Hukuk Dairesi'nin kararlarının da somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığını, zira emsal kararlarda açılan davaların hep davacının kendi miras payına yönelik açtığı davalar olduğu görüldüğünü, halbuki somut olayda tek bir mirasçınnı tüm tereke adına dava açtığını ve mahkemeden aldığı izin ve yetki çerçevesinde tereke temsilcisini davaya dahil ederek davasını tereke adına yürüttüğünü, bu itibarla huzurdaki dava tek bir mirasçının kendi miras payı oranında açtığı dava ile aynı şekilde değerlendirilemeyeceğini, mahkemenin tereke adına açılan işbu davada tek bir mirasçının feragati ile davayı sonuçlandırmış olması ve sair mirasçılar ile tereke temsilcisi yönünden tefrik kararı vermiş olması başlı başına hatalı iken bir de üzerine işbu dosyada "davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı" yönünde karar oluşturması vahim bir hata olduğunu, eldeki dava davacının talebi çerçevesinde tereke adına açılmış iken ve tereke idare memurunca takip ediliyor iken mahkemenin belirttiği şekilde...
ın terekesi için tereke temsilcisi atanmıştır. Karar düzeltme talebine konu Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin onama ve bozma kararının tereke temsilcisi ...'a tebliğ edilmediği anlaşıldığından bu eksiklik geri çevirme kararı ile giderilmiş, tereke temsilcisi tarafından davacı vekiline bu sıfatla verilmiş vekaletname olmadığı bildirilmiş ve karar düzeltme talebinde bulunulmadığı anlaşılmıştır. Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Başka bir söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, karar düzeltme talebine konu Yargıtay (Kapatılan) 16....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın bir mirasçı tarafından açıldığı, ve dava dışı mirasçılar bulunduğu, yargılama aşamasında mahkemece, isteğin terekeye iadeye yönelik olduğundan bahisle tereke temsilcisi atanması için önel verildiği ve bu doğrultuda tereke temsilcisinin atandığı, temsilcinin 02.02.2010 tarihli oturuma katıldığı ve dilekçe ile yapılanlara muvafakat göstererek tereke lehine karar verilmesini istediği, bu tarihten sonraki oturumlara katılmadığı, davanın davacı vekili tarafından takip edilerek sonuçlandırıldığı görülmektedir. Bilindiği üzere; Tereke adına (Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca) temsilci atanması durumunda, davanın sürdürülmesinin onun veya vekil kıldığı avukatı huzuru ile sürdürüleceği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bu tür davaların tereke temsilcisi tarafından takip ve sonuçlandırılması asıldır....
Aile Mahkemesi’nin 2021/348 Esas sayılı dosyasından davalı aleyhine "Evlatlık İlişkisinin Kaldırılması Davası" açtığını, evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası sonunda lehlerine karar verildiğinde müvekkilinin tek mirasçı olarak terekenin yasal tek sahibi olacağından, davalının tereke üzerindeki azaltıcı ve zararlandırıcı fiillerinin engellenmesi için tereke üzerine tedbir konulması Aile Mahkemesinden talep edilmiş ise de taleplerinin dava konusunun tereke olmaması gerekçesiyle reddedildiğini, evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası kamu düzenine ilişkin olduğunu, müteveffanın son ikametgâhı mahkemesindeki Sulh Hukuk Mahkemesinin mirasın intikalini ve terekenin güvenliğini sağlama görevi de kamu düzenine ilişkin olduğunu, bu nedenle mahkemenin talepleri olmadan da miras / tereke üzerinde gereken her türlü tedbir ve koruma önlemlerini resen alabilme yetkisinin bulunduğunu, Türk Medeni Kanunun 589. maddesi 1. fıkrası "Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi, istem üzerine veya re'sen...
-2- nakten yapıldığının yazılı olduğu, geriye kalan bedel için verilen çeklerin ise davalı tarafa teslim edildiğinin sözleşmede belirtildiği, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2012/26378 E. 2013/275 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere, çeklerin teslim alındığı açık olduğuna göre çeklerin alınmadığı veya ödenmediğini davalı tarafın ispat etmesi gerektiği, ayrıca .......
ile açıkça tereke adına davacı terekeye iadesi isteminde bulunduğunu, Yerel mahkemeye 15.01.2020 tarihli tereke ve kendi adına davacı sıfatı ile davacı yanının verdiği ve tereke temsilcisi olarak T14 olarak adıma yer verilen ıslah dilekçesi ile redde konu olan 282 parsel ile ilgili tereke adına talep ettikleri aşağıda yazdıkları üzere yer aldığını, 15.01.2020 tarihli ıslah dilekçesinde "Netice taleplerimize ............
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke hukukuna ilişkin davada ... 2. Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesi, ... Sulh Hukuk Mahkemesi ve ... Sulh Hukuk (Tereke mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tereke teslimine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya re’sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümlerine yer verilmiştir. Zabıta araştırması ve tüm dosya kapsamından, huzurevinde ölen müteveffanın ... Köyü nüfusuna kayıtlı olduğu, bekar öldüğü, kimsesizler mezarlığına gömüldüğü, nüfus aile kayıt sistemindeki ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dairemizin 29.05.2019 tarih, 2016/5255 Esas, 2019/4079 Karar sayılı geri çevirme ilamı ile; dosya içerisinde davacı ...’nın, gerek kendi adına gerekse tereke temsilcisi sıfatıyla tereke adına Av. ...'a verdiği vekaletnamenin bulunmadığı belirtilerek, adı geçene vekalet verilmiş ise (hem davacı adına, hem tereke adına) vekaletnamenin aslının ya da onaylı örneğinin dosya içine konulması, vekalet verilmemiş ise durumun belgelendirilerek bildirilmesi istenmiş; ancak mahkemece sadece davacının kendi adına verdiği vekaletname dosya içerisine alınarak, avukatın tereke adına vekaletnamesi bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Belirtilen nedenle; Davayı tereke adına temyiz eden Av. ...'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/498 Esas KARAR NO : 2023/210 ASIL DAVA : Ticari Şirket (Pay Devri Tescili ve Genel Kurul Yetkisi İstemli) ASIL DAVA TARİHİ : 06/09/2021 BİRLEŞEN DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının Butlanı/İptali İstemli) BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 27/10/2021 KARAR TARİHİ : 16/03/2023 YAZIM TARİHİ : 21/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Devri Tescili ve Genel Kurul Yetkisi İstemli) (Genel Kurul Kararının Butlanı/İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: ASIL DAVADA TALEP: Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan 06/09/2021 tarihli Dava dilekçesinde özetle; Davalı ...'in danışıklı olarak İstanbul ...İflas Müdürlüğü'nün... İflas dosyasında işlem gören ... A.Ş. iflas memuru Av. ... ve ... terekesi tasfiye memuru Av. ...'e imzalattığı 17.08.2004 tarihli satış ve temlik sözleşmesiyle müflis şirket sermayesinin %51 ine tekabül eden ...'...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ... terekesine ...’in tereke temsilcisi olarak atanması sonucunda davacı ... mirasçılarının davayı takip etme hakları ortadan kalkacağından İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etme haklarının bulunmadığı, tereke temsilcisinin istinaf dilekçesinde istinaf sebebi ileri sürülmediği gerekçesi ile bir kısım ... mirasçısının ve tereke temsilcisinin istinaf dilekçesinin reddine; İlk Derece Mahkemesi kararında davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin yerinde ve isabetli olduğu, davacı ve davalı sıfatının birleştirilmediği gerekçesi ile davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353-1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, kararın tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, tereke temsilcisinin süresinde kararı temyiz etmediği gerekçesi ile ek karar ile tereke temsilcinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. V....