Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/1725 KARAR NO : 2023/1764 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AYBASTI SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/06/2022 NUMARASI : 2022/1 E 2022/4 K DAVA KONUSU : Tereke (Tereke- C.Sav. Teslim İstemli) KARAR : DAVA DİLEKÇESİNİN ÖZETİ: T5 2022/44 soruşturma sayılı ihbarının: "21/01/2022 tarihinde saat 22:30 sıralarında tabanca ile vurulduğu ihbarı ile devamında Aybastı Devlet Hastanesinde vefat eden maktulün ölmesi olayı ile ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığımızca başlanılan hazırlık soruşturmasında; Aşağıda açık kimlik bilgileri yazılı AYSEL YILMAZ'ın otopsi sırasında üzerinde bulunan ve evinde bulunan diğer maddi değeri olduğu düşünülen, aşağıda liste halinde verilen eşyalar ekte gönderilmiştir. Maktul AYSEL YILMAZ'ın üzerinden ve evinden çıkan eşyaların kanuni mirasçılarına teslimi için gereğinin ifası kamu adına talep olunur." şeklindedir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık terekenin tespiti ve defter tutulması isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 16.01.2016 tarih, 2016/1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 26.02.2016 tarihli ve 29636 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.02.2016 gün 2016/1 sayılı Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay...Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli Daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 24/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/01/2020 NUMARASI : 2019/144 TEREKE ESAS -2020/6 KARAR DAVA KONUSU : Tereke KARAR : Yerel mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı SGK vekili, Mesudiye Sulh Hukuk Mahkemesi'ne vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle, davalıların murisi T9'ın işyerinden kaynaklı prim borcu olduğunu, murisin 01/03/2015 tarihinde vefat ettiğini, vefatından sonra davalılara prim borçlarına ilişkin ödeme emirleri tebliğ edildiğini, davalıların reddi miras yaptıkları için borcu ödemeyeceklerini kuruma bildirdiğini, müvekkili kurum tarafından murisin adına kayıtlı tespit edilen taşınmazlara kamu haczi düşüldüğünü, tüm yasal mirasçılar mirası reddettiğinden terekenin resmi olarak tasfiyesini talep etmiş, mahkemece murisin son yerleşim yerinin Kadıköy/İstanbul olduğu gerekçesiyle...

    nin noterden resmi devir senedi ile 17.09.2002 tarihinde satın aldığı 34 VH 0050 plakalı aracın değerleri esas alınarak el atılan saklı pay hesabı yapılmıştır. Rapor bu haliyle Yargıtay denetimine elverişli olmayıp, hüküm kurmaya yeterli görülmemiştir. Bu durumda, mahkemece; yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda mirasbırakan ...'e ait öncelikle "net tereke" hesabı yapılması daha sonra sabit tenkis oranı belirlenmesi için uzman bilirkişiden ayrıntılı rapor alınarak, sonuca göre karar verilmesi gerekir. Ikinci husus, davalı ...'nin dava dışı 3. kişiden satın aldığı 118 nolu (14 nolu) dairenin tereke hesabına katılma nedenleri somut delillerle açıklanamadığı gibi, davalı ...'nin murisin sağlığında noter devir senedi ile satın aldığı ..... plakalı aracın terekeye dahil edilmesi ile ilgili söz konusu resmi senedi geçersiz kılan aynı düzeyde başka delil ibraz edilmeden tenkise tabi tutulması doğru değildir. Ayrıca, davalı ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 06.05.2014 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, tereke tespitine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. TMK'nın 589. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenen terekenin tedbir niteliğindeki tespitine ve defter tutulmasına ilişkin kararlar kesin olup, temyizi mümkün bulunmadığından, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir....

        Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 5253 sayılı Kanun'un 32/1-d maddesinin ''d) Derneğe ait tutulması gereken defter veya kayıtları tutmayan veya tasdiksiz defter tutan dernek yöneticileri üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmaması halinde dernek yöneticilerine ve defterleri tutmakla sorumlu kişilere beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir....

          Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 23/03/2022 tarih 2022/20 Tereke, 2022/20 Karar sayılı ilamıyla davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm mirasçıların mirası reddettiğini, yerel mahkemece dosya kapsamındaki tüm belgelere göre resmi tasfiye işleminin yapılması gerekirken yanılgılı gerekçeyle karar verilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava terekenin resmi tasfiyesi istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde muris T3 in 11/08/2018 tarihinde vefat ettiği, en yakın mirasçılarının tamamı tarafından ( tüm çocukları) reddedildiği anlaşılmıştır. 4721 Sayılı TMK 'nın 612. Maddesi hükmüne göre en yakın yasal mirasçıları tamamı tarafından ret olunan miras Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.Tasfiye sonunda arta kalan değerler mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir....

          "Koruma önlemi" olarak tutulan defter (terekenin yazımı), sonradan gündeme gelebilecek mirasın bölüştürülmesine yahut başka bir özel hukuk ilişkisine de esas olmaz. Sonradan başka bilgilerin çıkması ve bu kapsamda mevcut kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde defter içeriği her zaman değiştirilebilir. Defterin mirasçıların tasarruf yetkisi üzerinde bir etki meydana getirmesi sözkonusu değildir. Mirasçıların deftere onay vermeleri ve onu benimsemeleri defterdeki alacaklılara karşı borcu kabul ettikleri anlamına gelmez. Tereke kavramının içerisine hem aktif malvarlıkları hem de borçlar girmektedir. Miras bırakanın borç ve alacaklarının kaydedilecek olması bunların tespiti bakımından alacaklı ve borçlulara çağrıda bulunulacağı anlamına gelmez. Burada resmi defter tutma (TMK.nun 619. vd. maddeleri) veya tasfiyede (TMK.nun 632. vd. maddeleri) olduğu gibi ilan veya çağrıya gerek yoktur....

          Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir....

          Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir. Mirasçıların tamamının oluru alınmak suretiyle tereke malvarlığı unsurlarının bir kısmının veya tamamının bir mirasçıya teslimi de mümkündür. Mirasçıların tamamının oluru alınmadan terekenin paylaştırılması sonucunu doğuracak şekilde karar verilemez....

          UYAP Entegrasyonu