Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonucu; miras ortaklığına temsilci atanması, birden çok mirasçı bulunması halinde mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklığın meydana gelmesi ve bu ortaklığın yönetimi için bir temsilcinin atanması anlamına geleceği, TMK.nun 640. maddesinden de açıkca anlaşılacağı üzere miras ortaklığına temsilci atanmasını gerektiren haller terekenin yönetimine ilişkin hallerdir ve tereke temsilcisi burada terekenin mevcutu üzerinde mirasçılarının haklarını korumakla yetkili özel kayyım niteliğinde olduğu, ancak mirasın reddi ise mirasçılardan her birinin görevli mahkemeye beyanda bulunması ile hüküm ve sonuç doğuran bir başka deyişle mirasçının her birinin kendi tasarrufu ile yapabileceği miras ortaklığındaki diğer mriasçılarla beraber tasarruf etmesini gerektirmeyen bozucu yenilik doğuran hak bir niteliğinde olduğu, mirasın hükmen reddi davasında terekeye temsilci atanması kurumunun şartları oluşmadığı...

Hukuk Dairesinin 24.9.1999 tarihli ve E. 7309, K. 9599 numaralı kararında; “…Davacı yetki belgesine dayanarak 1978 tarihinde ölen Şaban Çömlek’in terekesine mümessil tayini istemiştir. Mahkeme tarafların gösterdiği kişiyi temsilci atamak zorunda değildir. Gerçekleşen durum karşısında, terekeyi temsil edecek nitelikteki bir kişinin temsilci olarak atanması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır" şeklinde hüküm kurarak tereke temsilcisi atanması konusunda mahkemenin takdir yetkisi bulunduğunu karara bağlamıştır. Ancak mahkeme bu hususta karar vermeden önce, bütün mirasçıları dinlemeli, onların önerilerini dikkate almalıdır.(Oruç Hami ŞENER, Tereke Temsilcisi Atanmasına İlişkin İlke ve Esaslar, s:2584) Nitekim somut olayda; T8 ve T4 dışındaki mirasçılar, usulüne uygun şekilde davet edilmelerine rağmen duruşmalara katılmayıp, tereke temsilci olarak atanmalarını istedikleri kişiye dair beyanda bulunmamışlardır....

GEREKÇE: Dava, terekeye temsilci atanması davasıdır. Aynı mahkemede görülen 2018/15 esas sayılı davanın tereke tespiti, tereke defteri açılması ve terekeye temsilci atanması davası olup her iki dosyanın tarafları, konusu aynı olup birlikte görülmesi usul ekonomisine uygundur. Bir davada aynı maddi vakıalara dayanılarak ileri sürülen isteklerin birlikte incelenmesinde, sağlıklı bir hukuki değerlendirme yapılabilmesi bakımından hukuki yarar bulunduğu kuşkusuzdur. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 166. maddesinin 1. fıkrasında; "Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar." hükmü düzenlenmiştir....

Bu halde, diğer maliklerin de davaya katılmalarının sağlanması ya da muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi gerekir. Ancak, bu eksikliğin yargılama sırasında anlaşılması halinde, süre verilmek suretiyle giderilmesi mümkündür. Davacı tarafından verilen kesin mehil içerisinde diğer maliklerin davaya katılımlarının sağlanması ya da terekeye temsilci atanması halinde davaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilebilir. Somut olaya gelince; davacılar ... ve ... çekişme konusu taşınmazların müşterek murisleri ... ve ...'tan intikal ettiğini ve terekenin usulünce taksim edilmediğini ileri sürerek tüm mirasçılar adına tescil istemiyle dava açmışlardır....

