Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/116 esas sayılı dosyasında müteveffa İbrahim Tansever aleyhine manevi tazminat davası açıldığını, mirasçıların davaya dahil edildiğini, mirasçıların vermiş olduğu cevap dilekçesinde mirası reddedildiği bildirildiğinden mahkemece 02/02/2021 tarihli ara karar ile İbrahim Tanseverin terekesine temsilci atanması için tarafına süre ve yetki verildiğini, terekeye temsilci atanması talebinde bulunulduğunu, ret kararı usul ve yasaya aykırı olup alacaklı olup olmadığı belli olmadığından terekenin tasfiyesini isteme hakkı bulunmadığını, terekenin tasfiyesinin ret kararı ile birlikte mahkeme tarafından zorunlu olarak yapılması gerektiğini ancak mahkemenin tasfiyeyi yapmadığını, tasfiye için memur atamadığını, istemin tasfiye memuru atanması olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLER: İbrahim Tansever mirasçılık belgesi, Kastamonu 2....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, terekeye temsilci tayini istemine ilişkindir. Davacı vekili, muris T5 19/06/2019 tarihinde vefat ettiğini, Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/558 Esas sayılı dosyasında murisin terekesine temsilci atanması için taraflarına süre verildiğini, Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/558 Esas sayılı dosyasında tapu iptal ve tescil davasının yürütülmesi için murisin terekesine temsilci atanmasına karar verilmesini istemiştir....

İSTEM: Davacı avukatı tarafından verilen 16.07.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babası olan T9 15/02/2009 tarihinde annesi T10 ise 19/04/2009 tarihinde vefat ettiğini, geriye murislerin mirasçıları olarak çocukları olan T3 T5 T6 T4 ve müvekkili T1 kaldıkları, murisin terekesinin henüz taksim edilmemiş olduğunu ve mirasçılar arasında iştirak halinde mülkiyetin söz konusu olduğunu, ancak terekede bulunan gayrimenkullerin yönetimi ve adil kullanımının mümkün olmadığını, müvekkili ile davalılar arasında terekenin yönetimi sorunu sebebiyle aile bağlarının koptuğunu, bu nedenle terekeye temsilci atanmasının zorunlu hale geldiğini, mahkemece uygun görülmesi halinde T8 veya T7 un terekeye temsilci olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.karar verilmesi isteğinde bulunmuştur....

Burada uygulanacak tasfiye usulü, "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" usulüdür. Mahkemece, 2015/1 Esas sayılı dava dosyasıyla görülen yargılamanın 16.02.2016 tarihli oturumunda, terekenin iflas kurallarına göre tasfiyesine ilişkin açılan davalılarda terekeye temsilci tayinine ilişkin davanın 6100 sayılı HMK’nin 167. maddesi gereğince resen tefrikine karar verilmiş ve terekenin iflas kurallarına göre tasfiyesini 2015/1 Esas sayılı dava dosyasıyla, terekeye temsilci atanmasını ise eldeki 2016/209 Esas sayılı dava dosyasıyla sonuçlandırmıştır. Ancak bu tür davalarda uygulama alanı bulunmayan TMK’nin 640. maddesine göre terekeye temsilci atanması kararı doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 21.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan...

    Kimlik numaralı, Tahir ve Esma'den T9 28/04/2020 tarihinde vefatı ile geride bıraktığı terekesine, Diyarbakır ili, Çermik İlçesi, Gürüz Mahallesi, 35 Cilt, 16 Aile Sıra No, 108 sırada nüfusa kayıtlı Mehmet ve Kadriye oğlu, 01/01/1992 doğumlu T.C. Kimlik numaralı T10 miras ortaklığına "terekenin paylaşılmasına kadar" temsilci olarak tayinine karar verilmiştir. Davalılar T3 ve T8 istinaf dilekçesinde; Murisin sağlığında muris ile tereke kapsamında kalan otoparkın işletilmesi konusunda Aziz Taylan ile anlaşma yapıldığını, adı geçenin bu kapsamda otoparkı işlettiğini, murisin ölümünden sonra da diğer mirasçılarla Aziz Taylan arasında sözleşme imzalandığını, davacının kötüniyetli olduğunu, terekeye temsilci atanmasının tek bir mirasçının menfaatine göre belirlenemeyeceğini belirterek kararı istinaf etmiştir....

