Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

MÖHUK md. 54: “Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir: a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği -------- dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması." şeklindedir. ------ ----------- ile Tazminata İlişkin Cezaî Konularda Verilmiş Kararların Tanınması ve Tenfizi; 1.-------- her biri, diğer-------- verilmiş aşağıdaki kararları, işbu Anlaşmada öngörülen hükümler altında tanıyacak ve tenfiz edecektir. a. Hukukî konulara ilişkin adlî kararlar, b.Tazminata ilişkin olarak cezaî konularda verilmiş kararlar. 2. ---- sadece işbu--- yürürlüğe girmesinden sonra verilen kesinleşmiş adlî kararlar tanınacak ve tenfiz edilecektir." 36. Maddesi ise; "Kararların Tanınması ve Tenfizi Şartları İşbu Anlaşmanın 35. maddesinde belirtilen kararlar, aşağıdaki şartları olmaları halinde diğer ------ tanınır ve tenfiz edilir: a....

    New York Sözleşmesi'nin V (2) ve MÖHUK'un 62. maddesine göre tenfiz kararı verilebilmesi için Mahkemece re'sen incelenecek hususlar; tahkim sözleşmesi yapılmış veya esas sözleşmeye tahkim şartı konulmuş olması, hakem kararının genel ahlâka veya tenfiz talep edilen ülkenin kamu düzenine aykırı olmaması, hakem kararına konu olan uyuşmazlığın tenfiz talep edilen ülkenin kanunlarına göre tahkim yoluyla çözümünün mümkün olmasıdır....

      Hukuk Dairesinin 01.02.2016 tarih, 2015/8907 E. ve 2016/1305 K. sayılı kararıyla, 5718 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinde tenfiz dilekçesine eklenecek belgelerin sayıldığı, 54 üncü maddede ise tenfiz şartlarının belirtildiği, yabancı mahkeme kararının o ülke adli makamlarınca uygulanan yabancı usul hukuku uyarınca usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesinin yeterli olduğu, kesinleşme usulünün kamu düzenine aykırılığının somut olayda bulunmadığı, mahkemece, kararın kesinleştirilmesinin davalıya kararın tebliğ edilmemesi nedeni ile kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesi ile tenfiz isteminin reddine karar vermesinin yerinde olmadığı, diğer tenfiz şartları bulunup bulunmadığının incelenmesi gerektiğine işaret edilerek bozulmuştur. C....

        Davalı vekili, taraflar arasındaki sorunun çözümünde Türk Mahkemelerinin münhasır yetkiye haiz olduğunu, yabancı mahkeme kararının kesinleşme tarihinin 15.02.2010 tarihi göründüğü halde müvekkiline tebliğinin ise, 22.07.2010 tarihi olduğu bu durumun açıkça kamu düzenine aykırı olduğunu, kararda faiz oranı belirtilmediği için faiz yönünden tenfiz kararı verilmesinin karışıklığa neden olacağını, İtalyan mahkemesinin vermiş olduğu kararda KDV ve Sosyal Güvenlik Katkısı ve genel masrafların götürü bedeller üzerinden tanzim edilmesi için harç ve ücretlerde %12 ,50'lik bir artıştan da müvekkilinin sorumlu olacağının belirtildiğini, bu talebin de tenfiz dışında bırakılması gerektiğini savunmuştur....

          Davalı vekili, taraflar arasındaki sorunun çözümünde Türk Mahkemelerinin münhasır yetkiye haiz olduğunu, yabancı mahkeme kararının kesinleşme tarihinin 15.02.2010 tarihi göründüğü halde müvekkiline tebliğinin ise, 22.07.2010 tarihi olduğu bu durumun açıkça kamu düzenine aykırı olduğunu, kararda faiz oranı belirtilmediği için faiz yönünden tenfiz kararı verilmesinin karışıklığa neden olacağını, İtalyan mahkemesinin vermiş olduğu kararda KDV ve Sosyal Güvenlik Katkısı ve genel masrafların götürü bedeller üzerinden tanzim edilmesi için harç ve ücretlerde %12 ,50'lik bir artıştan da müvekkilinin sorumlu olacağının belirtildiğini, bu talebin de tenfiz dışında bırakılması gerektiğini savunmuştur....

            Bu davada MÖHUK 54. ve devamı maddeleri gereğince tanıma ve tenfiz şartların oluşup oluşmadığı incelenmekte olup tanıma ve tenfizi istenen kararın münhasıran velâyet düzenlemesine yönelik olmasının bir önemi bulunmamaktadır. MÖHUK’da tanıma ve tenfize ilişkin davalarda temyiz edilemezlik durumuna ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte; MÖHUK 57/2. maddesinde tenfiz isteminin kabul veya reddi hususunda verilen kararların temyizinin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. HMK’ da tanıma tenfiz davalarının temyiz edilemeyeceğine dair düzenleme de bulunmamaktadır. A.İ.H.S.nin 6. maddesi ve Anayasa’nın 36. maddesi gereğince adil yargılanma hakkının genel unsurlarından biri de adalete erişim hakkıdır. Yasal düzenlemelerde açıkça yasa yolunun kapalı olduğuna dair bir düzenleme bulunmaması halinde adalete erişim hakkı gereğince yasa yolunun açık olduğunun kabulü gerektiğinden davalının temyiz talebinin incelenmesi gerektiği kanaatindeyim....

              Davalı vekili, 5718 sayılı MÖHUK’un 51. maddesine göre tanıma ve tenfiz davalarının kendisine karşı tenfiz istenen kişinin ikametgahının olduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği, müvekkilinin merkezinin ...-... Karayolu .... K....ı –.... adresinde olduğunu, yetkili mahkemenin ..... Mahkemeleri olduğundan bahisle yetki itirazında bulunmuş, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkemenin kendisine karşı tenfiz istenen kişinin ikametgahının olduğu yer mahkemesi olduğu ve davalı vekilinin süresinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduğu, özel hukuk tüzel kişilerinin ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ........

                Yerel mahkemece tenfiz kararı verilmiş değerli çoğunluk hükmü doğru bulmuştur. Yargıtay, evlilik birliği Türkiye’de açılan bir “boşanma davası” ile sona erdikten sonra tenfiz davası açılamayacağını oybirliği ile kabul etmektedir. Evlilik boşanma ile biterse tenfiz istenemez, ölüm ile biterse istenir görüşünü sergileyen Yargıtay yaman bir çelişkinin içindedir. Sona ermiş bir evliliğin yeniden sonlandırması istenemez. Ölüm ile oluşan haklar sağ eş davalıya 05.08.1996 tarihinde KENDİLİĞİNDEN intikal olmuştur. 17 yıl sonra açılan dava ile ölen erkek eş POST MORTAL BOŞANMA işlemine tabi tutularak dul eş statüsünden boşanmış eş statüsüne geçirilmiştir. Türk Miras Hukukunun 05.08.1996 tarihinde vermiş olduğu haklar 17 yıl sonra geri alınmıştır. Sonuç olarak; dava tarihinde “devam eden” bir evlilik olmadığına göre “olmayan bir evliliğin" sonlandırılması da mümkün değildir. .......

                  Tanıma ve tenfiz kararının kesinleşmesi halinde, yabancı ilamın kesin hüküm etkisi yabancı mahkeme kararının o ülkede kesinleştiği andan itibaren hüküm ve sonuç doğuracağına göre, taraflar o tarihte boşanmış olacaktır. Bu itibarla, tanıma ve tenfiz davasının neticesi bu davayı etkileyeceğinden, tanıma ve tenfiz kararının kesinleşmesinin beklenerek hasıl olacak neticeye göre hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.02.2019(Pzt.)...

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında nohut ithalatı konusunda anlaşma imzalandığını, davalının anlaşmaya aykırı davranması nedeniyle ... Mahkemesinde açılan davada davalının tazminat ödemeye mahkum edildiğini, işbu kararın kesinleştiğini, borcun ödenmediğini belirterek yabancı mahkeme ilamının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, MÖHUK. 53, 54. maddeleri ve Türkiye ve ... arasında hukuki ve ticari konulardaki adli yardım sözleşmesine göre tenfiz şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu