Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Önalım Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar, davacı, tereke temsilcisi ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, önalıma konu payın iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile önalıma konu payın tereke adına tesciline karar verilmiş olup, hüküm mirasçı ... tereke temsilcisi ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava tereke adına mirasçı ... tarafından açılmış ise de Türk Medeni Kanunu'nun 640. Maddesindeki zorunluluk gözetilerek yargılamaya tereke temsilcisi olarak atanan ...’in huzuruyla devam edilmiştir. Terekeye temsilci atanması ile birlikte mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkileri sona ereceğinden, takip yetkisi kalkan mirasçının hükmü temyiz etme yetki ve sıfatı bulunmamaktadır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.09.2015 gününde verilen dilekçe ile miras ortaklığına temsilci atanması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekeye temsilci atanması isteğine ilişkindir. Davacı vekili, muris ...’in tereke temsilcisi ...’in görevini kötüye kullandığından bahisle temsilcinin değiştirilerek yeni temsilci atanmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile ...’in terekesine temsilci olarak ...’in atanmasına, tereke temsilcisi ...’in tereke temsilciliğinin kaldırılmasına dair karar verilmiştir. Hükmü, davalılar temyiz etmiştir....

      Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda mirasçılar arasında görülen bir dava bulunmakta olup bu davalar tereke temsilcisi ile görülen davalardan olmadığı halde dava tereke temsilcisi ile görülmüş, mahkemece hatalı olarak tereke temsilcisi atanması eldeki davada tereke temsilcisi T15'ın taraf haline getirmeyeceği, bu haliyle tereke temsilcisinin kararı istinaf etme hakkının bulunmadığı anlaşılmakla tereke temsilcisi T15'ın istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....

      Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, davacılar, terekeye döndürülme istekli olarak iptal tescile karar verilmesini istemişler; tereke temsilcisi atanmak suretiyle, tereke temsilcisi huzuruyla yargılamaya devam edilmiş olup; İlk Derece Mahkemesi kararı tereke temsilcisi tarafından istinaf edilmemiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı da tereke temsilcisine tebliğ edilmesine rağmen tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmemiştir....

        ın temsilci olarak atandığı, yargılamaya tereke temsilcisinin katıldığı ancak, gerekçeli karar kendisine tebliğ edilen tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, kararın davacı ... vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer Somut olayda; mirasbırakan ...'ın terekesine ... tereke temsilcisi olarak atanmış olmakla davacının davayı takip yetkisi kalmamıştır....

          Maddesi gereğince) terekeye temsilci adayı bildirmeleri hukuken mümkün olmamasına rağmen, baroya tereke temsilcisi adayı bildirmesi için yazı yazılması ve bildirilen adayın tereke temsilcisi olarak belirlenmesi, T7, T1 T2'in (terekenin %55'sine sahip olan mirasçıların) tereke temsilcisi adayı bildirmesine rağmen, bu aday yerine başka bir kişinin aday olarak belirlenmesi, Hatay 2. İdare Mahkemesi'nin 2019/294 E sayılı dava dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi gerekirken, bu yöndeki talebimizin reddine karar verilmiş olması, tarafımıza vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, bu yönde talebimizin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün kaldırılmasına ve müvekkilimin bildirdiği tereke adayının tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 640/3.maddesi uyarınca miras ortaklığına temsilci atanması şartlarına ve şahsına itiraz istemine ilişkindir....

          Dolayısıyla tereke temsilcisinin, özellikle miras ortaklığının yapısından ve birlikte hareket ilkesinden ortaya çıkan sorunları aşmak amacıyla benimsenmiş bir kurum olduğunu söylenebilir. Tereke Temsilcisi Atanması Bakımından; Mirasçıların tereke temsilcisi atanmasını talep etmiş olması ve miras ortaklığının varlığını sürdürüyor olması şarttır. Şayet miras ortaklığı mirasın paylaştırılması veya başka bir suretle sona erdirilmişse, bu durumda tereke temsilcisi atanması olanaklı değildir. Tereke temsilcisi atanması bakımından şekli şartların sonuncusu, tereke temsilcisine ilişkin ihtiyacın başka şekillerde karşılanmamış olmasıdır. Gerçekten de tereke temsilcisinin atanmasıyla birlikte, mirasçılar vasıtasıyla terekenin idaresiyle ilgili olarak ortaya çıkan yetersizlik ortadan kaldırılmalıdır. Ancak bu amaca başka yollarla zaten ulaşılmışsa, tereke temsilcisi atanmasına gerek yoktur. Son olarak kuşkusuz mahkeme her başvuru durumunda tereke temsilcisi atamakla yükümlü değildir....

          Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... mirasçılarından ... ve ...’nın davaya muvafakat vermedikleri, bozma sonrasında 13/05/2014 tarihli celsede mahkemece davacılar vekiline TMK’nun 640. maddesi uyarınca tereke temsilcisi atanması için dava açmak üzere süre verildiği, davacılar vekilinin 04/11/2014 tarihli celsede ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/161 E sayılı dava dosyası üzerinden tereke temsilcisi atanması için dava açtığını bildirdiği, mahkemece ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/161 E sayılı dava dosyasının sonucunun ve kesinleşmesinin beklenilmeden davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Ne var ki, mahkemenin 13/05/2014 tarihli celsede verdiği süre içerisinde davacılar vekilinin tereke temsilcisi atanması için 22/07/2014 tarihinde ......

            Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Tüm bu açıklamalar karşısında, davayı takip yetkisi sona eren bir kısım davacı mirasçıları vekilinin 17.06.2016 tarihli temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen 19/04/2012 tarihli karar Dairece “.... terekeye temsilci atanması halinde mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkileri sona erer”. “...tereke temsilcisine davetiye tebliğ edilerek, tereke temsilcisi huzuru ile davanın görülmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tereke temsilcisinin davada yeralması sağlanmadan sonuca gidilmiş olması doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Bozmadan sonra terekeye temsilci atanmış, tereke temsilcisine tebligat yapılmış ancak tereke temsilcisi 19/01/2016 günlü dilekçesi ile davayı takip etmeyeceğini bildirmiş, dava davayı açan mirasçılar tarafından sürdürülmüştür. Bilindiği üzere terekeye temsilci atanması halinde mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkileri sona erer....

                UYAP Entegrasyonu