    Davacının davalılar ... ve ... adına tespit ve tescil edilen temyize konu taşınmazların, kök muris ....’dan intikal ettiğini ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediğini ileri sürerek, kendi miras payına yönelik olarak dava açtığı ve çekişmeli taşınmazların tapu kayıt malikleri olan davalılar ... ve ...'ın, muris .... terekesine göre 3. kişi konumunda olduğu anlaşılmaktadır. Terekeye dahil bir taşınmaz hakkında, bir mirasçı diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açabilirse de, 3. kişiye karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı ve TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır....

      Somut olayda her ne kadar mirasçı T4 ve T5 vekili tarafından davanın reddi talep edilmişse de terekenin idaresi konusunda mirasçılar arasında uyuşmazlık bulunduğundan terekenin paylaşmaya kadar geçerli olmak kaydıyla, tereke temsilcisi aracılığıyla temsili zorunlu olup nitekim davacı tarafından bildirilen terekeye ait bankada bulunan para ilişkisine dair hukuki işlemlerin devam edememesi nedeniyle terekeye temsilci atanmasında hukuki yarar vardır. Mahkememizce davacı tarafın göstermiş olduğu tereke temsilci adayının terekeyi tarafsız ve objektif olarak temsil edeceği kanaatine varılarak davanın kabulüne, Kayseri ili, Hacılar ilçesi, Orta Mah....

      olunduğunu, üstelik terekeye temsilci atanarak yargılamaya devam edilmesinin doğruluğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte 21/10/2020 tarihli celsede dinlenen tereke temsilcisi T2 "Ben terekeye temsilci atandım, taraflar ile herhangi bir akrabalığım veya husumetim yoktur, eksik hususlar giderilsin" dediğini, bir sonraki karar celsesine ise ne tereke temsilcisi T2 ve ne de vekili katılmadığını, öncelikle tereke temsilcisinden yapılanlara muvafakat gösterip göstermediğinin sorulmadığını, tereke temsilcisinin de tereke lehine karar verilmesini istediğine dair bir beyanda bulunmadığını, üstelik tereke adına temsilci atanması durumunda davanın sürdürülmesinin onun katılımı veya vekil kıldığı avukatı huzuru ile sürdürüleceğinin tartışmasız olduğunu, tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisinin ortadan kalktığını, bu tür davaların tereke temsilcisi tarafından takip ve sonuçlandırılmasının asıl olduğunu, sıfatı kalmayan tereke iştirakçisi veya vekilinin...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.03.2016 gününde verilen dilekçe ile terekeye temsilci atanması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK’nın 640/3. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması istemine ilişkindir. Davacılar vekili, tarafların ortak murisi ...'nin vefatı üzerine müvekkilleri tarafından dava dışı üçüncü şahıslar aleyhine Aksaray 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/380 Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasının takibi için murisin terekesine temsilci atanması gerektiğini ileri sürerek terekeye kendisinin temsilci olarak atanmasını talep etmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/316 Esas sayılı dosyanında davalıların taraf olmadığı, terekeye temsilci atanması talebinin nedeninin belli olmadığı, mirasçılara tebligat yoluyla ulaşılabildiği, terekeye temsilci atanması koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir (TMK. md. 640/1) ve miras ortaklığının varlığı durumunda, mirasçılardan birisinin istemi üzerine ortaklığa paylaşmaya kadar bir temsilci atanabilir (TMK. md. 640/3). Somut olayda; davacı tapu iptali ve tescil davasında tereke adına talepte bulunduğundan TMK'nın 640. maddesine göre terekeye temsilci atanmasına karar verilmesi gerekirken davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

          UYAP Entegrasyonu