Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan, anılan Yasa’nın 111/2. maddesinde belirtildiği üzere mahkemece davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz. Terditli (kademeli) olarak açılan davalarda ilk talebin reddine bağlı olarak ikinci talep hakkında kabul kararı verilmesi durumunda iki ayrı dava için iki ayrı harç ve yargılama giderlerine hükmedilemez. İkinci talep hakkında verilen karara göre harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderleri hakkında hüküm kurulur, Somut olayda davacılar tapu iptal ve tescil talebi yerinde görülmezse uğradıkları zararın tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece davacının ikincil talebi kabul edildiğine göre davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, tapu iptal tescil talebine yönelik dava değeri üzerinden davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur....

Dava terditli olarak açıldığına göre öncelikle tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi halinde terditli alacak talebinin incelenmesine ve bu hususta bir karar verilmesine de gerek kalmayacaktır. Ancak tapu iptali ve tescil isteğinin yerinde olmadığı anlaşıldığı takdirde alacak isteği incelenebilecektir. Terditli açılan davaların niteliği gereği ancak isteklerden biri hakkında hüküm kurulabilmekte olup, tek vekalet ücreti takdir edilir. Ancak davacının talebinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi halinde reddedilen miktar bakımından davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi mümkündür. Terditli açılan davalar için ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri mümkün değildir....

    Mahkemenin önceki tarihli kararı Dairemizin 2019/1734- 2020/81 E-K sayılı kararıyla " davacının tapu iptal ve tescil davası kabul edilmediği takdirde tazminat talebinde bulunduğu halde bu talep hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediği ve bu talep gerekçede de değerlendirilmediği, kesin hüküm olduğu belirtilen İskilip Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/527 Esas ve 2015/840 Karar sayılı ilamının sadece davacı T2 ile davalı Hasan Kelgökmen arasında tapu iptal ve tescil talebi açısından kesin hüküm oluşturacağı ve davalılar Ali Sülük, Sadık Sülük ve T10 hakkında tapu iptal ve tescil talebi yönü ile pasif dava ehliyetlerinin bulunup bulunmadığının tartışılmadığı gerekçesiyle HMK’nın 353/1- a-6.maddesi gereğince karar kaldırılmıştır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil bedelinin tahsiline, karşı dava ise temliken tescil, olmadığı takdirde ağaç, duvar ve yapı bedellerinin tazminine ilişkindir . 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nun 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." kuralı nazara alınmıştır....

      Mahkemece, ifa imkanının bulunmadığı gerekçesi ile tapu iptal ve tescil davasının reddine, 4.230.708,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve müdahale talebinde bulunan tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre müdahale talebinde bulunan . ... tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile kendisine satışı vaadedilen taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müspet zarar karşılığı 4.230.708,00 TL nın faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, mahkemece terditli taleplerden tapu iptal ve tescil talebinin reddine, taleple bağlı kalınarak...

        Ancak; davacı ... tarafından tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak talepli olarak açılan terditli davada tapu iptali ve tescil talebi önceki tarihli hükümle reddedildiği ve bu hüküm temyiz incelemesi sonucunda kesinleştiği halde, Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak hem kesinleşen dava dosyasındaki hem de birleşen dava dosyasındaki tapu iptali ve tescil talebi reddedilerek, davalılar lehine iki kez vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz ise de, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 5 numaralı fıkrasının (B) harfi ile gösterilen bendinin hüküm yerinden çıkarılmasına ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          S.2 hesaplamalara göre yapının değerinin açıkça arsanın değerinden fazla olduğu görülse de, dava konusu yerin sınırlarının belli olması ve tapu kayıtlarında yapılacak bir inceleme ile bu yer üzerinde Niyazi Ateş'in paydaş olarak mülkiyet hakkına sahip olduğunun tespit edilebilmesi karşısında davacının iyiniyetli olmadığı, bu nedenle bedelsiz veya bedel karşılığı tapu iptali ve tescil taleplerinin yerinde olmadığı, davacı taraf terditli olarak bina değerinin verilmesini de talep etmişse de, dava konusu taşınmazın halen davacı tarafın zilyetliğinde bulunması nedeniyle taşınmazdaki kullanımlarının devam ettiği, bu aşamada şahsi hak niteliğindeki bedel taleplerinin de mümkün bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

            -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle, tapu iptal-tescil davalarının kayıt malikine yöneltileceği ancak, eldeki davada davalı ...’in çekişmeli taşınmazda kayıt maliki olmadığı için hakkında açılan tapu iptali ve tescil istekli davanın husumetten reddi gerekirse de, mahkemece esastan redde karar verilmiş olması sonuca etkili görülmemiş, terditli tazminat isteği yönünden de, iddianın TMK 6. ve HMK 190.maddeleri uyarınca usulünce kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddi kararı bu gerekçeyle ve sonucu itibariyle doğru olduğuna göre, davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 25.20 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, 08.11.2008 tarihinde noter huzurunda çekilen kur'a sonucunda müvekkiline isabet eden 39 no'lu dairenin davalı ...'e satıldığını, davalılar arasındaki satış işleminin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı ... adına kayıtlı dairenin müvekkilini adına tapuya tesciline, mümkün olmadığı takdirde dava konusu dairenin dava tarihindeki değerinin tespit edilip davalı kooperatiften tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif vekili; davanın reddini istemiştir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir....

                Kamu düzenine aykırılık yönünden resen yapılan inceleme sonucunda; Terditli açılan davada davacı tarafça dava dilekçesinde, ilk olarak satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunulduğu, harca esas değerin dava dilekçesinde 2.500,00 TL gösterildiği, bu miktar üzerinden peşin harç yatırıldığı, keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığı ancak satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine konu taşınmazın dava tarihi itibariyle harca esas değerinin belirlenmediği, bu eksiklik yönünden bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadığı, taşınmazın aynına yönelik tapu iptali ve tescil istemi yönünden 1/4 peşin harç yatırılmadan ve peşin noksanlığı tamamlanmadan yargılamaya devamla esas hakkında hüküm tesis edildiği görülmektedir. Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır....

                UYAP Entegrasyonu