WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müdahil Hazine vekili, kamu alacaklarının öncelikli olduğunu belirterek tereke tasfiyesinde öncelikli olarak alacak kaydının yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile tereke tasfiye memurlarının hazırladığı rapor uyarınca terekede kalan bedelin alacaklı davacıya ve davalı Hazine arasında eşit olarak paylaştırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ayrı ayrı temyiz etmiştir. Yargılama sırasında tasfiye memurlarınca verilen talimat sonucunda Hazine tarafından yatırılan ve sarf edilmeyen 5.000,00 TL'nin Hazineye iadesi gerekirken bu bedelin tereke mevcuduna eklenmesi ve tasfiyeye tabi tutulması doğru görülmemiş ayrıca Hazine'nin kamu alacağına ilişkin haczin 23.03.2007 tarihinde kesinleşmiş olması ve davacı alacaklının kira alacağının bu tarihten sonra muaccel olması ile kamu alacağının öncelikli olduğu gözetilmeden tereke mevcudunun Hazine ile davacı arasında bölüştürülmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

    En yakın yasal mirasçılarının mirasını reddetmesiyle ... davalının terekesi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 612 nci maddesine göre iflas usullerine göre yapılacak tasfiyeye tabi olup, terekenin tasfiye edileceği dikkate alınarak, davalı müteveffanın terekesine tasfiye için tereke memuru tayin edilip edilmediği araştırılıp, eğer tayin edilmemişse bu hususta ilgili Mahkemeye gerekli ihbar yapılıp tereke tasfiye memuru atandıktan sonra; eğer ki tayin edilmişse buna ilişkin kararın dosyaya kazandırılmasıyla birlikte Bölge Adliye Mahkemesi kararının ve davacı yanın temiz dilekçesinin tereke tasfiye memuruna tebliği ile temyiz dilekçesi ve temyize cevap dilekçesi sunma süresi beklenildikten sonra bu dilekçeler sunulmasa dahi her halde davacı vekilinin temyiz sebeplerinin incelenmesi amacıyla Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir....

      En yakın yasal mirasçılarının mirasını reddetmesiyle ... davalının terekesi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 612 nci maddesine göre iflas usullerine göre yapılacak tasfiyeye tabi olup, terekenin tasfiye edileceği dikkate alınarak, davalı müteveffanın terekesine tasfiye için tereke memuru tayin edilip edilmediği araştırılıp, eğer tayin edilmemişse bu hususta ilgili Mahkemeye gerekli ihbar yapılıp tereke tasfiye memuru atandıktan sonra; eğer ki tayin edilmişse buna ilişkin kararın dosyaya kazandırılmasıyla birlikte Bölge Adliye Mahkemesi kararının ve davacı yanın temiz dilekçesinin tereke tasfiye memuruna tebliği ile temyiz dilekçesi ve temyize cevap dilekçesi sunma süresi beklenildikten sonra bu dilekçeler sunulmasa dahi her halde davacı vekilinin temyiz sebeplerinin incelenmesi amacıyla Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir....

        "...Ancak, bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Başka bir söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifadeyle davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlı olarak da hükmü istinaf/temyiz etme hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer....

        Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

        veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır'' hükmüne dayanılarak açılan, mirasın hükmen reddi (terekenin borca batık olduğunun tespiti) istemine ilişkindir....

        in 15.12.2006 tarihinde vefat ettiğini, muris vefat ettikten sonra mirasçılar arasında tereke davası açıldığını, taraflar arasında devam eden tereke davasının 04.07.2013 tarihli celsesinde mahkemece dava konusu şirketin yeniden ihyası amacıyla dava açmak üzere yetki verildiğini, şirketin diğer ortaklarının tasfiyeden önce şirketin tüm nakdi ve gayri nakdi mal varlıklarını yeni kurdukları şirketlere aktardıklarını, şirketin tasfiyesinden ne terekeye ne de mirasçılara herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, tasfiye nalinde ... Sistemleri ve A.Ş'nin TTK'nin 547. maddesi hükmünce ek tasfiye için yeniden ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tasfiye memuru vekili, müvekkilinin yasal prosedürler dahilinde tasfiyeyi sonuçlandırdığını, tereke dosyasının tasfiyenin her aşamasında yazılı olarak bilgilendirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı ......

          Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605). Mirasbırakanın ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Dosya kapsamından muris ...'un ölüm tarihinin 30.07.2007 olduğu, ..Dairesi mükellefi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ...'un, .. Dairesi Müdürlüğüne yaptığı başvuru üzerine muris ..'un anlaşılmasına karşılık ...'...

            Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurulduğu, Mahkemece davanın kabulüne ve tereke tasfiye memuru olarak ...’nin görevlendirildiği, eldeki davada ise; tereke temsilcisi ...’nin yöntemince davaya dahil edildiği halde, tüm mirasçıların mirası reddettikleri, terekenin resmî tasfiyeye girdiği gerekçesi ile dava reddedilmiştir. Mirası reddeden davalı ... hakkında verilen karar yerinde ise de, tereke hakkında husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur. Yargılama sırasında vefat eden tarafların mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde konunun miras hukuku hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. TMK’nın 612. maddesinde en yakın yasal mirasçıların, mirasın tamamını reddetmesi halinde reddedilen mirasın iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği hükme bağlanmıştır....

              Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/72 D.İş sayılı tespit dosyasında, tespit isteyen ve aleyhine tespit istenenler arasında iş bu dosya davacıları veya murislerinin yer almadığı, tespitin ve raporun bu kişilere tebliğine ilişkin bir belge de bulunmadığı, olay tarihinde davacılar murisinin çalışanının olay yerinde bulunduğu ve dolayısıyla işverenine zarardan ve failden bilgi verdiği şeklindeki savunmanın soyut olup, davacılar murisinin zararı ve faili öğrendiğine ilişkin bir delil sunulamadığı, murisin ölümünden sonra resmen yürütülen tereke dosyasında tespit yapılmış olup, tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun 16.12.2013 tarihinde dosyaya sunulduğu, zarar miktarı ve failin bu raporda tespit edildiği, dava açılış tarihinin 12.11.2014 olup bilirkişi raporu sunulduktan sonra davanın iki yıl içinde açıldığı ve bu nedenle zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, 5. Davalı tarafın istinaf itirazlarında da bildirdiği İstanbul 18....

                UYAP Entegrasyonu