca vasinin görevinin sona erdiğine karar verileceği, vesayet makamının, son rapor ve kesin hesabın...

            ın temsilci olarak atandığı, davanın reddine ilişkin gerekçeli kararın tereke temsilcisine 03.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, ancak tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, karara karşı davacı tarafından temyiz yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer....

              Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar, tereke temsilcisine 06.01.2022 tarihinde tebliğ edilmiş; temyiz dilekçesi ise yasal süre geçirildikten sonra 22.01.2022 tarihinde verilmiştir. Öte yandan, davaya tereke temsilcisi atanmış olduğundan davacıların davayı takip yetkisi sona ermiş bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, tereke temsilcisinin temyiz dilekçesinin süre yönünden nedeniyle, davacılar vekilin temyiz dilekçesinin davayı takip yetkisi bulunmadığından ayrı ayrı REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde tereke temsilcisi ve davacılara iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi....

                Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.03.2017 tarihli ve 2014/697 Esas - 2017/306 Karar sayılı kararıyla mirasbırakan .....’in terekesine ...’in temsilci olarak atandığı, davanın reddine ilişkin gerekçeli kararın tereke temsilcisine 06.04.2022 tarihinde tebliğ edildiği, ancak tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, karara karşı davacı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer....

                  Terekenin hak sahiplerine teslimi için çıkarılacak açıklamalı tebliğata rağmen terekenin hak sahipleri tarafından teslim alınmaması halinde hak sahiplerinin yahut hak sahiplerinden birinin terekede bulunan eşyaları almasına kadar hakim terekenin korunmasıyla ilgili önlemleri almakla yetinmesi gerekir. Mirasbırakanın mirasçısı bulunup bulunmadığı veya mirasçıların tamamı bilinmiyorsa TMK'nun 594. maddesinde belittilen şekilde hak sahipleri davet edilerek başvuran olmaz ise mirasın devlete geçmesine karar verilir. Mirasçıları belli olan terekenin TMK'nun 594. maddesi gereğince malvarlığının devlete geçmesine karar verilemez. Somut olayda mahkemece, tereke mevcudunun mirasçılar tarafından alınıncaya kadar korunmasına karar verilmesi gerekirken, çıkartılan tebligata rağmen mirasçıların gelmemesi halinde terekenin Hazineye bırakılacağına dair TMK'da bir hüküm bulunmamasına rağmen bu yönde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu