Dolayısıyla tereke temsilcisinin, özellikle miras ortaklığının yapısından ve birlikte hareket ilkesinden ortaya çıkan sorunları aşmak amacıyla benimsenmiş bir kurum olduğunu söylenebilir. Tereke Temsilcisi Atanması Bakımından; Mirasçıların tereke temsilcisi atanmasını talep etmiş olması ve miras ortaklığının varlığını sürdürüyor olması şarttır. Şayet miras ortaklığı mirasın paylaştırılması veya başka bir suretle sona erdirilmişse, bu durumda tereke temsilcisi atanması olanaklı değildir. Tereke temsilcisi atanması bakımından şekli şartların sonuncusu, tereke temsilcisine ilişkin ihtiyacın başka şekillerde karşılanmamış olmasıdır. Gerçekten de tereke temsilcisinin atanmasıyla birlikte, mirasçılar vasıtasıyla terekenin idaresiyle ilgili olarak ortaya çıkan yetersizlik ortadan kaldırılmalıdır. Ancak bu amaca başka yollarla zaten ulaşılmışsa, tereke temsilcisi atanmasına gerek yoktur. Son olarak kuşkusuz mahkeme her başvuru durumunda tereke temsilcisi atamakla yükümlü değildir....
Y.. tarafından açıldığı, yargılama sırasında davacının ölümü üzerine tereke temsilcisi olarak Abdulkadir ’un atandığı ve adı geçen tereke temsilcisinin 18.01.2011, 15.03.2011 tarihli oturumlara katılarak açılan davaya muvafakatının olduğunu beyan ettiği, sonraki oturumlara ise katılmadığı ve davanın mirasçı Bahar Sevtap tarafından takip edildiği, hükmün de anılan mirasçı tarafından temyiz edildiği, temyiz edenin mirasçı sıfatıyla kararı temyiz etmekte hukuki yararının bulunduğu, öte yandan, tereke adına (Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca) temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiğinin tartışmasız olduğu, tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisinin ortadan kalktığı, bu tür davaların tereke temsilcisi tarafından takip ve sonuçlandırılmasının asıl olduğu, sıfatı kalmayan tereke iştirakçisi Bahar Sevtap’ın davayı takip etmiş olmasının da sonuca etkili...
nın terekesi için tereke tescilcisi atandığı, 22.02.2022 tarihinde ise kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Başka bir söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona ermekte ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçmektedir. Somut olayda, temyize konu kararın tereke temsilcisi ...'e tebliğ edilmesine karşın tereke temsilcisi karara karşı temyiz talebinde bulunmamış, karara karşı yalnızca davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur. Oysa; davacı mirasçının davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle karara karşı temyiz hakkı da bulunmamaktadır....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... mirasçılarından ... ve ...’nın davaya muvafakat vermedikleri, bozma sonrasında 13/05/2014 tarihli celsede mahkemece davacılar vekiline TMK’nun 640. maddesi uyarınca tereke temsilcisi atanması için dava açmak üzere süre verildiği, davacılar vekilinin 04/11/2014 tarihli celsede ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/161 E sayılı dava dosyası üzerinden tereke temsilcisi atanması için dava açtığını bildirdiği, mahkemece ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/161 E sayılı dava dosyasının sonucunun ve kesinleşmesinin beklenilmeden davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Ne var ki, mahkemenin 13/05/2014 tarihli celsede verdiği süre içerisinde davacılar vekilinin tereke temsilcisi atanması için 22/07/2014 tarihinde ......
Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Tüm bu açıklamalar karşısında, davayı takip yetkisi sona eren bir kısım davacı mirasçıları vekilinin 17.06.2016 tarihli temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen 19/04/2012 tarihli karar Dairece “.... terekeye temsilci atanması halinde mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkileri sona erer”. “...tereke temsilcisine davetiye tebliğ edilerek, tereke temsilcisi huzuru ile davanın görülmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tereke temsilcisinin davada yeralması sağlanmadan sonuca gidilmiş olması doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Bozmadan sonra terekeye temsilci atanmış, tereke temsilcisine tebligat yapılmış ancak tereke temsilcisi 19/01/2016 günlü dilekçesi ile davayı takip etmeyeceğini bildirmiş, dava davayı açan mirasçılar tarafından sürdürülmüştür. Bilindiği üzere terekeye temsilci atanması halinde mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkileri sona erer....
Tereke Temsilcisi Yönünden ; Davada murisin mirasçılarından oğlu T8 davaya devam etmek istemediği ve zorunlu dava arkadaşlığının davacılar yönünden bu haliyle sağlanması mümkün olamayacağından terekeye temsilci atanması cihetine gidilmiştir. Tereke temsilcisi, T2 mahkememizce davaya dahil edilmiş olup duruşmaya katılmıştır. Tereke adına (Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca) temsilci atandığına göre, davacıların davadaki sıfatları biter. Davacı tereke temsilcisi olur. Anılan bu hususun Hakim tarafından kendiliğinden ve öncelikle nazara alınması gerekeceğinde kuşku yoktur. Nitekim bu husus Yargıtay uygulamalarında da benimsenen bir kuraldır. (6.HD. 23.03.2009 tarih 2008/13496 esas, 2009/2379 sayılı karar) Dolayısıyla tereke temsilcisi dışında diğer davacıların dosyada sıfatları kalmamıştır....
Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, davacı vekili 09.06.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile miras payı oranında tapu-iptal tescil isteğinde bulunmuş ise de, terekeye temsilci atanması halinde davacının davayı takip yetkisi sona ereceğinden ve artık davayı açan mirasçının, isteğini payına hasretmesi hak ve yetkisi ortadan kalkacağından bu yöndeki ıslaha hukuki sonuç bağlanamaz. Somut olayda; dosyanın işlemden kaldırıldığı 09.06.2016 tarihinde davanın tereke temsilcisi tarafından takip edildiği, tereke temsilcisi tarafından takip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, tereke temsilcisinin atanması ile davacının usuli işlem yapma yetkisinin ortadan kalktığı, davayı takip yetkisi bulunmayan davacının dosyanın yenilenmesine ilişkin talebine itibar edilemeyeceği, dosyanın davacı vekili tarafından yenilenmesinin sonuca etkili olmadığı tartışmasızdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan ...’ın maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazı fiil ehliyeti bulunmadığı halde davalıya devrettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile tereke adına tesciline, olmazsa bakım ediminin yerine getirilmemesi nedeniyle tapu kaydının iptali ile tereke adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mirasbırakanın terekesine ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/859-2678 Esas-Karar sayılı ilamı ile Av. ... tereke temsilcisi olarak atanmış ve tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam edilmiş, temsilcinin istifa etmesi nedeniyle bu defa terekeye aynı mahkemenin 14/3/2016 tarihli ek kararı ile ... tereke temsilcisi olarak atanmıştır....
Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar tereke temsilcisi ve davayı tereke temsilcisi atanmadan açmış bulunan mirasçılardan ... (mirasçıları) tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki, davacı mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakkı da bulunmamaktadır. Tüm bu açıklamalar karşısında davayı takip yetkisi sona eren davacı ......