Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece şikayetçi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun alacağın 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 168. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 15, 15/a ve 16. maddesinde tanımlanan alacaklardan olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı TMSF vekili temyiz etmiştir. 1- Türk hukuku bakımından terekenin tasfiyesi için iki usul öngörülmüştür. Bu usullerden Türk Medeni Kanununun 632 ve izleyen maddelerinde düzenlenmiş tasfiye biçimi kural niteliğinde ise de istisnai durumlarda (TMK. m. 612 ve 636) İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre tasfiye usulü de benimsenmiştir. Ne var ki iflas hükümlerine göre yapılan tereke tasfiyesinin de iflasa ilişkin tasfiyeden farklı yanları bulunmaktadır; bu bağlamda iflasta asliye ticaret mahkemesince yapılması öngörülen bütün işlemler, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde sulh hukuk mahkemesince yapılır....

    (Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 33. ve 34. ) maddelerinde gösterilenlerden gerekli ve uygun koruma önlemlerini alması gerekirken, istek de olduğu halde, açıklanan yönde işlem tesis etmemesi doğru olmadığı gibi, tereke mallarına atanan temsilcinin, terekeyi resmen yönetmekle görevli (TMK. m.593) olup olmadığının karar yerinde göstermemesi de usul ve yasaya aykırıdır. Kararın, açıklanan sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluğun onama yönünde oluşan görüşüne iştirak etmiyorum....

      Hükmün, davacı Kurum vekili ve davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarfından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava hukuki nitelikçe, kurum sigortalısı ...'nin 01.11.1999 tarihinde kardeşi ... tarafından öldürülmesi neticesinde ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirlerin ve yapılan cenaze yardımının, davalı mirasçılarından, 1479 sayılı Yasanın 63. maddesi uyarınca rücuan tahsili istemine ilişkindir. ... Medeni Kanun’un 605. maddesi, “ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmünü içermektedir. Şayet, mirasın açıldığı sırada, terekenin pasifi, aktifinden fazla ise tereke borca batık sayılır....

        Bu nedenle terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermek iş bu davada yapılması gerekenlerdir....

        Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.05.2013 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulü ile terekeye temsilci atanmasına dair verilen 18.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, terekenin tespiti ve önlemlerin alınması isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile murisler ..., ... ve ... terekesine Av. .. tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, taraflar arasındaki uyuşmazlığın terekenin korunması kapsamında tespiti (TMK m. 589) ve defterinin tutulması (TMK m. 590) isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2001 KARAR NO : 2021/1945 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÜNYE SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/08/2021 NUMARASI : 2021/8 E 2021/25 K DAVA KONUSU : Tereke (Tespit İstemli) KARAR : DAVA DİLEKÇESİNİN ÖZETİ: Davacı vekili 23/03/2021 tarihli dilekçesi ile; Terme 1. Noterliğinin 12/03/2021 tarih ve 03300 yevmiye nolu veraset ilamına göre davacının muris T3 mirasçısı olduğu, T3 10/08/2021 tarihinde vefat ettiğini, bu bağlamda murisin terekesinin tespiti ile terekeye konu mallar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini dava ve talep olunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Ünye Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 04/08/2021 tarih 2021/8 Esas, 2021/25 Karar sayılı ilamıyla davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....

          Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü vb. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Somut olayda; mahkemece tereke pasifini oluşturan borcun miktarının ölüm tarihi itibariyle belirlenmediği anlaşılmaktadır....

            Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri, vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar. 609. madde uyarınca, mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız, şartsız olması gerekir. Sulh hakimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Aynı Kanunun 610/2. maddesi ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mirasın Resmen Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle reddin iptaline karar verilmesi halinde mirasın resmen tasfiye edileceğinin tabii bulunmasına (TMK.md.617/2) göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.28.03.2011(Pzt)...

                UYAP Entegrasyonu