    Davacı T16 istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Terekeye temsilci atanması için açılan davanın tereke temsilcisi atanmasının isteyen mirasçılar tarafından diğer mirasçılara açılması gerektiğini, böylece tüm mirasçıların davaya davacı veya davalı sıfatıyla katılmasının sağlanacağını, özellikle atanacak tereke temsilcisinin tüm mirasçıları temsil edeceği için bütün mirasçıların atama işlemine dahil edilmesinin gerektiğini, kendisinin T7 ile husumet yaşadığını, terekeye ve terekedeki hakkına temsilci olarak atanmasını istemediğini davaya cevap dilekçesinde belirttiğini, ancak mahkemenin bunu dikkate almadığını, mümkünse kardeşi T17'in terekeye temsilci olarak atanmasını, bunun olmadığı durumda üçüncü bir kişinin atanmasına karar verilmesini ve ilk derece mahkemesinin kabul kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLER VE DELLİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE ULAŞILAN KANAAT Dava, terekeye temsilci atanması istemine ilişkindir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.10.2011 gününde verilen dilekçe ile miras ortaklığına temsilci atanması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, miras ortaklığına temsilci atanması isteğine ilişkindir. Davalılar, davacının tereke temsilcisi olmasını kabul etmediklerini beyan etmişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 10.07.2013 tarihli ve 2012/25602 Esas, 2013/19641 Karar sayılı ilamı ile "Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Mirasçılar, terekenin ortak idaresi konusunda anlaşamadığına göre terekenin temsili zorunludur....

      DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, miras ortaklığına temsilci atanması istemi kapsamındadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 599. maddesi hükmü uyarınca; miras, murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar (menkul- gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibariyle hak sahibi olurlar. TMK 589. madde uyarınca miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu amaçla talep üzerine terekeye temsilci atanabilir. (Yargıtay 14....

      Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/3 Tereke sayılı dosyasında görülen davaya ilişkin dava dilekçesinin incelenmesinde; davanın şikayette taraf olmayan ancak mirasçı sıfatıyla takip borçlusu olarak takipte taraf olan ...’a velayeten takipte alacaklı olan annesi ... tarafından açıldığı, dava konusunun, terekenin mirasçılara tam ve eksiksiz olarak geçmesinin ve terekenin korunmasını teminen terekenin tespiti, defter tutulması ve terekeye genel yetkili temsilci atanması olduğu görülmekte olup, söz konusu dava dilekçesinde davacının TMK’nun 619. maddesi gereğince resmi defter tutulmasına ilişkin bir talebinin bulunmadığını, talebin aynı Kanun’un 589 ve 590. maddelerine dayalı koruma tedbirlerine yönelik olduğunu açıkça belirttiği anlaşılmaktadır....

        Tüketici Mahkemesi'nin 2016/1667 Esas sayılı dosyasının 27.05.2021 tarihli celsesinin 2 no'lu ara kararında terekeye temsilci atatmak üzere tarafına kesin süre ve yetki verildiğini, işbu sebepledir ki, mahkemece davalılardan müteveffa İhsan Bulut'un terekesine temsilci atanmasını talep etme zarureti hasıl olduğunu bildirerek İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesinin 2016/1667 Esas sayılı dosyasında yer alan davalılardan müteveffa İhsan Bulut'un terekesine temsilci atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu; yetki veren mahkemece, mirasın gerçek reddine karar veren mahkemeye, olayda İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesine 2020/434 Esas sayılı dosyasından, müteveffa İhsan Bulut'un terekesine temsilci ataması ve terekenin iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesine dair ihbarda bulunulması, yahut davacının almış olduğu yetki ile mirasın gerçek reddine karar veren mahkemeye dava açması gerektiği bildirilerek davanın reddine karar verilmiştir....

        Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2003/605 Esas sayılı dosyasını takip ve yürütmek, bu güne kadar teraküm eden ve inşaatın sözleşme uyarınca teslimine kadar teraküm edecek olan müstakbel tazminat ve alacaklarla ilgili davaları da açmak ve yürütmek ve bu konuda atama yetki ve tasarrufla sınırlı olmak üzere" ...'in terekeye temsilci olarak atanmasına karar verilmiştir. Verilen temsil yetkisinin, işbu davayı kapsamadığı, ...'in bu dava için usulüne uygun olarak tereke temsilcisi olarak atanmadığı anlaşılmaktadır. Hüküm, bir kısım mirasçılar vekili ile mirasçı asıllar ... ve ... tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu