Davacı ...’ın tenkis yönünden temyiz itirazlarına gelince; Davacı ...’ın, saklı payına yönelik olarak tenkis isteğinde bulunduğu nazara alındığında, tenkis ile ilgili hüküm yönünden davacının kararı temyiz etme hakkı bulunduğu ve bu yönden temyiz itirazlarının incelenebileceği açıktır. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tenkis isteği yönünden davacı ...’ın yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, tenkis yönünden usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, davacıdan harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 10.11.2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, vasiyetnamenin iptali isteğinin reddine, tenkis isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nce, vasiyetnamenin iptaline ilişkin asıl dava onanmış; birleştirilen dava ise; davacılardan ... dışındakilerin tenkis davasının bulunmadığı, tenkis davası yönünden davacı ... ve davalıların delillerinin toplanılması, ... yaptığı işlemin muvazaalı olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuş; Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonunda, asıl davanın bozma kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle, yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davada ise; tenkis isteğinin kabulüne dair verilen karar Dairece; “...İddianın özetlenen içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle, birleştirilen davada, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil; olmadığı takdirde, tenkis isteğinde bulunulduğu açıktır....
#Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (SABİT TENKİS ORANI) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olmayacağı (MK.506) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. #Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 506. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan, davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz....
Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı ...... Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın iptal tescil ile tenkis isteğinin reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanı ...’nın ... 4....
O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir. Somut olayda, tasarrufa konu olan malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 564. maddesinde düzenlenen tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan ve davalının tercih hakkı doğmadan tercihini kullanmasına yasal olanak yoktur. Bu nedenle sabit tenkis oranı belirlenmeden tercih hakkının kullandırılması doğru olmadığı gibi, tereke miktarını ve tenkis hesabını değiştirme ihtimali bulunan 738 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki tavuk kümesinin mülkiyetine ilişkin ... . Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/250 Esas sayılı dava davasının sonucu beklenmeden karar verilmiş olması da doğru değildir....
nun tenkis davasının reddine, davacı ... mirasçılarının tenkis davasının kabulüne, birleştirilen davalar açısından verilen kararların Yargıtay ilâmında bozma konusu edilmediğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dosya davacılar vekili, asıl dosyada davalılar - bir kısım birleştirilen dosyada davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri 1. Asıl dosya davacılar vekili temyiz dilekçesinde; Davalı ...'den tahsil edilmesi gereken tenkis bedelinin yanlış hesaplandığını, taşınmazların değerinin tespiti için alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, belirlenen sabit tenkis oranının hatalı olduğunu, davacı ... yönünden de tenkis davasının kabul edilmesinin gerektiğini belirterek hükmün kaldırılmasını talep etmiştir. 2....
K. sayılı ilâmında mahkemece vasiyetnamenin iptalini gerektirir bir husus bulunmadığından bu talebin kabul görmemesi üzerine tenkis istemi üzerinde durulmasında bir isabetsizlik görülmediği, bu nedenle davanın tenkis istemi yönünden değerlendirildiğini, mahkemece tenkis istemi yönünden bilirkişi marifetiyle davacının saklı payının ihlal edildiğinin tespit edildiği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken saklı payın ihlal edilmediği gerekçesiyle davanın reddinin doğru olmadığı belirtilmiştir. B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, miras bırakan ... kızı ...'ın vasiyetine ve vasiyetin iptaline konu .... Köyü 31 No.lu parselin Belediye ve Mücavir Alan sınırları dışında olup sabit tenkis oranına göre ...'...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; Yerel mahkemece verilmiş olan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tenkis davasının kural olarak saklı paylı mirasçıların ve istisnaen de saklı paylı mirasçıların alacaklılarının, hâkimden mirasbırakanın tasarruf oranını aşan kazandırmalarının bu oranda etkisizleştirildiği bir dava olduğunu, bu haliyle tenkis davasının yenilik doğurucu bir dava niteliğinde olduğunu, tenkis davası sonucunda verilen hükümle, murisin tenkise tabi olan ve dava sonucu tenkis edilmiş sağlar arası tasarruflarının ölümü anından itibaren etki ve sonuç doğuracak şekilde saklı paylı mirasçıların saklı payları ihlal etmeyecek tasarruflara dönüşmesi olduğunu, sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde tenkise tabi malvarlığı değerlerinde murisin ölümünden tenkis davasının kesinleştiği tarihe kadar elde edilen gelirlerin dava konusu olayda yarısı (tenkis oranında) oranında iadesi talebinin hukuka uygun bir talep olduğunu, davalı vekilinin...
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, 76.148,73 TL tenkis alacağının davalılardan müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, tahsil edilecek toplam tenkis bedelinin, davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Teselsül ancak yasadan veya sözleşmeden doğar. Tenkis davası için yasada, teselsüle yer verilmediği gibi bu yolda sözleşme yapılması da mümkün değildir. O halde mahkemece, tenkis bedelinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi isabetsizdir. Diğer taraftan, 1086 sayılı H.U.M.K'nun 388/son ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. fıkrası uyarınca, hükmün sonuç kısmında, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde tek tek gösterilmelidir....