Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müdahil Hazine vekili, kamu alacaklarının öncelikli olduğunu belirterek tereke tasfiyesinde öncelikli olarak alacak kaydının yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile tereke tasfiye memurlarının hazırladığı rapor uyarınca terekede kalan bedelin alacaklı davacıya ve davalı Hazine arasında eşit olarak paylaştırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ayrı ayrı temyiz etmiştir. Yargılama sırasında tasfiye memurlarınca verilen talimat sonucunda Hazine tarafından yatırılan ve sarf edilmeyen 5.000,00 TL'nin Hazineye iadesi gerekirken bu bedelin tereke mevcuduna eklenmesi ve tasfiyeye tabi tutulması doğru görülmemiş ayrıca Hazine'nin kamu alacağına ilişkin haczin 23.03.2007 tarihinde kesinleşmiş olması ve davacı alacaklının kira alacağının bu tarihten sonra muaccel olması ile kamu alacağının öncelikli olduğu gözetilmeden tereke mevcudunun Hazine ile davacı arasında bölüştürülmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

    in 15.12.2006 tarihinde vefat ettiğini, muris vefat ettikten sonra mirasçılar arasında tereke davası açıldığını, taraflar arasında devam eden tereke davasının 04.07.2013 tarihli celsesinde mahkemece dava konusu şirketin yeniden ihyası amacıyla dava açmak üzere yetki verildiğini, şirketin diğer ortaklarının tasfiyeden önce şirketin tüm nakdi ve gayri nakdi mal varlıklarını yeni kurdukları şirketlere aktardıklarını, şirketin tasfiyesinden ne terekeye ne de mirasçılara herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, tasfiye nalinde ... Sistemleri ve A.Ş'nin TTK'nin 547. maddesi hükmünce ek tasfiye için yeniden ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tasfiye memuru vekili, müvekkilinin yasal prosedürler dahilinde tasfiyeyi sonuçlandırdığını, tereke dosyasının tasfiyenin her aşamasında yazılı olarak bilgilendirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı ......

      Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurulduğu, Mahkemece davanın kabulüne ve tereke tasfiye memuru olarak ...’nin görevlendirildiği, eldeki davada ise; tereke temsilcisi ...’nin yöntemince davaya dahil edildiği halde, tüm mirasçıların mirası reddettikleri, terekenin resmî tasfiyeye girdiği gerekçesi ile dava reddedilmiştir. Mirası reddeden davalı ... hakkında verilen karar yerinde ise de, tereke hakkında husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur. Yargılama sırasında vefat eden tarafların mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde konunun miras hukuku hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. TMK’nın 612. maddesinde en yakın yasal mirasçıların, mirasın tamamını reddetmesi halinde reddedilen mirasın iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği hükme bağlanmıştır....

        Bu halde, mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak terekenin tespiti, tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan tedbir dahil bütün önlemleri almak bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir....

        Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar TMK.nun 605. maddesi ile; " Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır." hükmü amir ise de müteveffanın terekesinin borca batık olduğunun halihazırda dosya kapsamıyla açık olmadığını, aynı zamanda davacılar tarafından terekenin borca batık olduğunun resmen tespit edildiğine dair bir belge de sunulmadığı, bu sebeple müteveffanın terekesinin aktif ve pasifinin araştırılması gerektiği gibi davacıların TMK.nun 610. maddesi gereği tereke işlemlerine karışıp karışmadıkları, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapıp yapmadıkları ya da tereke mallarını gizleyip gizlemedikleri veya kendilerine maledip etmedikleri gibi hususlarda araştırma yapılmadığını, müteveffanın vefat etmiş olan annesi ve babasından intikal edecek taşınmaz ya da mal varlığı bulunup bulunmadığı tespit edilmediğini,...

        "...Ancak, bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Başka bir söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifadeyle davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlı olarak da hükmü istinaf/temyiz etme hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer....

        14/07/2010 tarihinde vefatı sebebiyle, Burhaniye Sulh Hukuk Mahkemesinin 21/12/2012 tarihinde kesinleşen 21/03/2012 tarih 2016/657 esas 2012/203 karar sayılı kararı ile mirası reddedilen Hüseyin Güven'ın terekesinin TMK 612 maddesi gereğince iflas hükümlerine göre tasfiyesine, Tereke Tasfiye Memuru olarak Burhaniye İcra Dairesi Yazı İşleri Müdürü Kirami Köknar'ın Tereke tasfiye memuru olarak atanmasına" karar verildiğini, Burhaniye Satış Memurluğunun 2002/2 Tereke Satış Dosyasında, Tereke tasfiye memuru tarafından, 18.02.2020 tarihli göreve başlama ön rapor ile, Terekenin aktif değerlerinin Hüseyin Güven adına kayıtlı, Burhaniye Denizbank Şubesi 696322 numaralı banka hesabı, Burhaniye İş Bankası Şubesi 2122- 235586 numaralı banka hesabı, Burhaniye Akbank Şubesi TR 5 banka hesapları, Balıkesir ili,Burhaniye ilçesi,Mahkeme Mahallesi,118 ada,11 parsel 1 ve 3 nolu bağımsız bölüm sayılı mesken niteliğinde 2 adet taşınmaz olduğunu, Terekenin pasif değerlerinin; T1 27.12.2001 tarihi itibariyle...

        Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

        Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605). Mirasbırakanın ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Dosya kapsamından muris ...'un ölüm tarihinin 30.07.2007 olduğu, ..Dairesi mükellefi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ...'un, .. Dairesi Müdürlüğüne yaptığı başvuru üzerine muris ..'un anlaşılmasına karşılık ...'...

          UYAP Entegrasyonu