Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından ret olunan miras, Sulh Hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilmiştir. Davacı, mirabırakandan alacağı bulunduğunu, tasfiye sonucu alacağının ödenmediğini ileri sürerek alacak isteminde bulunmuş ve davayı ... yöneltmiştir. Tasfiyeyi gerçekleştiren ... 2. Sulh Hukuk mahkemesinin 2000/9 tereke sayılı dosyasında, 17.02.2006 tarihli ara kararı ile tasfiye sonucu artan paranın emaneten Hazine hesabına aktarıldığını, bu paranın mirası ret etmiş olsalar dahi mirasçılara ödenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Davacı alacaklının tasfiye sırasında iflas idaresine karşı açtığı bir dava bulunmamaktadır....

    Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/32 Esas tereke, 2007/16 Karar sayılı kararıyla adı geçen şahsın terekesinin tasfiyesine ve tasfiye memuru olarak aynı mahkeme yazı işleri müdürünün tayinine karar verilmiş olup, bu karar halen hukuki varlığını muhafaza etmektedir. Eldeki davanın görülebilmesi için tasfiye işleminin sonuçlanmasına gerek olmadığı gibi davacılar mirasın reddinin iptâli davasını açmak zorunda da değillerdir. Tasfiyede mirası reddedilen pay sahibinin hukuki durumu ve dava konusu taşınmazdaki payının tereke aktifine dahil edilip edilmeyeceği bu dava sonucuna göre belirlenecektir. Bu durumda mahkemece atanan resmi tasfiye memurunun bu davayla birleştirilmek üzere açılacak dava ile davaya katılması sağlanarak işin esasının incelenip, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu dava koşulları oluşmadığından bahisle ret kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir....

      az olması, borca batıklığın resmen tespit edilmiş veya en azından açıkça belli olması gerektiğini, terekenin borca batık olduğunun resmen tespiti için ödemeden aciz belgesi ve iflas kararı olmak zorunda olduğunu, mirasçı davacıların mirası kabul ettiğine dair bir davranışta bulunmamış olmaları gerektiğini, terekenin borca batık olduğunun saptanması bakımından ölenin taşınmaz ve taşınır malları ve üçüncü şahıslardaki alacaklarının ve varsa bankadaki para ve tahvilatının araştırılıp miktar ve değerleri ile birlikte tüm tereke mevcudundan yine ölenin tüm borçlarının çıkarılması gerektiğini, davalıların mirastan yararlanıp yararlanmadığının araştırılması gerektiğini, bu hususların yeterince araştırılmadığını, red süresi bitmeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçının mirası reddedemeyeceğini,...

      Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

        Hükmün, davacı Kurum avukatınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı Kurum tarafından, yaşlılık aylığı bağlanan .....'in 13.02.1993 tarihinde vefatından sonra hak sahibi eşi ...'...

          nın terekesinin tasfiyesine karar verilmiş ve ... tarihli ek karar ile tasfiye memuru olarak görevlendirme yapılmıştır. Dosyamızda davalı durumundaki terekesi tasfiye olunan ...'yı davada temsilen husumetin Antalya ... Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesi Tasfiye Memurluğuna yöneltildiği ve Antalya ... Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesi Tasfiye Memurluğu"na dava dilekçesi, tensip tutanağı, istinaf kararı, duruşma tutanakları tebliğ edilmiştir....

            14/07/2010 tarihinde vefatı sebebiyle, Burhaniye Sulh Hukuk Mahkemesinin 21/12/2012 tarihinde kesinleşen 21/03/2012 tarih 2016/657 esas 2012/203 karar sayılı kararı ile mirası reddedilen Hüseyin Güven'ın terekesinin TMK 612 maddesi gereğince iflas hükümlerine göre tasfiyesine, Tereke Tasfiye Memuru olarak Burhaniye İcra Dairesi Yazı İşleri Müdürü Kirami Köknar'ın Tereke tasfiye memuru olarak atanmasına" karar verildiğini, Burhaniye Satış Memurluğunun 2002/2 Tereke Satış Dosyasında, Tereke tasfiye memuru tarafından, 18.02.2020 tarihli göreve başlama ön rapor ile, Terekenin aktif değerlerinin Hüseyin Güven adına kayıtlı, Burhaniye Denizbank Şubesi 696322 numaralı banka hesabı, Burhaniye İş Bankası Şubesi 2122- 235586 numaralı banka hesabı, Burhaniye Akbank Şubesi TR 5 banka hesapları, Balıkesir ili,Burhaniye ilçesi,Mahkeme Mahallesi,118 ada,11 parsel 1 ve 3 nolu bağımsız bölüm sayılı mesken niteliğinde 2 adet taşınmaz olduğunu, Terekenin pasif değerlerinin; T1 27.12.2001 tarihi itibariyle...

            Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanunu'nun 610/2 nci maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. 3. Terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü vb. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. 4....

              Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.” Somut olayda, borçlu ... hakkında 07.08.2014 tarihinde bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı ve ödeme emri tebliği ve takibin kesinleşmesinden sonra borçlunun 03.12.2014 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, borçlu takipten sonra öldüğünden İİK.nun 53. maddesi gereğince alacaklının tereke aleyhine veya mirasçıların aleyhine takibin devamını istemesi gerekir. Eğer mirasçılar hakkında takibin devamını isterse reddi miras için Medeni Kanun gereğince tayin edilen 3 aylık süre içerisinde takibin geri bırakılması gerekir....

                Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez....

                UYAP Entegrasyonu