"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 15.12.2010 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava Türk Medeni Kanununun 605/2. maddesinde yer alan mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. ...ü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF ve İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacılar terekenin haklarını, aktiflerini kabul etmişler, en azında davalılar murisi için kabul görülen tazminatları uhdelerine geçirdiklerini, Tokat Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/197 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan rücu tazminatı istemli, itirazın iptali konulu davamız davacıların terekenin borçlarını kabul etmedikleri halde miras bırakanlarından kalan tazıninatı kabul ettikleri için açıldığını, muris terekesinin mal varlığı bulunmaktadır. 06.11.2021 tarihinde vefat eden murisin terekesinin borca batıklığının bu tarihte ileri sürülmesi talebin soyut ve borçtan kaçınmak maksadından ibaret olduğunu gösterdiğini, davacılar murisin terekesinin taşınır ve taşınmaz aktiflerini kabul ettiklerini, murisin terekesi vefat olayından dolayı resmen açılmış olmalıdır....
Mahkemece murisin dava dışı mirasçısının davacı olarak davaya dâhili sağlanmış ve gerekçede dayanağı gösterilmeden davanın tereke adına açıldığı belirtilmiş ise de; Usul hukukumuzda mecburi dava arkadaşlığı bulunan ayrıksı haller dışında dâhili dava yoluyla bir davada taraf değişikliği yapılmasına ve sonradan bir kimseye bu yolla taraf sıfatı kazandırılmasına ve dava konusu payın tamamı için yalnızca davacı adına tescil istemi ile açılan davaya tereke adına açılmış bir dava mahiyeti kazandırılmasına ve dava açıldıktan sonra davaya davacı sıfatıyla dahil edilen diğer paydaşa davacı sıfatı kazandırmasına yasal olanak bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davanın usulden reddi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmektedir. İstinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yeniden davanın usulden redddine dair temyiz yasa yolu açık olmak üzere karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm terekenin tespiti ve resmen yönetilmesi istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 27.01.2014 (Pzt.)...
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun; 599’uncu maddesinde, mirasçıların, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazandıkları, kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçıların, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazandıkları ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu oldukları, atanmış mirasçıların da mirası, miras bırakanın ölümü ile kazandıkları, yasal mirasçıların, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlü oldukları belirtilmiş, 605’inci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri, ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen belirlenmiş ise, mirasın reddedilmiş sayılacağı bildirilmiş, 606’ncı maddesinde, mirasın...
Hükmün, davalı İfakat Yakışır tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Yukarıda açıklanan ve belirtilen ilke ve kurallar doğrultusunda somut olay incelendiğinde, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne yönelik vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından; ölüm tarihinde miras bırakının ödemeden aczi açıkça belli olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Hükmün, davacı ve davalılar avukatlarının temyiz etmeleri üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun; 599’uncu maddesinde, mirasçıların, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazandıkları, kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçıların, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazandıkları ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu oldukları, atanmış mirasçıların da mirası, miras bırakanın ölümü ile kazandıkları, yasal mirasçıların, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlü oldukları belirtilmiş olmasına...
Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında istem; TMK'nın 605/2. maddesinde; "Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır." şeklinde düzenlenen mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar, Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça, yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça, her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Terekenin borca batık olduğunun tespiti, mirasın hükmen reddi istemli dava, tereke alacaklılarına karşı yetkili ve görevli Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılabilir. Bu nedenle, eldeki dosyaya bakma görevinin Hozat Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşılmaktadır....