Mirasçılardan biri veya bir kaçının isteği üzerine hakim mirasın paylaşımına kadar görev yapmak üzere miras ortaklığına bir temsilci atayabilir. Dosyanın incelenmesinde terekeye temsilci atanması için yetki verilen Ayancık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/200 E sayılı dosyasında davacıya terekeye temsilci tayini için yetki ve süre verildiği görülmüştür. Bilindiği gibi terekeye ait bir hakla ilgili olarak açılacak davalarda kural olarak tereke 4721 sayılı TMK'nın 701 ve devamı maddeleri gereği elbirliği mülkiyete tabi olduğundan yasal istisnalar dışında (örneğin TMK 702/son) tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri veya aynı yasanın 640. maddesine göre terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Ancak dava halefiyet esasına göre tereke adına değil de kendi miras payı için açılmışsa tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmamaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalılar vekili özetle; davacıların terekeye temsilci atanmasına muvafakatleri olmadığını, aralarında ihtilaf bulunduğunu, cevap dilekçesinde beyan ettiklerini, buna rağmen mahkemenin bu kişiyi terekeye temsilci atamasının doğru olmadığını, ayrıca aynı dilekçede terekeye temsilci atanmasının gerekli olmadığını açıkladıklarını, murise ait terekenin mirasçılar arasında mirasçılık belgesindeki paylara göre pay edildiğini, sonrasında ortaklığın giderilmesi davaları sonucunda satıldığını ve paylaşıldığını, davacıların temsilci atanmasını talep ettikleri Ankara Batı 2 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/337 Esas sayılı dosyasının vekaletin kötüye kullanılması nedeniyle davalılar T6 ve T7 tazminat talebini içerdiğini, bu davanın, davalılardan T7 murise ait bir kısım taşınmazları vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle üçüncü kişiye sattığı ve bedellerini ödemediği iddiasıyla açıldığını, tazminat talebinde bulunulduğunu, daha sonra bilirkişilerin satışı yapılan...
Mahkemece, muris T26 terekesine, paylaşım yapılıncaya kadar, Afşin İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü personeli ziraat mühendisi T25 tereke temsilcisi olarak tayinine, karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili istinaf etmiş, istinaf dilekçesinde özetle; Afşin Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/337 esas 2021/204 karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava terekeye temsilci atanması isteminden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından terekeye temsilci atanması üzerine, davalılar terekeye temsilci atanmasına gerek olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuş iseler de TMK 640 maddesinde ifade edildiği üzere, mirasçılardan biri miras paylaşımına kadar terekenin korunması amacıyla terekeye temsilci atanmasını isteyebilir ve bu korumadan tüm mirasçılar faydalanır....
Bu durumda mahkemece, açılan iş bu davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya MK.640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacılara uygun bir süre vermesi gerekir. Eğer diğer mirasçılar davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermezler ise bu durumda davayı açan mirasçıların terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (MK.640/3). Terekeye atanan temsilci, bir kısım mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir. Terekeye temsilci atanması ve tereke temsilcisinin davaya devam etmesi halinde de, ayrıca diğer mirasçıların davaya katılmalarına veya muvafakatlarının alınmasına gerek yoktur. Davayı açan mirasçılar, kendisine verilen kesin süreye (HMK md. 94) rağmen diğer mirasçıların davaya katılmalarını veya muvafakat etmelerini sağlayamaz ve terekeye temsilci de tayin ettiremez veya terekeye atanan temsilci davaya icazet vermezse davanın reddine karar verilir....
tüm işlemlerde terekeyi temsilen mahkemece uygun görülecek bir kişinin terekeye temsilci olarak atanması talep edilmiştir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08/02/2012 gününde verilen dilekçe ile tereke tespiti, tereke defterinin tutulması ve temsilci atanması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tereke dosyasından el çekilmesine ve terekeye temsilci atanması ve defter tutma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 11/03/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine, 14/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Hükmüne uyulan bozma ilamında açıkça belirlendiği üzere eldeki dava niteliği itibariyle, kök murisin terekesine karşı 3. kişi durumunda bulunan davalı ...’e karşı, taşınmazların kök muris ... mirasçıları adına tescili istemiyle açılmış olduğundan, davaya tereke adına devam edilebilmesi için, murisin tüm mirasçılarının davada taraf olması veya muvafakatlerinin sağlanması, bunun mümkün olmaması halinde terekeye temsilci atanması zorunlu olup, bu husus bozma ilamında da belirtildiği halde Mahkemece, tereke lehtarlarının davaya muvafakatleri sağlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacılara, murisin terekesine temsilci tayin ettirilmesi suretiyle aktif dava ehliyeti koşulunu sağlayabilmeleri için süre ve imkan tanınmamış ve böylelikle bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/608 E. sayılı dava dosyasında terekeye temsilci atanması isteminde bulunulmadığı, Karşıyaka 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/17 E. sayılı dava dosyasında da taşınmazdaki ortaklığın giderilmesinin talep edildiği ve taraf teşkilinin sağlanmış olduğu, Karşıyaka 2....
Başka bir söyleyişle davanın görülebilirlik koşulu gerçekleştirilmedikçe davanın yürütülmesine olanak bulunmayıp, tereke temsilcisi aracılığı ile davanın sürdürülmesi zorunludur. Hal böyle olunca, Türk Medeni Kanunu’nun 640.maddesi hükmü gereğince terekeye temsilci atanması için dava açması üzere davacıya süre verilmesi, dava açıldığı takdirde sonucu beklenerek, davaya tereke temsilcisi huzuruyla devam edilmesi gerekirken davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de, TMK’nın 28. madde hükmü uyarınca ölümle şahsiyet son bulduğu halde, ölü kişi mirasbırakan Ayşe Kaya adına tescil kararı verilmesi de isabetsizdir....
TMK’nın 589.maddesinde açıklanan bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulanan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. TMK’nın 590 ile 2003/5960 sayılı TMK’nın Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük’ün 33/1.maddelerinde belirtilen sebeplerden birinin gerçekleşmesi halinde, sulh hakimi tereke mal ve haklarının yazımı için terekenin defterinin tutulmasına karar verir. Koruma amaçlı defter tutmada, kaydedilen tereke unsurlarının değerlerinin yazılması zorunlu değildir, zira amaç terekenin değerini belirlemek değil terekeyi saptamaktır. Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir....